Pandemi sürecinde dijital ortamda üretmeye ve sergilemeye devam eden sanat kurumları, “normalleşme” diye adlandırılan dönemin yaklaştığının sinyallerini vermeye başladı.
11 Martta gönüllü karantinayla birlikte hemen hemen her sektör kepenk kapatmıştı (zorunlu çalışanlar hariç), bir kısım çalışan da evden çalışmaya devam etmeye başlamıştı. Pandemide ikinci dalga gelir mi gelmez mi, sürecin işletmeler ve sanat üreticilerini nasıl etkilediği, pandemi sonrası sanat alanlarını ve çalışanlarını neler beklediği tartışılırken ve işten çıkartılan sanat çalışanları için çözümler aranırken peşpeşe gelen “normalleşme” çabalarını duyar olduk. Normalleşme ya da eskiye dönüşe prova yapmak gibi bir sürece doğru hızla yol alıyorken sanat galerileri yavaş yavaş kapılarını açacağını duyurmaya başladı.
İlk anda kapılarını ziyarete kapatan galeri ve müzeler dijital sanata hızlı geçiş yapmış ve sanatın fiziksel boyutunu sanal ortama taşıyarak pek çoğumuzu sanatla kalmaya davet etmişlerdi (devam ediyor). Tabi tiyatrolar da bu sürecin bir parçası olarak (en en çok etkilenen demek zorundayım) online gösterimler kapsamında eski ve güncel oyunlarını izleyicisine sundu. (Tiyatrolara bir başka yazımda yer vereceğim.)
Gevşetme kapsamında, C.A.M. Gallery, Yusuf Aygeç‘in pandemi dönemine denk gelen “Mekanın Ruhu” adlı sergisini 14 Haziran’a kadar tekrar ziyarete açtığını duyurdu. Ardından 17 Mart’ta kapılarını kapatan İstanbul Modern, 16 Haziran’da açılacağını; SANATORIUM ise 3 Haziran’da, Berkay Tuncay’ın “İnsan tuhaf, ne hoyrat, ne şaheser ve nasıl ilkel hayret” başlıklı solo sergisiyle kaldıkları yerden devam edeceklerini duyurdu. Büyük küçük pek çok galeri de gevşeme sürecine göre kapılarını açmaya devam edecek.
Ardı sıra kapılarını tekrar açmaya başlayan galeri ve müzeler, mekanlarını dezenfektanlar ile güçlendirdiklerini ve ziyaretçilerinin maske artı mesafe kuralına dikkat ederek gezebilecekleri bir ortamda sanat takipçilerini, severleri ağırlamaya hazır. Bakalım ziyaretçi sayısında ne gibi değişimler olacak. Bu süreçle birlikte neler konuşulacak bekleyip göreceğiz.
Karantina sürecinde evden gezmeye alıştığımız sergiler, belki diğer günlerde gitmeye üşendiğimiz veya zaman bulamadığımız “sanat/sanatçı konuşmaları, rehberli müze gezmek, açılışlar vb.” etkinliklere bir tıkla yakın olduğumuz bu günlerden sonra tekrar dışarı çıkarak yolda zaman kaybetmek ve kalabalığa girmek zor olacak gibime geliyor. Fakat kendi önlemimizi aldıktan sonra dışarı çıkmalı, sergi gezmeli, oyun izlemeli, küçük işletmelerden alış veriş yapmalı ve genel anlamda zor durumda olan bireylerin üretim süreçlerinin bir parçası olmalıyız.