Edebiyat ve görsel sanatları buluşturan sergiler yapma fikriyle bir araya gelen bağımsız sanatçılar, Gümüşlük Akademisi ve halka sanat projesi’nin işbirliği bu Ağustos’ta ikinci meyvesini veriyor!
Geçen yaz İlhan Berk etrafında şekillenen ilk serginin ardından bu yılki sergiyi yaratan sanatçı grubu genişlerken, serginin odağını Gümüşlük Akademisi’nin yakın dostu olmuş, Türk şiirinin yetkin ismi Küçük İskender oluşturuyor.
İmgelerden Bir İpucu: Küçük İskender başlığını alan sergi, 2 – 18 Ağustos tarihleri arasında Gümüşlük Akademisi’nin ev sahipliğinde, halka sanat projesi’nin katkılarıyla izleyicisiyle buluşuyor.
Sanatçılar: Ayşen Karakaya, Beyza Boynudelik, Doğu Çankaya, Evren Erol, Füruzan Şimşek, İpek Çankaya, Mehmet Tekin, Muammer Yanmaz, Tao Ulusoy, Yasemin Erdin
Sergi metni:
İmgelerden Bir İpucu: küçük İskender sergisi, kitaplarından birini İpucu Bırakma Sanatı olarak adlandıran bir şairin izini, ardında bıraktığı ipuçlarını izleyerek sürüyor.
Cangüncem adlı eserindeki ifadesiyle “şiirler, hayaller, görüntüler, açılımlar, etüdsüz belirlemeler, deneysel değinmeler, hezeyanlar ve doğaçlama yazılmış, karalanmış güncelerinden” oluşan külliyatıyla ve bunların hepsini yaratan karakteriyle, kültür tarihimizde telaşlı, asi, başına buyruk, kendine özgü ve benzersiz bir figür küçük İskender.
Satırlarında dolaştıkça, yaşamını araştırıp dostlarından dinledikçe onlarca İskender imgesi çıkartabilecek, farklı tür ve içerikte eser ortaya koyabilecek kadar üretken ve kendini açmaya gönüllü bir kaynak.
Sergi; şairin dizelerinin, eserlerinin ya da kişiliğinin bire bir izdüşümünü aramıyor. Bunun yerine küçük İskender’in sesine yeni sesler, görüntüler, deneysel değinmeler eklemeyi amaçlıyor. Davetli her sanatçıyı, küçük İskender’in dünyasıyla kendi kurduğu bağ üzerinden iş üretmeye teşvik ediyor.
küçük İskender’in külliyatının yanı sıra, çeşitli arşivler ve dostlarının tanıklıkları üretim süreci boyunca bir ipucu kaynağı oluyor. Sanatçılar bu kaynaklardan topladıkları ipuçlarını kendi merceklerinden geçirerek küçük İskender’in yetkin üretkenliği, başkaldırısı, vurucu samimiyeti ve çeşitliliğiyle kesişme noktaları yaratan özgün ifadeler sunuyorlar.
Bu yaklaşım sergilenen eserlerin, küçük İskender’in zihinsel ya da duygusal DNA’sından bir doku taşımakla beraber, farklı kalp atışlarında olabilmesine alan açar. Her biri ayrı bir algıdan, kavrayıştan, yaratımdan ve mecradan geçerek üretilen bu ifadeler aracılığıyla; sanatsal çeşitliliği, kapsayıcılığı, şiirsel ve öznel yaklaşımları kutlar. -İpek Çankaya
