Filiz Aygündüz’ün Üçüncü Romanı “Annem Beni Görsün” Okurlarla Buluştu




Filiz Aygündüz’ün Üçüncü Romanı “Annem Beni Görsün” Okurlarla Buluştu
Filiz Aygündüz, “Annem Beni Görsün” (Fotoğraf: Ozan Güzelce)

Usta gazeteci yazar Filiz Aygündüz üçüncü romanı Annem Beni Görsün’de, akıcı üslubu ve çok katmanlı anlatımıyla, bir erkeğin annesiyle kurduğu ve hayatının geri kalanını doğrudan etkileyen ilişkiye odaklanıyor. Anne-çocuk ilişkisinin, çocukların anneleri tarafından “görülmesi”nin öneminden yola çıkan roman, görülme ihtiyacının yanı sıra ölüm korkusu, dostluk, kız kardeşlik, aile ve kadın-erkek ilişkileri, yalnızlık, mutluluk arayışı gibi insana dair birçok konuya da dokunuyor. Filiz Aygündüz’ün görmek ve görülmek üzerine sürprizli romanı Annem Beni Görsün, Doğan Kitap logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde okurları bekliyor.

Kültür sanat gazeteciliğinin en deneyimli isimlerinden Filiz Aygündüz, okurların karşısına bir kez daha romancı kimliğiyle çıkıyor. Psikoloji alanında yüksek lisansı da bulunan Aygündüz, üçüncü romanı Annem Beni Görsün’de hepimizin en doğal ihtiyaçlarından birine, görülmek arzusu üzerine eğiliyor. Bir erkeğin annesiyle kurduğu ilişkinin geleceğini nasıl etkilediğine odaklanan roman, çocukluğunda görülmeyen bir adamın yakıcı hikâyesini anlatıyor.

Annem Beni Görsün’de modern hayatın “aşksız ilişkiler”i içerisinde birbirine tutunan iki insanın öyküsünü anlatan Filiz Aygündüz, akıcı üslubuyla bir ilişkinin arka planında insan ruhunun derinliklerine de iniyor. İnsanı anlamak ve anlatmak için yazan Aygündüz, Annem Beni Görsün’de herkesin ruhunda taşıdığı farklı farklı yaralara değinirken “insan”ı her yönüyle ele alıyor.

Zeynep başkalarını ve kendisini yazının aynasında görmek için romanlar yazıyor. Yaptığı portakal reçellerinin kokusu onu anne şefkatinin bahçesine, kaygısız günlerine götürüyor. Kıyısına yanaştığı her erkekte bir baba ve her aşkta ölüme galebe çalan bir yan var. Alp ise annesinin, çocukluğun sisli yurdunda kaybettiği bakışlarını bir kadında arıyor, bütün çabası görülmek… İlk görüşte âşık olduğu Zeynep onu annesine götürecek, varoluşun ilk kaynağına. Aşk en çok da görmek ve görülmek değil midir zaten?

Çocuklukta aldığı darbeler hem romanın esas kahramanına hem onun hayatına girenlere ne kadar acı verse de yaraları, olduğu gibi kabul edildiği iyi ve sağlıklı bir ilişki sayesinde iyileşiyor. Ölümle meselesini çözmeye çalışan Zeynep ise, ölüm korkusunu yenme yolunun dolu dolu bir yaşam sürmekten geçtiğini keşfediyor.

FİLİZ AYGÜNDÜZ HAKKINDA
Filiz Aygündüz, 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli liselerde matematik öğretmenliği yaparken, sanat ve kadın dergilerinde serbest muhabir olarak çalıştı. 1995 yılında Duygu Asena’nın çıkardığı kadın dergisi Kim ve kültür sanat dergisi Negatif’e yazmaya başladı. Onu 1999 yılında Milliyet gazetesi kültür sanat servisi ve Milliyet Sanat dergisi muhabirlikleri izledi. 2007 yılında Milliyet gazetesi kültür sanat servisi müdürü oldu. Milliyet Sanat’ta muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 2008’de derginin genel yayın yönetmenliğine getirildi. 2017-2020 yılları arasında Milliyet gazetesinin hafta sonu eklerini yönetti. Halen Milliyet Sanat dergisinde ve Milliyet Kitap ekinde genel yayın yönetmeni olarak görev yapıyor. Milliyet gazetesindeki “Bir Kahve İçimi” adlı köşesinde kültür sanat yazıları yazıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Psikoloji yüksek lisansını tamamlayan Aygündüz’ün Doğan Kitap’tan çıkan Kaç Zil Kaldı Örtmenim? ve Prens Prensesi Sevmedi adlı iki romanı, Psikiyatr Alper Hasanoğlu ile birlikte hazırladıkları Gel Hayattan Konuşalım isimli bir nehir söyleşi kitabı bulunmaktadır.

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar