Sinematek/Sinema Evi’nde 80’ler Türkiye Sinemasında Kadın Gösterimleri

Sinemamızın feminizmle imtihanı

Kadınlar, sinema tarihinin başından itibaren film yapımının her aşamasında yer alsa da kameranın eril bakışı ve sektördeki erkek egemenliği büyük oranda sarsılmadan varlığını sürdürdü. Perdede çoğu zaman izlediğimiz; kadının temsili değil, erkeğin fantezisindeki kadının temsili oldu. Bununla birlikte feminist hareketin sinemaya etkisi yadsınamaz. Türkiye’de kadınların istihdama katılımının, kamusal alandaki görünürlüğünün arttığı 80’li yıllarda kadın cinselliği de konuşulabilir hâle geldi. Bunun sinemaya yansıması güçlü, bağımsız, direngen, arzunun öznesi derinlikli kadın karakterler oldu.

Aaahh Belinda!..
Aaahh Belinda!..

Atıf Yılmaz filmleri Sinematek/Sinema Evi’nde

Yoğurtçu Parkı yakınındaki binasında dolu dolu bir yılı geride bırakan Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi, 80’ler Türkiye Sinemasında Kadın seçkisinde Atıf Yılmaz’ın, çocuklarını alıp mutsuz olduğu evi terk ederek yeni bir hayata başlayan Aygül’ün hikâyesini anlattığı Bir Yudum Sevgi (1984), özgür ve bağımsız bir kadın olan Serap’ın kendini, oynadığı şampuan reklamındaki geleneksel Naciye’nin yerinde bulduğu Aaahh Belinda!.. (1986) ve genelevde çalışmaktan kurtulmaya çalışan bir kadının hapsedildiği döngüyü müzikal bir kurguyla anlattığı Asiye Nasıl Kurtulur (1986) filmleri yer alıyor.

Kırık Bir Aşk Hikâyesi, Teyzem, Fahriye Abla…

Bunların yanı sıra Ömer Kavur’un, tayin olduğu kasabanın sakinlerinin hayatına dokunan edebiyat öğretmeni Aysel’i takip ettiği Kırık Bir Aşk Hikâyesi (1982), Halit Refiğ’in boğucu aile kurumu içinde nefes almaya çalışan Üftade’nin hikâyesini küçük yeğeninin gözünden aktardığı Teyzem (1986) ve Yavuz Turgul’un yine aile baskısı altında ezilen, aşkta da umduğunu bulamayan fakat sil baştan başlayan Fahriye’nin hikâyesini anlattığı Fahriye Abla (1984) yeniden perdede izlenebilecek.

Benim Sinemalarım
Benim Sinemalarım

Kadınların itirazı, iradesi beyazperdede

Baskıcı ailesinden kaçmak için sinemanın büyülü dünyasına sığınan Nesibe’yi izlediğimiz Benim Sinemalarım (1990) ise Füruzan ve Gülsün Karamustafa’nın yönetmen koltuğunda oturmasıyla özel bir önem taşıyor. Kurtarılmayı beklemekten sıkılıp kendi kurtarıcısı olan, toplumun sıkıştırdığı daracık alanlara hapsolmayı reddeden, koşullarını değiştirmek için kollarını sıvayan, özgürleşmek için eyleyen, düşse de kalkıp sıfırdan başlayan kadınların cesaretini, gücünü, iradesini izleyeceğiz perdede.

Biletler yalnızca Mobilet üzerinden temin edilebilmektedir. Sinematek/Sinema Evi’nin gişesi yoktur.

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar