Galeri 77 Yeni Sezona Çok Özel Bir Sergiyle Başlıyor!

Galeri 77, yeni sanat sezonuna “İçerisi ve Dışarısı” isimli çok özel bir sergiyle başlıyor!

Galeri 77, yeni temsil etmeye başladığı Gayane Avetissian, Roman Kakoyan, Harut Mnatsakanyan ve Arthur Tonakanyan’ın işleriyle oluşturduğu özel bir seçkiye 8 Eylül-23 Ekim tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Özellikle pandemi sürecinde önem kazanan “güvenli alan” arayışımızı, çoğu zaman bir diğerine dönüşen “içerisi” ve “dışarısı” kavramları üzerinden, eserleri bu coğrafyada yeni görücüye çıkmış yetenekli dört genç sanatçının sunduğu yenilikçi bakış açısı ile ele alıyor. Türkiye’nin en önemli uluslararası sanat etkinliği sayılan ve bu yıl on yedinci edisyonunu gerçekleştirecek olan İstanbul Bienali’nin Paralel Etkinlikleri kapsamında yer alan sergi, Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında tüm sanatseverler tarafından ziyaret edilebilir.

Galeri 77 Yeni Sezona Çok Özel Bir Sergiyle Başlıyor!
Galeri 77, “İçerisi ve Dışarısı” sergisinden.

Pandemiyle birlikte alışkanlıklarımızın hızla değiştiği, evlerimizde daha fazla zaman geçirirken bizler için güvenli olan ve olmayanı yeniden keşfetmeye çalıştığımız uzun birkaç yıl geçirdik. Bu süreçte detayları henüz bilinmeyen bu yeni tehlikeye karşı kendimizi en rahat hissettiğimiz güvenli ortamların peşine düştük; imkânlar dahilinde kimimiz insan yoğunluğunun en az olduğu kırsal alanlarda bunu yakalayabilirken, bir çoğumuz halihazırda yoğun kent yaşamı içinde yaşadığımız konforlu alanların en güvenli mekânlar olduğu sonucuna vardık. Bu durum ise bizleri içerisi ve dışarısı kavramlarını tekrardan sorgulamaya itti.

“İçerisi” ve “Dışarısı” kavramları insanoğlunun yerleşik hayata geçtiği ilk zamanlarda, özellikle kendini güvende hissetme ihtiyacı ve korunma içgüdüsüyle birlikte ortaya çıkarak zaman içinde gelişmiştir. Hayatın daha basit olduğu bu ilk zamanlarda dışarıdaki tehlikeden uzak kalmak amacıyla korunaklı mekânları, yani içeride olmayı arzularken, özellikle kent kültürünün gelişmesiyle artan nüfusun sebep olduğu olumsuzluklar (sağlıksız ortamlar, kriminal tehlikeler, kargaşa ve uyumsuzluklar) bizleri dışarıda daha iyi ve güvenli bir hayatın olabileceği ihtimaliyle yüzleştirdi.

Geldiğimiz noktada günümüzün mekân anlayışı; homojen, geçirimsiz, koordinatları tanımlı ve sabit olmaktan ziyade sürekli “arada” olan, çok katmanlı, geçişken, her an yeni gediklerin açıldığı, içerisi ve dışarısının birbirine sızdığı, akışkan bir mekâna işaret eder. Zaman ve şartlara göre değişen ve çoğu zaman bir diğerine dönüşen bu akışkan kavramları daha iyi anlamak üzere konuyu biraz daha detaylandırmaya ihtiyaç duyabiliriz. İçeride olduğumuz yerlere ve durumlara bakıldığında, bildiğimiz ve tanıdığımız yerleri, durumları ve kişileri ifade etmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Örneğin kişinin yaşadığı ev içerisi olması gerekmektedir. Kendi odası, iş yerindeki çalıştığı bölüm, arkadaşları, hep içeride olan durumları ifade etmelidir. İçeride olan durumlar rahatlığı ve güveni de anlatacaktır.

