Usta sanatçı Tayfun Pirselimoğlu’nun KERR isimli solo sergisi Istanbul Concept Gallery’de devam ediyor. KERR sergisinde ressam kimliği ile gördüğümüz Tayfun Pirselimoğlu, izleyicisine birbirini tekrar eden imgelerle yaklaşıyor ve detaylarıyla düşündürücü, gördüklerinizle şaşırtıcı resimler izleme şansı veriyor. Tam da aynı hayatları yaşadığımızı sandığımız ama bizi şaşırtmaya devam eden yaşamlarımız gibi.
“Her şey tekrar ediyor. Dün tekrar ediyor, uçuş rotaları tekrar ediyor… Şapkalar, köpekler, boşlukta asılı eller, adreslerine ulaşmayan mektuplar tekrar ediyor. Fesler, saklı yüzler, menzilsiz kuşlar, arzular, İstanbul, gece görüş dürbünleri, yanlış anlamalar tekrar ediyor. Savaş tekrar ediyor. Gergedanlar, boks ringleri, gizli ayıplar, kalbe saplı kuşkular, mayınlı araziler, perişan aşklar, tırnak törpüleri, öğle uykuları tekrar ediyor. Utanç tekrar ediyor. Her şey tekrar ediyor…” -Tayfun Pirselimoğlu
Tayfun Pirselimoğlu’nun KERR sergisinde karşımıza çıkan Mandrake ile Abdullah, süper kahramanlardan Batman, köpekler, meçhul askerler ve diğerleri; kendi hikâyelerine sahip, çok katmanlı ve farklı tekniklerle çalışılmış, izleyeni birkaç dakikalığına metaforlar içinde bir yolculuğa davet ediyor.
Sergiye başlık olan KERR ilk kez 2014 yılında bir roman olarak karşımıza çıkıyor ve Tayfun Pirselimoğlu’nu yazar kimliği ile görüyoruz. Romandan filme uyarlanan ve aynı adı taşıyan KERR filmi ise geçtiğimiz hafta usta isme, yönetmen kimliğine 41. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazandırdı. Her ne kadar roman filme konu olsa da sergi teması olması çok sonra karar veriliyor ve filmin ödül zamanı da tesadüfi gelişen bir durum olarak karşımızda. Ama hepsi KERR’e dair sanatçının kendi disiplininden çıkan işlerle detaylar, fikirler veriyor.
Birbirini tekrar eden konuların yaşamlarımızdaki benzerlikten öte metaforlarla zihinde çıkardığı yolculuğu görmek için son gün 14 Mayıs 2022.
Usta yönetmen, yazar ve ressam Tayfun Pirselimoğlu, Istanbul Concept Gallery’de gerçekleşen KERR sergisi üzerine kendisine ilettğim sorularımı yanıtladı.
Tayfun Pirselimoğlu’nu ödüllü filmleri ve detaylı çalıştığı resimlerinden tanıyoruz. Peki bilinmeyen yanlarınız nelerdir?
Bilinmeyen yanlarımın bilinir hale gelmesi -varsa- işin heyecanını kaçırmak olur doğrusu!
KERR kelimesinin, mükerrer, tekrar, tekerrür kelimelerinin kökü olduğunu ve dönüp tekrar başlamak anlamına geldiğini biliyoruz. Peki serginizde KERR’e dair ne görüyoruz?
Bu sergide eskiden yapmış olduğum resimleri tekrar yaptım; bazılarını yeniden üzerlerinde çalıştım. Bir de en başından beri kafamda dolaşıp duran imgeleri tekrar ortaya çıkarttım. Tekrarladığım temalar da var tabii; savaşlar, kalabalıklar, suretler. Toplamından Kerr ortaya çıktı.
KERR hikâyesi bol olan bir sergi ve yer alan işler de bir o kadar kendisini izlettiren, detaylarıyla büyüyen eserler. Bazı hikâyelerden bahseder misiniz? Bu hikâyelerde Mandrake ile Abdullah nerede yer alıyor?
Çocukluğumdan beri çizgi romanlarla yakın bir ilişkim oldu. Yazarlığım ve yönetmenliğimin bir kısmını da onlara borçluyum diyebilirim. O zamanlara ait bir çok “kahraman” hatırlıyorum. Mandrake ve Abdullah da onlardan. Aslından aralarındaki bir köle efendi ilişkisi; yıllar sonra bu zaviyeden bakma şansı da oluyor. Başka hikâyeler de var tabii. Kalabalıkların içerisinde gizlenen suretler, meçhul askerler, Batman, köpekler… Hepsi de kendi hikâyelerini saklıyorlar.
Çeşitli malzemelerle çalıştığınızı görüyoruz. Özellikle ilgimi çeken 4 katmanlı asetatla yaptığınız eserleriniz. Bu teknikle nasıl tanıştınız?
Çalışırken farklı malzemeler kullanmayı seviyorum. Onları farklı şekillerde denemeye çalışıyorum. Asetat üzerine yaptıklarım da deneyerek bulduğum bir yöntemle gerçekleşti. Farklı katmanların oluşması resmi de derinleştiriyor.
Korkunun eserlere yansıması ilgimi çekti. 4 veya 5 işinizde korkuyu gördüm. Hayatınızda sizi en çok korkutan şeyler nelerdir? Eserlerinizde korkuyu işleme nedeniniz nedir?
Korkularımızla yaşıyoruz. Yaşadığımız hayatın yarattığı huzursuzluklar korkularımızın birikmesine neden oluyor. Tuhaf zamanlar bunlar. İçerisinde barındırdıkları arasında korkularımız da var tabii olarak.
KERR’in hem kitap hem film hem de sergiye konu olması açısından hayatınızda etkili olduğunu düşündürüyor. KERR sizin için ne ifade ediyor? Film ile serginin etkileşimi oldu mu?
Hayatın bir tekrarlar manzumesi olduğunu düşünenlerdenim. Lakin bunun bir tekamülü de barındırdığını, bu yüzden de kendi determinizmini de erittiğine inanıyorum. Dolayısıyla tekrar halini çok önemsiyorum. Yaptığım işlerde, yazılarda, filmlerde, resimlerde de bu düşüncemi ifade ediyorum. Sergiye gelince; aslında filmle de, romanla da konu anlamında bir ilişki yok. Bizatihi kelimenin taşıdığı manaya yaslanıyor. Ancak resimlerin bazılarında afiş için tasarladığım köpekler de dolaşıyor.