Simbart Projects 13 Mart – 10 Mayıs tarihleri arasında Melis Erdem’in ‘Yarım Porsiyon Aydınlık’ isimli ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, bireysel deneyimlerle evrensel anlamların kesiştiği bir alan yaratarak, izleyici zamanın akışı, belleğin izleri ve kaybolan sesle üzerine düşünmeye teşvik eder. Zaman içinde çözülen ve yeniden inşa edilen formlar, yoklukla varlık arasındaki katmanlar bir dönüşüm sürecini vurgular. Yalnızca görünenin değil, görünmeyenin de sorgulandığı çalışmalar izleyiciyi varoluşsal ve tinsel bir deneyime sürükler.
Serginin katmanları arasında gezinirken, geçmişin izleri, anlık kayıplar ve geleceğin belirsizlikleri ile karşılaşılır. Sergide, mekân ve beden arasındaki geçirgen sınırlar ile hafızanın ve zamanın dokulara işlediği görünmez izler iç içe geçer. Erdem’in eserleri, dijitalleşen dünyada belirsizleşen kimliklerin giderek daha da görünmez hale gelmesini sorgular. Her şey değişim halindeyken kimlik çözülür, anlar göç eder ve geçmişin kalıntıları geleceğe taşınır.
Boşluk ve madde, ağırlık ve hafiflik arasında süregelen bir gerilim, durağanlığın içinde gizlenen hareket, dönüşümün asla tamamlanmayan döngüsüne işaret eder. Katmanlar üst üste binerken boşluk kendini görünür kılar. Karanlık, içinde sakladığı ışıkla var olurken, aydınlık da tamamlanmamış bir eksiklik taşır. Fiziksel ve dijital dünyalar arasındaki sınırların bulanıklaştığı bu çağda, yerinden edilmiş sesler; geçmişin izlerini, anıların parçalarını ve geleceğin belli belirsiz ritimlerini, çeşitli synthesizer katmanları ve atmosferik ses kayıtlarıyla yeniden bir araya getirir. Zamansız mekânlarda kaybolan ve yeniden beliren seslerin ve imgelerin arasında gezinen izleyiciyi sürekli dönüşen bir akışın içine bırakır.
Bu sergi, insanın zaman, kimlik ve mekân ekseninde sürdürdüğü varoluşsal mücadelenin bir anlatımı olarak izleyiciyle buluşur. ‘Yarım Porsiyon Aydınlık’, izleyiciyi bir sonuca ulaşmaya değil, ışığın ve karanlığın birlikte var olduğu bir dünyada kendini keşfetmeye çağırır.
