1990 doğumlu Dilek Çabuk, Süleyman Demirel Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra, sağlık sektöründe çalışmaya başladı ve bu süreçte soyut resimler üzerine yoğunlaştı.
İçsel dünyanın en güzel dışa vuruşunun ‘Resim’ olduğunu keşfetmesi üzerine tuvallerine yöneldi.
‘Farklı bir alanda eğitim almış olsam da zaman içinde soyutlamalar ve soyut resim alanına yöneldim. Yaptığım çalışmalarda kadınların kendi iç dünyasında yaşadıkları duygu durum farklılıklarına vurgu yapmak istedim. Bazen karanlık ve hüzünlü tarafını gördüğümüz kadınlar , bazen rengarenk, neşeli bir biçimle karşımıza çıkıyor. Bazı kadınlar ise hissettiği her duyguyu (Yaşadığımız coğrafya gereği) kendi içinde yaşamayı tercih ediyor, sanırım ben tam da bu noktada tuval karşısına geçiyorum… Yaşamış olduğum duygu ne ise çalışmam da o duygu doğrultusunda hayat buluyor. Bazen fırçamı mutlulukla canlandırırken, bazen üzüntü ile canlandırıyorum. Bu süreçte yalnız kalıp, sessizlik içinde tuvalimle konuşmak bana terapi gibi geliyor. Ben bütün sanatçıların en yakın dostunun ürettiği eserler olduğuna inanıyorum. Bu bazen kendini bir tablo ile gösterirken, bazen heykel, müzik ya da fotoğraf olabiliyor.’
Yaklaşık iki yıldır kendi kişisel sergimi açabilmek için çalışıyorum. En doğru zamanda ve o an’ı yakaladığım anda sanat severler ile buluşup ruhumdaki yansımaları sergilemek için sabırsızlanıyorum.
Yaptığım çalışmalar tuval üzerine akrilik boya ve boyut 50*70 cm.
Instagram: dilek.cabk