Dirimart’tan “U’upa a Hina” Sergisiyle Evrenlerarası Yolculuk

Sylvie Fleury, Pembe Patlamış Mısır
Sylvie Fleury, Pembe Patlamış Mısır, 2008, Figerglass, araba boyası, 70 x 60 x 120 cm

Tanrıça Hina bir gece ahşap kanosunu alıp ayın keyfini çıkarmak üzere denize açılmış… Ay o gece kocamanmış, ışıltısıyla okyanusu aydınlatıyormuş. Mest olmuş bir halde yansımalarına dalıp ışığında kaybolmuş. Hina işte böyle ay tanrıçası olmuş. Ancak yalnız yaşamak zorunda bırakılan tanrıça kendisini bir kuşa, parıltılı tüyleriyle bir ‘u’upa’ya dönüştürmeye karar vermiş, böylece uçup gezebilecek, dünyaya inip insanları ziyaret edebilecek, gündelik hayatlarına karışabilecekmiş.

U’upa a Hina sergisi çoklu dünyalar teorisini, dünyaların üst üste binmiş, birarada varoluşlarını keşfetmek üzere yola çıkıyor. Üç sanatçı: Gonzalo Lebrija, Florian & Michael Quistrebert, Sylvie Fleury. Iraksayan Kozmosa doğru durmadan usanmadan ayrışan üç evren, birbirlerinden farklı, birbirlerine ulaşamayan. Tek bir anda farklı durumları deneyimleyen her bir gözlemcinin kendine has versiyonlarını içeren üç dünya.

Gonzalo Lebrija zamanı dondurur, geçici anları, düşünüp kavrayabilmemiz için yakalamaya çalışır: hayatla ölüm arasında ölçülemeyen ama yine de sonlu olan anları. Sanatçı, ince katmanlar halinde kullandığı yağlıboyayla, üst üste binmiş üçgen yüzeyler resmeder; birbirleriyle etkileşime geçtikçe koyulaşan, daha karmaşık hale gelen yüzeylerdir bunlar. Sanatçının kâğıttan bir uçağın katlamalarını temel alan karmaşık kompozisyonları bu keşfin hafifliğini, maharetini, gelip geçiciliğini düşündürür. Bunun bir uzantısı olarak izleyici bu resimlerde varoluşçu felsefeye dair bir şeyler hisseder. Sanatçının bu hipnotize edici işleri, yumuşak tonlarda, yarı saydam, prizmatik soyutlamalar oluşturan bu katmanların uçucu, gizemli anlarında zamanın akışını askıya alır.

Zen pratiklerinden kişisel gelişime, bilimkurguya uzanan geniş bir yelpazeden temaları ele alan yapıtlarıyla ortaya çok kapsamlı bir eserler bütünü koyan Sylvie Fleury, sergideki işleriyle hepimizin aşina olduğu makyaj paletlerini anıtsal boyutlarda yeniden tahayyül eder. Markası olmayan, özenle boyanan siyah eğriler arasına yerleştirilmiş parıldayan paletleri gösteren bu resimler, pekâlâ bir arabanın iç mekânına veya bir renk alanı resmine de benzetilebilir. Burada oyuna davet eden makyaj imasıyla, dokunulması yasak olmasından ötürü arzu mefhumunu, yasaklı olanı ve suçluluk duygusunu çağrıştıran sanat eseri arasındaki gerilimi hissederiz.

Florian & Michael Quistrebert’in resimlerinin temel unsuru ışıktır: “Işıkta ilginç olan, onun kutsaldan maddiyata, ezoterizmden teknolojiye geçişler yapmasına neden olan müphemliktir…” İşlerinde doku-renk etkileriyle, eğriler ve boyutlarla oynarlar. Son dönemde sprey boya yerine sadece daha parlak ve katışıksız renklere olanak tanıyan sprey mürekkep kullanmaya başladılar. “Amacımız bunu kullanarak da insanı mide bulantısı noktasına getirecek, taşkın bir resim formu üretebilmekti. Son resimlerimizdeki renk tonları, Georgia O’Keeffe’in koyu tonları ile havalı fırçayla yapılmış bilimkurgu manzaralarındaki tonlar arasında gidip geliyor.”

‘U’upa a Hina bir evrenden ötekine yapılan uzun seyahatlerdir; bir mercanadadan diğerine geçişlerdir; ister geometrik olsun ister yoğun renkli, ister parçalı, çeşitli soyutlama formlarıyla tezahür eden halüsinasünatif bir gündüz düşüdür. Sergi, bir sanat eserinin tek bir anda büründüğü çeşitli formları barındıran, aynı anda hem burada hem başka bir yerde bulunmanın mümkün olduğu, sonsuz ölçüde büyük ve sonsuz ölçüde küçük, çoklu ve paralel gerçeklikleri; madde ve bilinç arasında bir bağ olarak sanat eserini sorgular.

Anissa Touat’nın küratörlüğünü üstlendiği Sylvie Fleury, Gonzalo Lebrija ve Florian & Michael Quistrebert’in eserlerinin yer aldığı U’upa a Hina sergisi 7 Ekim – 7 Kasım 2021 tarihleri arasında DİRİMART Dolapdere’de görülebilir.


DİRİMART Dolapdere
Irmak Caddesi, 1-9, 34440 Dolapdere/İstanbul

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar