Haftanın Fotoğraf Albümü: Müge Ayyıldız

Müge Ayyıldız
Müge Ayyıldız

1977 İstanbul doğumluyum. Görsel hikaye anlatıcıyım. İnsanlar benim mesleğime kısaca fotoğrafçı diyor. Ben de kendime fotoromancı diyorum. Kısa yoldan yaratım kaygısıyla çıkılan çok uzun ve göründüğü kadar düz olmayan bir yol; fotoğrafçılık. Sinema açısından bakarsak bence yaptığım iş de tam olarak bu. Belgeselciyim; belgesel yapımcısı ve yönetmenim. Kurmacadan ziyade gerçek görüntüleri kameraya yansıtmayı seviyorum. Gördüklerimi fotoğraf makinesi yada kamerayla, ilk gördüğüm şekliyle anlatmak..

‘Documentary Photography’ olarak sınıflandırdığımız belgesel tadında fotoğraflar üretmeyi ve işlemeyi seviyorum. Belki 30 sergilik arşiv birikti; lakin halen vakit bulup bir kişisel sergi açamadım. İlk sergimi açmak üzere ve ikinci festival belgeselimi çekme hazırlığında iken, dünya çapında yayılmaya başlayan Koronavirüs salgını ile karşı karşıya kaldık. Her şeyi askıya aldık. Babam da eski ve iyi bir fotoğrafçıdır. Mimar Sinan GSF hazırlandım vazgeçtim, Marmara Beden Egt. hazırlandım girdim 1 yıl okudum vazgeçtim çıktım, Boğaziçi Üniversitesi Bayan Patinaj Buz Sporları Kulübü lisanslı buz hokeyi oyuncusuyum ve fitness antrenörüyüm. Kendimi artık emekli ettim. Türkiye Buz Sporları Federasyonuna bağlı İstanbul Boğaziçi Bayan Patinaj Buz Hokeyi Kulübü’nün kurucularındanım. Uzun yıllar kaydım; İstanbul’da buz pateni ve buz hokeyinin gelişimine katkıda bulundum, eğitimler verdim. Hayatımın bir döneminde buz sporlarının anavatanı olan Kanada’ya yerleştim ve uzun süre orada yaşadım. Başkent Ottawa’da miniklere temel buz eğitimi dersleri verdim. Ottawa Cats Bayan Kulübünde maçlara çıktım. Halen fitness ve vücut geliştirme ile uğraşmaktayım; skateboard, dalga sörfü ve serbest dalış aktif olarak yaptığım diğer spor branşları.

Spor Akademisinden ailevi sebeplerden ötürü ayrılınca Marmara İletşm RTS girdim ve sinema televizyon okudum. Son ve en doğru kararımdı bence. Eğitim öğretim hayatım çok güzel gitti ama bensiz galiba. Okurken hem çalışıyor hem de profesyonel spor hayatım için koşturuyordum; uzun bir habercilik kariyerim oldu. Doğan Haber Ajansı, Sabah, Hurriyet, Akşam, Takip, Şamdan, Star TV, ATV gibi ulusal gazete ve televizyon kanallarında magazin, polis adliye ve savaş muhabirliği yaptım. 1998’de savaşın izlerini görüntülemek üzere Bosna Hersek’e gönderildim. ANS, Show TV, Kanal D ve VTV adına yapımcılığını üstlendiğim müzik, spor, otomobil ve motosiklet televizyon programları hazırladım ve sundum. Hayatımı adadığım, en iyi bildiğim işi farklı ülke ve şehirlere yaptığım seyahatlerle devam ettirdim. Daha sonra haber kovalamacasına bir son verdim. Uzunca süredir insanları, hayatı fotoğraflıyorum ve belgeliyorum. Tanıtım filmleri, düğün hikayeleri çekiyorum; festivallere filmler hazırlıyorum.

Analog makinelerle büyüdüm, fotoğraf çekiyordum zaten hep çocukluğumdan bu yana. Çocukluğumda, evimizde her zaman bir karanlık odamız olurdu; babamın orta format makineleri ve diğer tüm ekipmanı ortalıkta gezerdi, hep kurcalardım. Arada izin ister bir şeyler çekerdim. Fakat fotoğrafın yanında ana meslek dalı olarak yönetmenim. Film işleriyle haşır neşirim; filmciyim. Çekiyor, kurguluyor, editliyorum. İşin mutfağında olmaktan dolayı da büyük keyif alıyorum. Çektiğim projelerin kurgularına oturmak bana en büyük terapi oluyor.

İstanbul ve Antalya piyasasına müzik klipleri, kısa filmler, tanıtım filmleri çekiyorum. 2 yıl önce dansçılarla ilgili hazırladığım bir kısa belgeselim İzmir Kısa Film festivalinde yarıştı; 7800 film arasında ilk 20’ye kaldı ve özel seçkiye girdi. 5 ayrı salonda gösterimi oldu; sinema izleyicisi ile salonlarda buluştu. Gurur verici bir projeydi. Istanbul hakkında üçleme istanbul filmleri hazırladım; Discovery’de Istanbullu filmcilerin istanbula bakış açısı başlığı altında gösterildi. Şimdi yeni bir belgesel hazırlığındayım. Beni şu anda en çok heyecanlandıran projelerim, önümüzdeki sergi ve belgesel projelerim.

İkinci belgesel projem ön yargıları yıkmak üzerine bir yapım olacak; sadece bunu söyleyebilirim. Kısa bir süre önce sosyal medyada viral olan, metro çıkışında vatandaşlarımıza yönelik bir balerin fotoğrafı çekmiş idim. Türkiye çapında oldukça ilgi gördü ve paylaşıldı. Bir balerin projesiydi; balet ve balerin arkadaşların standart bale kıyafetlerinin çıplaklıkla bağdaştırılarak, metroda çıplak vatandaşlar olduğuna dair şikayet alması üzerine projemi orada sonlandırmak durumunda kalmıştım. Doğan Haber Ajansı, 1 sene sonra bu projemi fark etti ve bunu haber yaptı. Şikayet mevzusunu da o röportajda dile getirdiğimde ve röportaj gazetelerde yayınlandığında, Türkiye’de sanata kıymet veren ve projeyi destekleyen azımsanmayacak bir topluluk olduğunu görmek beni çok mutlu etti. Destek verenler kadar sanata düşman insanımızı da görerek, sosyal medya üzerinden çoğuna tek tek cevap yazmaya çabaladım. Bu projemin sonuçlarından da anlıyorum ki toplumumuz ön yargılı insanlarla dolu. Çekmek istediğim yeni belgeselde bu anlamda, toplumda yaşayan bazı bireylere dair değinmek ve işlemek istediğim noktalar, detaylar olacak. Işığımız bol olsun. Karanlıkları ancak ışık aydınlatabilir.

Web: mugeayyildiz.com
Instagram: mugeayyildiz/ // macreativedocumentary/
Vimeo: mugeayyildiz

1984 Lovech doğumlu. Fotoğraf çeker, sanatsever.