Tiyatro ve dijital enstalasyonun bir araya geldiği Çirkin oyununun prömiyeri İKSV Tiyatro Festivali kapsamında Hope Alkazar’da gerçekleşti. Anadolu gelenek ve masallarından ilham alan gerçek üstü bir ihanet hikayesini anlatan oyun, mekana özgü yeni bir deneyim olarak tasarlandı. Nihal Yalçın ve Onur Berk Arslanoğlu’nun yer aldığı Çirkin, haftada iki kez Beyoğlu Hope Alkazar’da sahnelenmeye devam edecek. Oyunun 10 Kasım’dan itibaren gerçekleşecek gösterimleri için biletler www.tiyatrolar.com.tr ‘de satışta.
Prömiyerini İKSV Tiyatro Festivali kapsamında yapan ve Nihal Yalçın ile Onur Berk Arlsnaoğlu’nun buluşturan Çirkin; Türkiye’nin en eski sinema salonlarından biri olan Alkazar Sineması’nın restorasyonundan sonra 2021’de yeniden kapılarını açan Hope Alkazar’da seyirciyle buluşuyor. Yaklaşık beş yıla yayılan bir süreçte Firuze Engin tarafından yazılan ve çalışmalarını özellikle fiziksel tiyatro alanında yoğunlaştıran Güray Dinçol tarafından yönetilen Çirkin için oyunun dijital sanat tasarımı ve yapımını üstlenen kreatif stüdyo xtopia tarafından yer alan her sahne için özel bir “immersive” (kapsayıcı) sekans tasarlandı.
Anlatı tiyatrosu ile dijital enstalasyonu buluşturan Çirkin; Anadolu masallarından ilham alan gerçek üstü bir ihanet hikayesini anlatıyor. Birçok farklı teatral stilden esinlenen oyunculuk yapısı ve reji biçemini çağdaş tiyatro enstrümanları ile buluşturan oyun, masalsı ve mitik evrenini teknolojinin olanaklarıyla birleştiren özgün bir sahne dili yaratıyor.
Yapımcılığını Yağmur Dolkun’un, müziklerini Ahmet Kenan Bilgiç’in, sahne tasarımını Veli Kahraman’ın, ışık tasarımını Cem Yılmazer’in, kostüm tasarımını Candan Seda Balaban’ın yaptığı oyunun 10 Kasım itibariyle gerçekleşecek tüm gösterimleri için biletler www.tiyatrolar.com.tr adresinden temin ediliyor.
Hollanda Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu aracılığıyla destekleniyor Kaleidoscope Fonu Dönüşüm Geliştirme Ödülü alan Çirkin, Hollanda Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu aracılığıyla destekleniyor.
Oyunun Konusu
Bin yıllardır yaşayan, çirkin bir mahluk olan Şiva, kendisiyle birlikte lanetlenerek ölümsüzlük cezasına çarptırılan Tavuk ile beraber geçmiş ve bugün arasında gezinmektedir. Zamanın dışına atılmış bu iki karakterin didişmeleri, sahnedeki anlatı evreninde gerçekleşirken bir yandan da duvarlardaki etkileşimli görüntü evreninde hikâyenin geçmişe ait parçaları izlenir.
