Fikret Reyhan’ın yazıp yönettiği “Çatlak”, İstanbul’da ilk kez 40. İstanbul Film Festivali’nde seyirciyle buluşuyor. Yapımcılığını Nizam Reyhan’ın üstlendiği film, festivalin Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Altın Lale için jüri karşısına çıkacak. İlk gösterimini yaptığı 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde eleştirmenlerin övgüleriyle karşılanan film, Jüri Özel Ödülü’nü almış, kadın oyuncuları Canan Atalay, Elif Ürse, Gülçin Kültür Şahin, Süreyya Kilimci ve Tuğçe Yolcu’ya da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandırmıştı. İstanbul’da aynı binada birlikte yaşayan bir ailenin yaşadıklarını anlatan “Çatlak”, tek bir günde geçiyor ve geçmişte ödenmemiş bir borcun aile içinde yarattığı sarsıntıyı anlatıyor. “Çatlak”ın gösterimi Mayıs ayında pandemi koşullarına bağlı olarak sinema salonlarında gerçekleşecek.
2017’de ödüllerle karşılanan ilk filmi “Sarı Sıcak” ile tanıdığımız yazar ve yönetmen Fikret Reyhan’ın yeni filmi “Çatlak”, İstanbul galasını Mayıs ayında İstanbul Film Festivali’nde yapıyor. Festivalin Ulusal Film Yarışması’nda Altın Lale için jüri karşısına çıkacak olan film, İstanbul’da ilk kez seyirciyle buluşacak.
İstanbul’da aynı binada birlikte yaşayan bir ailenin hikâyesini konu alan “Çatlak”, tek bir günde geçiyor ve geçmişte ödenmemiş bir borcun aile içinde yarattığı sarsıntıyı anlatıyor. Aynı ekonomik bağın içinde aile yapısının ekonomik ve ahlaki arka planını okumaya ve anlamaya çalışan filmin ensemble oyuncu kadrosunda Hakan Salınmış, Hakan Emre Ünal, Tuğçe Yolcu, Süreyya Kilimci, Giray Altınok, Elif Ürse, Mehmet Bilge Aslan, Gülçin Kültür Şahin, Süleyman Karaahmet, Görkem Mertsöz, Emir Ünver, Canan Atalay, Cihat Süvarioğlu ve Taha Bora Elkoca yer alıyor.
Filmin görüntü yönetmenliğini ise, “Sarı Sıcak” filmindeki çalışmasıyla İstanbul, Lecce, Malatya ve Boğaziçi film festivallerinde En İyi Görüntü Yönetmeni seçilen Macaristanlı usta yönetmen Márton Miklauzic yapıyor.
57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Türkiye prömiyerini yapan “Çatlak”, “Türkiye toplumunu bir odaya sığdırabilme ve dar alanda kamerasıyla insana dair duygusal ve akılcı ilişki ağını bir mikro – kozmos ölçeğinde vurgulama ustalığı” gerekçesi ile jüri tarafından Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’ne değer görülmüş; “yönetmenin kurduğu dünyayı hem tek tek hem de bir arada başarılı bir şekilde taşıdıkları” gerekçesi ile de filmin beş kadın oyuncusuna birden En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandırmıştı.
