Özgürlük, insanın özünü ortaya çıkarıyor.
Mahallenin çiçekçisi Fatoş Abla veya her sabah karşılaştığım evsiz Orhan özgür olsa kim olurdu?
Sadece aynı sofraya oturduğumuz insanların arasında mı özgürüz?
Başka bir şehir insana özgür hissettirebilir mi? Hepimiz özgürlüğün çıplaklığıyla yere bassak ne olurdu?
Ben kim olurdum?
İzmir’de doğan ve Bodrum’da büyüyen Ekin Anıl, İstanbul’da Reklamcılık lisansı ve Sanat Yönetimi yüksek lisansı yaptı. Reklam ajanslarında fikir işçisi ve yönetici olarak çalışırken Genco Gülen ve Mustafa Seven ile birlikte sanat ve kitap projeleri yönetti.
Son yıllarda, sanatsal tasarım ürünleriyle sanat ve tasarım fikrini olabildiğince çok insana ulaştırmaya, daha çok eve sokmaya çalışıyor. Markalarla iş birliği yapıyor ve ortak umudu simgeleyen “Dev Noktalar” projesini yürütüyor.
İşlerinde mükemmel ve kusursuzu değil tam aksine aksaklıkları, tuhaf olanı, beğenilmeyeni, gözün görmek istemediğini ortaya koyarken şunları söylüyor:
“Öğrene geldiğimiz mükemmellik, kusursuzluk tanımlarının neredeyse tamamı maddesel dünyanın ve sanayi devriminin ardından ortaya çıkan üretim bantlarının sıkı sıkıya bağlı olduğu kavramlar. Bu kavramların varlığı ve onlara olan talebi görmezden geliyorum ama hayatımda ve işlerimde onları aramıyorum. Kusursuzluk uğruna harcanacak vakte yazık”
Üretimlerinde kullandığı tek çizgi tekniğini, çizgisel bir şiir olarak tanımlayan sanatçı, tek çizgideki yalınlık, meditatif durum ve -öyle görünmese de- var olan yoğunluğun kendisini çok iyi temsil ettiğini düşünüyor ve hikayelerini çizgisel olarak anlatmaya devam ediyor.
Ekin Anıl’ın “Büyük bir sofra” sergisi 31 Temmuz‘a kadar Kraft’ta görülebilir.
Kraft Bistro Cafe – Bodrum
Çarşı Mahallesi Sanat Okulu Sokak No: 6
