Jennifer İpekel’in “Anne, İsyan!” Başlıklı Sergisi Dirimart’ta Başlıyor

Jennifer İpekel’in “Anne, İsyan!” Başlıklı Sergisi Dirimart’ta Başlıyor

Dirimart, Jennifer İpekel’in Anne, İsyan! başlıklı sergisine, 26 Mayıs – 18 Temmuz tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Jennifer İpekel, yeni işlerinden oluşan seçkisinde girift şekillerde süslenmiş yoğun renkli resimler ve onlara eşlik eden seramikler, gerçeklikle semavi, ilahi ve dünyevi olan arasında bir köprü kurar. Anne, İsyan!’ın kökleri Yeryüzü’ndedir, zihninin bir köşesinde animizm fikriyle, yaydığı sesleri dinlemeye çağırır uykudaki ruhları, onlara Yeryüzü bizi nasıl düşler diye sorar.

İpekel’in son dönem resimleri duyusal ve arkeolojik referanslarla doludur, doğada ve mitolojide gezintilerdir. Seramiklerse, animistik fikirlerden yola çıkarak nesnelerin zor zamanlarda tapınmanın tarihinde nasıl bir yeri olduğu sorusunu kurcalar. Bu işler bize sanatçının yaratıcılığının ve deneyciliğinin, bitkilerin hayatından ve ruhlarından, rock kültürü, ruhanilik, folklor ve doğal dünyadan çıkan ayrıksı bir ikonografiye nasıl dönüştüğünü gösterir.

Çağdaş kültürde resmin sesine tutkun, kıpır kıpır, hep kendini sorgulayan İpekel, kendine sürekli sil baştan meydan okur. Sanatçının tüm içtenliğiyle bitkilerle iletişim kurmanın yollarını aradığı bir deneyden evrilen serisi, bitki temelli boyaların, linolyum baskı çiçeklerin, kadim zamanlarda bitkiye dönüşmüş olan kültürlere ait sembollerin izlerini taşır. Psikedelik kültürden aldığı cinsel ve fiziksel referanslarla yüklü rengârenk, baş döndürücü imgeler, kendi kişisel aşk deneyiminden ve Yeryüzü’nün sıcaklığından, renklerinden doğan biraz daha ağıtsal, mitsel imgelere yönelir.

Sergideki resimler gözleme dayanır: sanatçının bir aynanın karşısına geçip büyük bir dikkatle incelediği kendisinin ve başkalarının temsilleri. Bu resimlerdeki figürlerin bocalar gibi bir halleri vardır, bir senaryo olmaksızın sahneye çıkmış aktörlere benzerler. Doğum, Okyanus, Sonsuzluk için Çalışma ve Bahar resimlerinin rehberi seramiklerdir: Geçiş veya Koza gibi adları olan formatif heykelsi beyanlardır.

Önümüzde bir yol haritası açılır, hareket eder, adım adım ilerleriz. Başı çekenler Yüklü Ayak, Kılıf, Vahşi Dagga gibi İpekel’in dizginsiz hayal gücünden çıkmış karakterlerdir. Esinini Çatalhöyük’ten alan yerleştirme, ev fikrinin insanların zihninde nasıl şekillendiği sorusunun derinlerine iner. Yeryüzü’yle kelimeler ve kil aracılığıyla kurulan bağ tekinsizdir, bir yandan da hayatta kalabilmesinde esastır. İpekel’in düşüncelerinin derinlikleri bütün işlerinde tecelli eder, yepyeni olma nitelikleriyle bir bütün oluştururlar.

Künye: Jennifer İpekel, Okyanus, 2020, kağıt üzerine pigment ve linol baskı


Dirimart
Hacıahmet Mahallesi. Irmak Cad. 1-9, Dolapdere/İstanbul

1988 doğumlu, Sanat ve Kültür Yönetimi mezunu, sanat ve kültür meraklısı.