Yusuf Ziya Ortaç’ın Kitapları 53 Yıl Aradan Sonra Tekrar Raflarda!

Türk Edebiyatı’na “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak adını yazdıran ve romandan anıya pek çok türde eser veren Yusuf Ziya Ortaç’ın dört önemli kitabı, yazarın ölümünden tam 53 yıl sonra ilk kez yeniden basılıyor.

İnkılâp Kitabevi, Ortaç’ın Kürkçü Dükkânı, Göç, Üç Katlı Ev ve Bizim Yokuş adlı eserlerini günümüz Türkçesi ve yeni kapak tasarımlarıyla yeniden okurlarla buluşturuyor.

Kürkçü Dükkânı, Göç, Üç Katlı Ev ve Bizim Yokuş, gerçekçi anlatımlarıyla adeta bir dönem resmi çiziyor. Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına ve çok partili döneme tanıklık eden yazar, eserlerinde toplumsal hayata modernleşme sancılarına, siyasi çatışmalara ve edebi tartışmalara ayna tutuyor.

KÜRKÇÜ DÜKKÂNI – 1931

Kürkçü Dükkânı’nda bir insanın kendine yenilişi gözler önüne seriliyor. Süheylâ, mutluluğu para ve mal varlığıyla elde edeceğine inanan, hırslı bir anne ile onun sözünden çıkmayan bir baba elinde yanlış seçimlere sürükleniyor. Zengin kumarbaz Adnan, taşralı Ekrem ve sabırlı âşık Münir Cemal… Roman, bu üç erkeğin arasında hayatı yangın yerine dönen genç bir kadını konu alıyor.

GÖÇ – 1943

Göç’ün kahramanı Nihat Ahmet, yokluk, hastalık ve fikir çatışmalarının hüküm sürdüğü bir dönemde büyüme sancıları çekiyor. Bir yandan edebiyat derneklerinde aruz ile heceyi tartışır, yayımlatacağı şiirlerle kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken, bir yandan da aşkına mani olan annesiyle mücadele ediyor. Tam her şey yoluna girdi derken patlak veren Birinci Dünya Savaşı ise hayatının tüm seyrini değiştiriyor. Ve hiç beklenmedik bir anda göç başlıyor. Yusuf Ziya Ortaç, ilk gençlik yıllarından izler taşıyan Göç’te zorlu bir aşkı anlatırken milli mücadeleye giden siyasi tartışmalara, yoksulla zengin arasındaki uçuruma ve dönemin edebiyat çevresine ayna tutuyor. Ortaç, Ziya Gökâlp’e selam göndermeyi de ihmal etmiyor.

ÜÇ KATLI EV – 1953

Amansız bir kuşak çatışmasını konu edinen roman, adından da anlaşılacağı üzere üç katlı bir evde geçiyor. Geçmişe özlem duyan Osmanlı paşası bir dede, geleceğe kaygıyla bakan eski İttihat Terakki üyesi bir baba ve biri milliyetçi diğeri Marksist iki düşman kardeş. Türkiye büyük bir dönüşüm yaşarken üç ayrı kuşak aynı evde siyasi, kültürel ve ahlaki çatışmalar içinde yaşam mücadelesi veriyor. Ve tüm bunların arasında tutulduğu aşkla zenginliği tadan Bedia, geçirdiği ışıltılı günlerde hayatı sorgulamaya başlıyor.

BİZİM YOKUŞ – 1966

Yusuf Ziya Ortaç’ın “Bizim Yokuş” diye bahsettiği yokuş Babıâli Yokuşu’dur. Babıâli Yokuşu, bir dönem başta İstanbul olmak üzere Türk yayıncılığının kalbinin attığı yerdir. Kitabevleri, gazeteler, matbaalar… O yokuş, deyim yerindeyse koca bir kültür-sanat pasajıdır. İçinde Servet-i Fünunları, Akbabaları, Kehkeşanları, Safahatları, Cenap Şehabettinleri, Rıza Tevfikleri, Ziya Gökalpları, Ahmet Haşimleri, Aka Gündüzleri, Turhan Selçukları, Muzaffer İzgüleri yaşatan bir yokuş…

Yusuf Ziya Ortaç’ın Kürkçü Dükkânı, Göç, Üç Katlı Ev ve Bizim Yokuş adlı kitapları, İnkılâp Kitabevi etiketiyle raflarda, inkilap.com, dr.com.tr ve kitapyurdu.com adreslerinde.

1988 doğumlu, Sanat ve Kültür Yönetimi mezunu, sanat ve kültür meraklısı.