Anselm Reyle’nin İstanbul’daki İlk Kişisel Sergisi 28 Ocak’ta Dirimart’ta Açılıyor

Dirimart, 28 Ocak – 20 Şubat tarihleri arasında Anselm Reyle’nin İstanbul’daki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Serginin başlığı HEAVY ağır materyale işaret ediyor. Sergide yer alan eserler, büyük seramik nesneler, kaba çuval bezi üzerine soyut resimler ve torna atığı parçalar misali kıvrık metal şeritlerin öbeklendiği, renkli neon ışıklarla parlak bir gösteri sunan Scrap Metal serisinden (2019) İsimsiz resimlerden oluşuyor.

Anselm Reyle, Untitled, 2021,
Anselm Reyle, Untitled, 2021, mixed media, neon, cable, acrylic glass, 179 x 152 x 25cm

Hurda ve görkem, parça ve bütün, kitsch ve yüksek sanat… bu ikilikler yıllardır Reyle’nin eserlerinde bir aradadır. Sanatçı bu gibi üslup kesişimlerini bilinçli olarak kullanır: Reyle’nin işlerinde müphem olmayan hiçbir şey yoktur. Sanatçı erken tarihli bir röportajında işlerinin “kendi tartışmalı hallerini” konu edindiklerini söylemişti. Bu ifade kasti bir müphemlik içeren sanatsal yaklaşımının ikna edici bir imgesine işaret eder. Nitekim bunu, sanatçının zevklerin sınırları ve estetik kodlarla giriştiği oyunlarda veya mizansen ve materyal bolluğunda da görmek mümkündür. Ancak bu strateji, Reyle’nin sanatının sezgisel ve duyusal niteliklerini gözden kaçırmamıza neden olmamalıdır, çünkü bu nitelikler, örneğin Şerit Resimlerinin “toplam renkliliği,” neon ışıkların (mekânsal) plastik kullanımı ya da resimlerinin genel kompozisyonları üzerinde aynı derecede güçlü bir etkiye sahiptir.

Reyle, son dönem işlerinde, sezgisel ve duyusal olana daha çok yönelmiş, bir yandan da kendine özgü form dağarcığını geliştirmiş ve buluntu nesnelere ağırlık vermiştir: maddeselden ve jestselden sezgisel olana bir yöneliş. Seramik ile yaptığı çalışmalar burada kilit öneme sahiptir: Cryptal Darkness (2020) ve Atop an Underworld (2017) başlıklı heykelleri, çarpıcı renkleri ve kabuksu yüzeyleriyle 1970’lerin sonunda çıkıp kısa sürede kitsch olan ve bitpazarı tezgâhlarını süslemeye başlayan gösterişli Fat Lava vazolarından esin alır. Bu üslup fenomenini bir motif olarak ele alan Reyle, form ve sırla yoğun bir deneye girişir, akabinde büyük formatlı, vazo benzeri bir grup heykel yaratır. Bu süreçte doğal bir malzeme olan kille çalışmanın getirdiği şans unsurunu ön plana çıkarmayı önemser, kelimenin doğrudan anlamıyla, zira eserin fırından nasıl çıkacağı hiçbir zaman kesin olarak öngörülemezdir. Ortaya çıkan kusurlar, çoğu kez estetik açıdan ilginçtir. Reyle, jeste yönelir, sürece spontan şekilde müdahale edip bazı kusurların olmasına izin verir, hatta böylesi kusurların oluşması için gerekli koşulları sağlar; çünkü bunlar üzerinden estetik bir jest ve yorumlama alanı açmak mümkündür. Reyle bu amaç doğrultusunda henüz fırınlanmamış malzemeyi bir jest olarak hırpalar, üzerinde kazıma izleri, kırıklar oluşturur ve böyle yapmakla, kapalı bir form olan vazoyu tam anlamıyla kırıp açar. Vazo, parlak turuncu ya da kadmiyum sarısı renklerde sırla, kabuksu, çeşit çeşit kaynayan lav macunlarıyla ya da metalik monokrom yüzeylerle tamamlanır. Böylelikle kökleri, hem kitsch’e hem kimi çağdaş sanat geleneklerine dayanan (bu noktada Fontana’yı hatırlamakta yarar var) ve Reyle’nin mizansen içinde sezgisel olarak açarken bir yandan da adeti olduğu üzere müphemlik yüklediği üslup melezleri meydana gelir.