Dışarısı ise kişinin bilmediği yer, durum ve insanların olduğu veya yeni olan her şeyi kapsayacaktır. O zaman dışarıda olan durumların insanı heyecanlandıran, tedirgin eden ve hatta korkutan bir yanı olduğunu söyleyebiliriz. Dışarıdaki durumları sürekli tecrübe eden kişi için bu alanlar, yerler ve kişiler zamanla içerisi haline dönüşecek ve kişi kendisini buralarda da daha rahat hissetmeye başlayacaktır.

Normal sürecin böyle işlemesi gerekirken hayatın içinde yaşanan kötü tecrübeler sonucunda kişinin farkında olmadığı bir değişim, hem de zincirleme bir değişim gerçekleşmektedir. Kişi içeride yani güvenli hissettiği bir alanda olumsuz bir tecrübeyle karşılaşır ve bundan çok etkilenirse o zaman “içerisi” farkında olmadan “dışarısı” haline dönüşecektir. Bu ise yine farkında olunmayan başka bir değişimi gerçekleştirecek ve dışarısının da içerisi olarak algılanmasını sağlayacaktır. Keza, bunun tam tersi de söylenebilir. Kişi, kendisi için dışarısı olan bir alanda veya durumda tehlike görürse hep içeride kalmaya çalışacak ve kendisi için dışarısı olan alanlar, kişiler ve durumlar içinde yer almamaya çalışacaktır.

Güvenli olarak addettiğimiz “içerisi” ile bunun haricinde kalan tüm güvensiz alanları temsil ettiğine inandığımız “dışarısı” kavramları zamana ve şartlara bağlı olarak sıklıkla bir diğerine dönüşüyor. Galeri 77, “güvenli alan” arayışındaki bizleri bu muğlak ve akışkan durumu sorgulamaya, galeri olarak yeni temsil etmeye başladığı Gayane Avetissian, Roman Kakoyan, Harut Mnatsakanyan ve Arthur Tonakanyan’ın işleri üzerinden okumaya ve anlamlandırmaya davet ediyor.

Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında 23 Ekim tarihine kadar devam edecek “İçerisi ve Dışarısı” isimli sergi, bu sene eserleri Türkiye’de ilk defa sergilenen yetenekli dört genç sanatçının sunduğu yenilikçi ve taze bakış açısıyla, bizleri güvenli alan arayışlarımızın zamana ve şartlara bağlı olarak hem içeride hem de dışarıda sağlanabileceği gerçeğiyle yüzleştiriyor. Bu güvenli alanı Gayane Avetissian’ın işlerinden olduğu gibi tamamen kendi içimizde/bedenimizde, Roman Kakoyan’ın işlerinde olduğu gibi dışarının kontrollü şekilde içeriye kabul edildiği ara çözümlerde, Harut Mnatsakanyan’ın işlerinde olduğu gibi dışarıyla bağı tamamen kesilmiş, geçirimsiz izole iç mekânlarda veya Arthur Tonakanyan’ın eserlerinde olduğu gibi ya tamamen güvenli gördüğümüz kırsal alanlarda ya da dışarının bizi iyi hissettiren parçalarının içeriye taşındığı daha hibrit hayali mekânlarda yakalayabiliyoruz. 17. İstanbul Bienali Paralel Etkinlikler programı içinde yer alan sergi, İstanbul dışında bulunan sanatseverlerin de takibi amacıyla eş zamanlı olarak çevrim içi ortamlardan da izleyicileri ile buluşabilecek. Bu amaçla; sergiye dair üç boyutlu sanal tur, çeşitli video ve paylaşımları “Galeri 77” sosyal medya hesapları ve internet sitesi üzerinden takip edebilirsiniz.

Online Katalog için tıklayınız.


Galeri 77

Hacımimi Mah. Necatibey Cad. Sakızcılar Sok. No:1/E Karaköy 34425 Beyoğlu/İstanbul

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar