Istanbul Concept Gallery, 19 Kasım – 21 Aralık 2024 tarihleri arasında Maria Roza’nın “İlkel Diyaloglar” başlıklı resim sergine ev sahipliği yapıyor.
“İlkel Diyaloglar” Sergi Metni:
Diyalog yalnızca iki insan arasında mı gerçekleşir? İnsan, doğa ve diğer hayvanlarla nasıl bir ilişki kurar ve bu ilişkilerin bilinç dışıyla nasıl bir bağlantısı vardır? Varoluşçu felsefe ve ekolojik düşünce, diyalog kavramının sınırlarını insanın ötesine taşıyarak genişletmiştir. Öyleyse, bu türler arası ve doğayla kurulan ilişkiler diyalog olarak değerlendirilebilir mi? İlkel Diyaloglar sergisi, insanın doğa ve hayvanlarla kurduğu etkileşimleri, bilinçdışı unsurları da göz önünde bulundurarak araştırır. Maria Roza, farklı varoluş düzlemleri arasındaki sembolik geçişleri keşfetmeye odaklanır ve izleyiciyi düşünsel ve içsel bir yolculuğa davet eder.
Genç sanatçı Maria Roza için İlkel Diyaloglar, insanın doğa ve hayvanlarla kurduğu kadim bağların ve birbirleriyle etkileşimlerinde, bilinç dışının rolünün görsel olarak incelendiği bir keşif sürecidir. Eserlerinde, bu bağlar sembolik geçişlerle ifade edilerek, iç dünya ile dış gerçeklik arasındaki sürekli etkileşimler vurgulanır. Bilinç ile bilinç dışı, insan ile doğa arasındaki ilişkiler, büyülü gerçekçilik ve sembolizm diliyle, sınırların bulanıklaştığı anlara odaklanan imgeler aracılığıyla yansıtılır. Maria Roza’nın resimleri, doğanın huzur verici yönüyle kaotik ve ilkel yanlarını aynı anda yansıtır. Seçtiği imgelerin birbiriyle örtüşen ve birbirine eklemlenen dinamikleri, hibrit formlar aracılığıyla sembolik bir dile dönüşür. Doğal ve içsel unsurların bu biçimsel birlikteliği, varoluşun çok katmanlı yapısını ortaya koyar. Bu şekilde sanatçı, izleyiciyi bu derinlikleri keşfetmeye teşvik eder. Sergide karşılaşılan her form, insan ve hayvan, doğa ve kültür, geçmiş ve şimdi arasında bir köprü kurma çabasındadır. Bu köprü, zaman zaman sallanır, çatlar ve hatta kaybolur; çünkü ilkel diyaloglar, sürekli değişen ve tanımların eridiği bir bağlamda gerçekleşir.
İlkel olan, yalnızca geçmişin değil, geleceğin bilinmezliğiyle de ilişkilidir. Aradaki bu diyaloglar, dışarıdan yönlendirilemez; çünkü onlar, her bireyin içindeki farklı ve benzersiz seslerin yankısıdır. İlkel Diyaloglar, çağdaş insanın bu diyalogda kendi sesini yeniden bulması için bir çağrıdır; bu şekilde ilkel olan ile günümüz arasında köprü kuran zamansız bir diyaloğu sürdürür.