Reyle, İsimsiz (2022) materyal resimlerinde form dağarcığını alabildiğince minimalist bir şekilde bir araya getirir. Çuval bezinden zemin, tek bir jestle buruşturulmuş alüminyum folyo, kentsel buluntu nesneler, müze sergilemelerine atıfta bulunan pleksiglas kutuların içine yerleştirilen neonlar: göze münferiden çarpan bu unsurlar bir bütün oluşturacak şekilde birleşir. Sanatçı tıpkı seramik işlerinde olduğu gibi, bu yeni resimlerinde de resmetme sürecini açmaya çalışır. Çuval bezi üzerine yapılmış Untitled resimlerinde, maddesellik ve serbest form bir kez daha güçlü bir rol oynar. Bunlar informel soyut kompozisyonlardır, resimsellikleri jestin sahnelenmesidir: adeta dolaysızlığın zıddı olarak, jestten doğup gelişmişlerdir. Nitekim bu da Reyle’nin, mizansenlerinde çeşitli şekillerde kullandığı bir başka müphemliktir: Bu resimler çelişkili dinamiklerin olağanüstü biçimde yoğunlaşmasıdır; Reyle, Şerit Resimlerinde geliştirdiği uyumsuz renk ve materyal kanonunu burada bir kez daha, ama yepyeni bir biçimde kullanıma sokar. Geniş gözenekli çuval kumaşını zemin olarak kullanması da bu yaklaşıma tekabül eder. Resmin beş ila yedi santimlik ahşap ya da alüminyum zemini dokunsal niteliktedir. Zemin önce siyah ketenle kaplanır, sonra üzerine çuval gerilir. Böylelikle alttan görünen koyuluk, kendine has bir resim alanı oluşturur. Reyle, bu yolla resme yeni bir ton kazandırır, derinlik ve doğal bir renk verir, böylece arkaik atmosferleri, alabildiğince yapay olanın atmosferiyle kontrasta sokar. Bu dinamik sayesinde resimsel olanın oyun alanını genişletmiş ve serbest kompozisyona geçişin önünü açmış olur. Buradaki incelikli dokunuş şudur: sanatçının eserler bütününde geliştirdiği dağarcığın bütün unsurları, bütün imza jestleri bu işlerde yer alırken, bir yandan da yeni bir yoğunluk, yeni bir görsel etkinlik yaratmaya yönelik yepyeni bir karışıklık yaratılmıştır.

Anselm Reyle (d. Tübingen, 1970). Eğitimini Staatliche Akademie der Bildenden Künste, Stuttgart ve Staatliche Akademie der Bildenden Künste, Karlsruhe’de aldı. 1997’de Berlin’e taşınarak orada John Bock, Dieter Detzner, Berta Fischer ve Michel Majerus’la birlikte bir stüdyo kurdu. Staatlichen Akademie der Bildenden Künste, Karlsruhe, Universität der Künste, Berlin ve Hochschule für bildende Künste, Hamburg’da misafir öğretim üyesi olarak çalıştı, 2009’da, çalıştığı son kurumda Resim Bölümünden profesörlük ünvanı aldı. Sanatçının kişisel sergileri arasında Deichtorhallen Hamburg (2012), Kunsthalle Tübingen (2009), the Modern Institute, Glasgow (2007), Kunsthaus Zürich (2006), Galerie Giti Nourbakhsch, Berlin, Des Moines Art Center ve Gavin Brown’s Enterprise, New York sergileri bulunmaktadır. 2018’de küratörlüğünü Hubert Burda Media’nın üstlendiği Münih’te Die Bunte Art at the Museum of Urban and Contemporary Art (MUCA) sergisine katıldı. Sanatçının işleri, The Saatchi Gallery, Daimler Collection, Fondation Pinault ve Rubell Aile Koleksiyonu gibi önemli koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçı Berlin’de yaşıyor ve çalışıyor.


Dirimart

Hacıahmet Mahallesi Irmak Cad. 1-9, Dolapdere/İstanbul

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar