Yeraltından Birkaç Not // Gözde Mulla

Ankara’nın muazzam yokuşlarından birini daha çıkıp Ayrancı’nın dar sokaklarından birinde, bir apartmanın kottaki dairesi, bir galeri mekânı olan İklim Sanat Projesi’ne girince doğrudan hissedilen şey, yeraltı. Notları bırakan da Özlem Tekdemir. İklim Sanat Projesi, alternatif bir sergileme mekânı olmasına karşın gündelik yaşamın rotasında kaldırımda yürürken karşımıza çıkan bir yer değil. Yalnızca apartmanın önündeki küçük tabelası bir iz bırakıyor sokağa ve karşı kaldırımdaki yorgancının önünden geçerken ya da yürüyüşe çıkardığınız köpeğiniz duvar dibini koklarken bir anda rastlayabiliyor insan. İklim Sanat Projesi’nin aurasından etkilenerek 9 Kasım’da açılan, Özlem Tekdemir’in Yeraltından Notlar sergisi 20 Kasım’a kadar görülebilir.

Yerin biraz altında ama ruhumuzun içinde bir sergi kurgulamış Özlem Tekdemir. Dostoyevski’nin kitabından ilham aldığı ismiyle sergi, küçük boyutlu eserlerin arkasındaki büyük bilinçaltını izleyiciye sunuyor. Gerçek ile kurgu arasındaki ince çizgi, kompozisyonda yer alan figür ile çiziliyor. Sırtını, gerçek olduğunu sandığımız daha doğrusu gerçekliğine inandırıldığımız dünyaya dönen figürün gözünden bakıyoruz eserlere. Sanatçının kurguladığı dünyanın kahramanı olan figür, bir benliğe işaret ediyor. Kurguya yüzünü dönen, gerçekle yüzleşmekten kaçan bir benlik. Kaçmakta da haksız değil aslına bakılırsa. Üzerinde yaşadığımız dünya dahası içinde olduğumuz zaman ve coğrafya itibariyle, yeterince bilinçli olanlarımız kaçmak istiyoruz kimi zaman. Gördüklerimiz, duyduklarımız, şahit olduklarımız karşısında hissettiğimiz her türlü duyguyu yansıtmaktan imtina ediyoruz. Dostoyevski’nin 19. yüzyılda bir metafor olarak kurguladığı kahramanda gördüğümüz gibi bilinçli olmak bir hastalık olabilir mi? Aradan geçen 200 yılda tam olarak değişen neydi? Biz hala bilinçli olmanın sancısını zaman zaman yaşıyorsak, bu işte bir yanlışlık yok mu gerçekten.

Uzun Hikaye
Uzun Hikaye, yerleştirme, atık karton üzerine suluboya kalemi, kolaj, 2021.

Özlem’in eserlerinde kurguladığı masalsı dünyaya yönünü çeviren figür bir yandan da ruhumuzun açlığına vurgu yapıyor. Bu açlığı doğa tasvirleri ile izleyiciye sunan sanatçı, kurguladığı dünyaya izleyiciyi davet ediyor mu, pek emin değilim. Eserlerde yer alan ve algısal olarak içine girebileceğimiz bir açıklık sağlayan rölyef mantığına rağmen bizi iki adımdan sonra durduran şey, sırtı dönük kız. Tüm eserlerde yer alan bu figür bize hem etrafta olup bitenlerin hem de kendi yaşamımızın izleyicisi olduğumuzu hatırlatıyor. Bir yandan, kurgulanan masalsı dünya illüstratif bir biçim ile karşılarken bir yandan galerinin alçak tavanları içinde bulunduğumuz gerçekliği daha da hissedilir kılıyor. Tüm eserlerin küçük boyutlu olması gerçekliğin ezici ve hissedilir algısını gösteriyor. Buna karşın kartondan yapılmış bir tavşanın diğer figürün aksine bizim gözümüze bakması gerçek ile kurgu arasında kurulan ipten köprüye işaret ediyor. Sanatçının orada yer alan masalsı dünya ile aramızda kurmaya çalıştığı bağ aslında bir benlik durumunu yansıtıyor. Eserlerde yer alan figürden kat kat büyük devasa mantarlar belki de farkındalık duygumuzla orantılı olarak otaya çıkan ve günden güne daha çok hissettiğimiz öfkenin temsilleridir. Tüm bu bilinçaltı formlarında, Dostoyevski’nin kitabında olduğu gibi bir ötekilik duygusu yatıyor dersek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Çünkü farkındalığın beraberinde getirdiği hatta kol kola yürüdüğü şeylerden birisi öteki olmaktır. Sıradanın, alışılagelmişin, rutinin aksine bir duyguyu derinden hissetmeyi, bir olayı herkesten farklı görmeyi, dahası yanlış giden şeylerin farkına varmayı gösterir.

Yaşam akışında bir şeyler olurken zihnimizin derinliklerine kodlanan bazı anlar, sesler, durumlar, olaylar zaman zaman bir duygu ile ortaya çıkıveriyor. Bilinçaltının buğulu kısımlarına rağmen hayata net bir biçimde yansıttığımız şeyler bazı katı ve karanlık gerçekler oluyor. Bu dayanılmaz katı gerçeklik, doğrudan yaşamın kendisinden besleniyor. Kimi zaman karanlık bir varoluş durumundan ötesini ne görebiliyor ne de hissedebiliyoruz. Bu karanlık varoluş durumuyla başa çıkma yolunu kurgusal masalsı imgeler topluluğuyla izleyiciye sunan Tekdemir, bizi hem kendi varoluş kaygımız hem de zamanda ve mekândaki konumumuz ile yüzleştiriyor.

Yeraltından Notlar sergisi

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar