Engelsiz Filmler Festivali güncel film örneklerini her bireyin eşit şartlar altında erişebileceği şekilde ulaştırmak amacıyla 10 yıldır gerçekleşiyor. Erişilebilir, ulaşılabilir olmasıyla engeli olan ve olmayan her bireyin sinemaya eşit koşullarda erişmesini sağlayan festival, bu sene fiziksel olarak Ankara ve Eskişehir’de gerçekleşiyor.
Engelsiz Filmler Festivali detaylarına ulaşmak için tıklayınız.
Sosyal sorumlulukla yola çıkan Engelsiz Filmler Festivali için hazırladığımız soruları festivalin yönetmeni Ezgi Yalınalp cevapladı. Yalınalp‘in bu yılki festival süreci ve filmler üzerine cevapları şöyle:
10. Engelsiz Filmler Festivali detaylarına girmeden önce festival isminin başında yer alan “Engelsiz” ifadesini açmanızı istesem neler söylersiniz? Engelsiz Filmler Festivali’ni nasıl tanımlıyorsunuz? Festivali de şekillendiren bu tanımlama sinema alıcısına ne ifade ediyor/etmeli?
Öncelikle Engelsiz Filmler Festivali’nin zannedildiği gibi sadece erişim problemi yaşayan sinemaseverler için düzenlenen bir festival olmadığını belirtmeliyim. Festivalimiz aslında sinemaya erişimin bir hak olduğu anlayışıyla yola çıkan ve herkesin bir arada film izleyebilmesine olanak tanıyan bir etkinlik. Gerek film festivallerinin gerek de diğer kültür-sanat etkinliklerinin erişilebilir bir formatta yapılması gerektiği fikriyle yola çıktık. Bu noktada tek yaptığımız da festivalimizin odağına erişilebilirliği almak ve ismini “Engelsiz” olarak belirlemek oldu. Diğer film festivallerindeki gibi çağdaş ve bağımsız sinemadan nitelikli filmleri erişilebilir hale getirerek sinemaseverlerle buluşturuyoruz ve iletişim kanallarımızın da erişilebilir olmasına dikkat ediyoruz.
Bu yıl festivale “Onlar” seçkisinin eklendiğini ve fiziksel olarak Eskişehir’de de gösterimler olacağını duyurdunuz. 10. kez gerçekleşen Engelsiz Filmler Festivali’ni bir önceki senelerden farklı kılan neler var? Festival salonları nereler, hangi filmler yer alıyor? Festival süresince seyirciyi/dinleyiciyi neler bekliyor?
Sizin de belirttiğiniz gibi bu yıl festivalimizin 10’uncu yılını kutluyoruz. Diğer seçkilerimize bu yıl özel bir seçki dahil ettik: Onlar. Kendilerini zor koşullarda var edebilen, toplumsal kalıpları yıkabilme cesaretini gösteren insanları konu alan bu seçkiyle yaptıkları işlerle ilham olmalarını sağlamak istedik.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da küçük sinefillere uygun kısa animasyon ve kurmaca filmlerin yer aldığı Çocuklar İçin, dünyanın farklı coğrafyalarından hikâyelerin derlendiği Kaleydoskop ve sinemaseverleri müzikal bir yolculuğa davet eden Oditoryum seçkilerini seyircilerimizle buluşturacağız. Ayrıca yarışmalı bölümlerimiz de devam ediyor. Türkiye sinemasının son dönemdeki en iyi örneklerinin yarıştığı Ulusal Uzun Film Yarışması ile ilkini geçen yıl gerçekleştirdiğimiz Kısa Film Yarışması’nın ikincisini düzenliyoruz. Ancak Kısa Film Yarışması’nda bir yenilik yaparak, kısa film üreten yönetmen ve yapımcıları desteklemek adına bu yılki yarışmaya para ödülü dahil ettik.
Pandemi nedeniyle gerçekleştirdiğimiz çevrim içi gösterimlerimiz de devam edecek. 14-16 Ekim tarihleri arasında Eskişehir’de Yunus Emre Kültür Merkezi’nde ve 17-23 Ekim tarihleri arasında Ankara’da Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda fiziksel gösterimlerle sinemaseverleri ağırlayacak festivalimiz, çevrim içi olarak da tüm Türkiye’den seyircisiyle buluşacak. Film ekipleriyle gerçekleştirilecek söyleşiler de festivalin YouTube kanalı üzerinden erişilebilir olarak izlenebilecek.
Engelsiz Filmler Festivali’nin sinemayı erişilebilir hale getirmeye çalışmasının yanında kısa filmlere de dikkat çekmeye çalıştığını biliyoruz. Bu yılki Kısa Film Yarışması’nda yarışacak filmlerden, jüri üyelerinden ve ödüllerden bahseder misiniz?
