Okan Oganer
Okan Oganer

Eğitimci, Müzisyen Okan Oganer İle Söyleşi

2 Ağustos 2022

“Sanatsal bağlamda müziğin neyi anlattığı bana ne ifade ettiği önemli.”

Okan Oganer, “Olta projesi”ne dahil olan şarkısı ile müzik hayatına değil ama şarkı yayımlama hayatına “merhaba” demiş; sonrasında art arda yayımladığı single çalışmaları ile müzikseverlere ulaşan bir müzisyen. Şarkılarını yayımlama süresi son 2 yılı kapsasa da öncesi çok uzun bir müzik geçmişi ve daha müzik eğitmenliği kimliği var. Sohbetimizde hepsini konuştuk, keyifli okumalar dileriz.

Müzik yaşamınızdan eğitimciliğinize; röportajımızı okurken sizinle ilk defa tanışacak okuyucularımız için kendinizi tanıtabilir misiniz?

Müzik ile tanışmam oğlum Barkın gibi çok küçük yaşlarda klavye ve davul ile oldu. Küçük bir org ile o zamanın şarkılarını çalmaya başladığımı hatırlıyorum. Sonrasında ise profesyonel olarak eğitim gördüm. Piyano, davul ve gitar hayatımdan hiç eksik olmadı. Çok küçük yaşlarda kayıt yapmaya başladım. Bant kayıtlarından harddisk recorderlara , 8-16 bit müzikten şuan dinlediğimiz hd müziklere kadar bir geçmişim var. Eğitim sektörüne girişim de farklı bir kulvar tabii; Ritim Terapisti olarak başladığım o yol şu an yüzlerce çocuğa ve büyüyüp kendi müziklerini yapan genç müzisyenlere dönüşmelerine olanak sağladı.

Uzun yıllar boyunca müzikle uğraşmışsınız fakat şarkılarınızın dinleyenlere ulaşma zamanı çok yakın zamanlar. Şarkılarınızı yayımlamaya nasıl karar verdiniz bu süreci biraz anlatabilir misiniz?

2000-2018 yılları arasında sayısını kendim bile hatırlamadığım şarkı yaptım, o zamanlar sahne performansları da yapıyorduk kendi grubum ile sahneden inmedik desem yeridir. Birkaç şarkım ile birinciliklerimiz oldu, o zamanın yaşam koşulları şarkılarımın standart bir yayın projesi için zordu açıkçası. 2018’den sonra da kendi biriktirdiğim şarkıları teker teker yayınlama sürecine girmeye karar verdim. En büyük etken de oğlum Barkın. Ona güzel bir şeyler bırakmak tek hayalim.

Müzikle uğraşmak ve müziğini sunmak arasında somut farklar vardır diye düşünüyoruz. Müzikle uğraşmak daha sanat ve hayallere açık bir konuyken, müziği sunmak başlı başına bir sektör ve sanatın metalaştırıldığı bir alan. Siz de uzun yıllardır müzikle uğraşıp kısa süre önce müziğini sunmaya başlayan bir müzisyen olarak umduklarınız, bulduklarınız, gelecekte olabilecekler şeklinde yaşadıklarınızı değerlendirmenizi ve gelecekle ilgili öngörülerinizi alabilir miyiz?

Sanatsal bağlamda müziğin neyi anlattığı bana ne ifade ettiği önemli. Aslında “benim müziğim ne için yapılmalı ya da müziğim neyi anlatmalı?” sorularına cevabım bu son iki yıla kadar kendi kendime ruhumu beslemekti. Barkın ile birlikte ise müzikal ruhumu ona aktarmak ve geleceğine faydalı olmak için yaptıklarımı sunmaya karar verdim. Umduğumdan daha hızlı ilerliyor her şey, yakın gelecekte farklı işler göreceksiniz.

Son çalışmanız “İyi Bak Kendine” dinleyeni iyi hissettiren şarkılardan, şarkının hikayesini, hazırlanma sürecini anlatabilir misiniz?

‘’İyi bak kendine’’ yayınlamayı düşündüğüm 3 şarkının içinden seçtiğim bir tanesiydi. Bundan 10 yıl kadar önce grubumuzun basçısı Yiğit Egemen ile akustik takılırken yaptığım bir bölümü geliştirip şarkının son haline getirdim. Dinleyenlerin iyi hissetmesini ben de çok istedim açıkçası çünkü son zamanlarda dinlediğim ya da duyduğum tüm müzikler ruh halimizi karamsarlığa sürüklüyordu. Biraz gitar, biraz davul, biraz solo derken güzel bir şey oldu. Tabi bu şarkıyı yaparken birçok faktör vardı etrafımda. Genç müzisyen öğrencilerim en önemlisiydi. Onların söylemekten hoşlandıkları kadar çalmaktan da bir o kadar keyif aldıkları bir şarkı oldu.

Şu an label şirketiniz On Air Music sayfasında şablon klibinizi gördük, başka bir klip gelecek mi şarkıya ilerleyen zamanlarda?

Aslında şarkıyla aynı anda klibin çıkmasını istemiştim ancak, sevgili yönetmenim Evren Gülcemal ile yaptığım görüşmeler neticesinde klibi sonra yayınlamaya karar verdik. Muhteşem bir senaryo yazmışlar, klasik bir iş olmayacak gibi görünüyor. Tabii ki o zamana kadar başka bir şarkım da yayına girerse bilemiyorum neler olur… : )

“İyi Bak Kendine” ile tarzınızda da bir değişim fark ediliyor, müziğinizi siz nasıl adlandırıyorsunuz? Değişimler ve farklı tarzlar konusunda yorumlarınız nelerdir?

Açıkçası sound konusunda “İyi Bak Kendine” güncel günümüz müzik soundları ile pek örtüşmüyor. Davul, gitar ağırlıklı blues Groove ‘u olan bir yapısı var. Diğer şarkılarım ile de uyuşmuyor ama bu sound bir kere de olsa benim yapmak istediğim bir yapıydı. Gerek akustik davul kayıdım olsun gerekse fender gitarlar olsun hayalimdi. Aslında bunu kendime ‘’Yaptım bunu ‘’ demek istemiştim. Bir müzisyen düşünün 50 şarkısı var ve 50’si de aynı, bu benim için tahammül edilemez bir durum. Aynı akorlar, aynı sesler, aynı aralık düzenleri, aynı sözler… pek bana göre değil. Benim için müzik her an değişiyor şimdilerde ise farklı işler yapmaya başladım; yakın gelecekte hepsi sıra ile olacak umarım…

Sosyal medyanızda öğrencilerinizle yapmış olduğunuz çalışmalar dikkat çekici, müzisyen kimliğinizle öğretmen kimliğinizin böylesi iç içe geçmesinin öğrencilerinize de çok şey kattığını düşünüyoruz. Siz neler söylemek istersiniz?

Açıkçası onların müzik koçuyum. Tüm sahne deneyimlerimi, çalım tekniklerini, hatta kayıt teknolojilerini bile öğretiyorum onlara. Yeni nesil müzisyenlere ihtiyaç var ve onlar alıp başını gidecekler. İlkokuldan başlayıp yetiştirdiğim aralarında şimdiden ünlü olanlar bile var. : )

Yorumcu ve şarkı yazarısınız, multienstrümanist bir müzisyensiniz, ayrıca müziğin mutfağında da yer alan bir ses mühendisisiniz. Müziğin her alanında olmak avantaj mı, dezavantajları da var mı?

Ben şöyleyim böyleyim demeyi hiç istemedim ve sevmedim, ama kimi zaman söylemek gerekiyor sanırım. Evet her şeyi kendim yapıyorum hatta “İyi bak kendine”nin her sesi analog kayıt. Davul kaydını çadır (otağ)’da yaptım ve çok da zahmetliydi ama bir o kadar da eğlenceliydi; o süreci görmenizi çok isterdim. Sadece kayıt değil sonraki süreç de oldukça uzun tabii… Mix’i – mastering’i başlı başına bir çıkmaz konusu. Ses mühendisliği hem profesyonel hem de gönlümü verdiğim bir süreç , TC630’a bant kayıtları yaptığım yıllardan bu yana dünyada çok şey değişti. Ayak uydurmak en sevdiğim şey…

Gelecek projelerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

“İyi Bak Kendine”den sonra, onunla aynı zamanda yürüttüğüm şarkıları yapmaya devam ediyorum. Şu an 6 şarkı bitmek üzere hatta hangisi ile devam edeyim diye düşünmekteyim. Belki de hepsini aynı anda yayınlayacağım; onu da tam kestiremiyorum. Sound açısından ise Arturian’ın analog synthesizerlarının bulunduğu şarkılar olacak, özellikle canlı çalımlar için bunu yapmayı düşünüyorum. Sonrasında belki sahne performanslarına geri döneceğim.

Okan Oganer

Instagram | İyi Bak Kendine

Veera’nın Seyahatnamesi – Bölüm 16 – En Derin Yazgı Paradoksu (Final) / Şeyda Aydın
Önceki

Veera’nın Seyahatnamesi – Bölüm 16 – En Derin Yazgı Paradoksu (Final)

Barış Kıymaz (Nakkab)
Sonraki

Portfolyo: Nakkab

Kaçırmayın!

III. Heykelde Yeni Keşifler Sergisi

Heykelde Yeni Keşifler Sergisi, Kemer Country Club’da Açıldı

Türkiye’nin 50 yıllık en köklü kültür sanat dergisi Milliyet Sanat’ın,
Zeynep Casalini

Zeynep Casalini ile “Zamansız Kadınların Şarkıları” Üzerine

Zeynep Casalini, uzun müzik yaşamı içinde bizlere hep yüreğimize dokunan