Deişler, türküler, maniler , gazeller… Son dönem müzik, kaynak için rotasını bu yöne çevirdi. Güzel oldu… İlki benim için Türkiye’de 70’lerin çiçek çocukları; Anadolu Rock’ın doğuşu, Moğollar, Cem Karaca , Selda Bağcan, Barış Manço ve daha nicesi… Belki ikincisini mi yaşarız gelecekte diye umut ediyorum. Heyecanım bu yüzden. Bir yandan dışarıdaki kaos, değişen iklim, salgın hastalıklar, ekonomi , para işler güçler derken en zor zamanlarını geçiriyor belki müzik dünyası. Ben ise umut etmeye devam ediyorum. Cem Karaca eşlik ediyor bana , “Hayat ümit ve neşe dolu, mutlu günler vaad ediyor”…. Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni, doğarken ağladı insan bu son olsun bu son…
Uzun süredir süregelen bir akışın içinde kendimizi kaptırmış gidiyorduk. Daha kesin planlarımız vardı gelecek için. Şimdi ise daha farklı bir dünya, ama unuttuklarımızı da hatırlamamızı sağlıyor bir yandan. Ayın sonunu nasıl getireceğiz diye düşünürken, eksikliğimiz daha başka bir yerde. Hayal etmeye daha muhtacız, hayat olduğu haliyle pek tatlı değil. Makinelerin egemenliği altında simülasyon modumuzdan kurtulup hissetmeye ihtiyacımız var. Duyguları ifade etmesi kulağa hoş geliyor diye değil, bir şeyler elde etmek için değil, bir mağazanın ya da firmanın reklamlarındaki özlem sözleri gibi değil, karşılıksız sadece hissetmek… Sadece yıldızları seyretmek ve keyiflenmek gibi… Bazen sahip olamadan da karşılıksız sevebiliyoruz bişeyleri, Eskiden bunun varlığına daha çok inanırdık. O türküler, deişler de boşuna değildi. Kaybettiğimiz değerleri, hisleri özlüyoruz, umudum bu yüzden. Ruhlarımız, bu dünyada sürgün olmadıklarını fark ediyorlar çok kısa bir an. İşte bu kısa anın kilidi güzel müziğin güzel sözleri ile açılıyor. Eskiden nasıl olduğumuza dair güzel imgeler getiriyor aklımıza, o kadar koşuşturmanın arasına görmezden gelip korkmuşuz kendimizden… Duygularımızı ifade etmek bir külfet gibi gelmiş. Ben türküleri seviyorum bu yüzden, bilmeseniz de hatırlıyorsunuz, aklınızda olmasa bile kalbiniz hissediyor. Belki bu Dünya’da geçen yolculuğumuzu fazla abartıyoruz, bir ev, bir araba, gelecek kaygısı ve stres derken özümüzdeki asıl zenginliğe sırtımızı döndük. O yüzden her şeyi bir kenara bırakıp daha çok hissettiğimiz, sevdiğimiz müzik dolu bir gelecek. İnanın hepimizin ihtiyacı olan bu.