Kısa film türünde üretimlerin artmasına destek olmak, bu türdeki kısa film yönetmenleri ile seyircileri buluşturmak amacıyla Kısa Film Yarışması’nın ikincisini gerçekleştiriyoruz. Yarışmanın bu yılki jürisi de Türkiye ve dünya sinemasına katkılarıyla ön plana çıkan isimlerden oluşuyor. KLAPPE AUF! Kısa Film Festivali Direktörü Andreas Grützner, yönetmen Jale İncekol ve Hezarfen Film Galeri Kurucu Direktörü Nesim Bencoya jüri üyelerimiz.
7 farklı ülkeden 13 kısa filmin yer aldığı yarışmada; Elshad Elsever’in Anahtar (The Key), Jane Ashmore’un Aşk (Love), Hilke Rönnfeldt’in Çit (Fence), Mehdi Mahaei’nin Galip (A Winner), Farnoosh Abedi’nin Gazcılar (The Sprayer), Jamilia Azizova’nın Gölgeler (Shadows), Majid Mirhashemi’nin Karantina (Quarantine), Ali Kıvanç Güldürür’ün Komşu Sesler (Neighbouring Sounds), Önder Menken’in Oyun (Game), Jane Devoy’ın Sohbet (Chatter), Ziba Karamali ve Emad Arad’ın Takas (Barter), Margarethe Baillou’nun Ve Böylece Başlıyorum (And So I Begin.) ve Muaz Güneş’in Yasemin (Jasmine) filmleri bulunuyor.
Para ödülü de eklediğimiz yarışmada jüri üyelerinin seçeceği En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo’ya 500’er USD, En İyi Film’e ise 1000 USD ödül verilecek. İzleyiciler de verdikleri oylarla Seyirci Özel Ödülü’nü belirleyecek.
Engelsiz Filmler Festivali’nin erişilebilir sinema olmasından bahsediyorsunuz. Peki seçtiğiniz filmleri neye göre belirliyorsunuz? Festivalin erişilebilir olmasını nasıl sağlıyorsunuz? Festivalde görmeyen, duymayan ve bedensel engeli olanlar için ne tür kolaylaştırıcı özellikler sunuluyor?
İçerik olarak diğer film festivalleri ile aynıyız. Biz de seçkilerimizde özgün ve nitelikli filmlere yer veriyoruz. Bu filmleri erişilebilir hâle getirmemiz ise farklı olan yanımız. Gösterimleri erişilebilir mekânlarda gerçekleştiriyoruz. Ayrıca programımızda yer verdiğimiz tüm filmleri göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar için ayrıntılı altyazı ile seyircilerimizle buluşturuyoruz. Aynı şekilde yan etkinliklerimiz de erişilebilir olarak düzenleniyor.
10 yıllık bir süreçte sürdürülebilir sinema, erişilebilir sinema adına neler gözlemlediniz? Festivalin birinci yılından bu yana süreçte erişilebilir olmak için ne tür zorluklar ve kolaylıklarla karşılaştınız? Festivalin dününden bugününe nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
2013 yılında bir arada film izlemek mümkün mü sorusuyla yola çıkmıştık. Bir festivali eşit koşullarda takip etmek konusuna yoğunlaşmamızı sağlayan ise organizasyonunda yer aldığımız başka film festivalleri oldu. Bu etkinliklerde yalnızca sesli betimlemeli gösterimler vardı. Bizim istediğimiz ise bu gösterimlerin tüm seyirciler için kapsayıcı olmasıydı. Bir festival ortaya koymak yeterince detay gerektiren bir iş iken bunu bir de erişilebilirlik boyutuna taşıdığımızda daha da büyük bir emek gerektiriyor. Sesli betimlemeler ve ayrıntılı altyazılar profesyonel bir ekip tarafından hazırlanıyor. Hazırlık süreci çok titiz ilerliyor ve uzun bir zaman alıyor.
Dünden bugüne Engelsiz Filmler Festivali’nde neler yaşandığına gelecek olursak; öncelikle 10’uncu yılını kutladığımız festivalde ekibimiz ve festivalimizdeki uygulamalar dönüşüp gelişti. Erişilebilirlik konusunda her yıl daha fazla bilgi ve deneyime sahip oluyoruz. Ayrıca Be In! Erişilebilir Festivaller Ağı’nın da kurucularındanız. Bu ağ ile dünyadaki benzer uygulamalara yer veren festivallerle iletişim hâlindeyiz. Bu sayede yeni erişilebilirlik uygulamalarını yakından takip etme şansımız oluyor, uygun gördüklerimizi festivalimize dahil ediyoruz. Festivalimizin içeriği ve erişilebilirlik uygulamaları böylece değişiyor. 10 yıl içinde festivalin kimliği, yaklaşımı ve seyirci kitlesinin belirginleştiğini de söyleyebiliriz. Geldiğimiz aşamada, yapabileceğimizi düşündüklerimizden çok daha fazlasını yaptığımızı görüyoruz, bu da bizi gelecek için fazlasıyla motive ediyor.
Sanat Okur, 10. Engelsiz Filmler Festivali’nin medya sponsorlarındandır.