İlk sergisi “Şehir Nerede” ile kasım ayında kapılarını açan YUNT, yine Emre Zeytinoğlu küratörlüğünde gerçekleşen ikinci sergisi “Görünmeyen Kent” ile izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. 24 Şubat’ta açılan sergi, kentin iç mekânlarındaki şaşırtıcı eylemleri, nesnelerin değişen anlamları ve kalabalıkları oluşturan her bir kişinin farklı niyetleri arasındaki çelişkili yaşam biçimlerini yansıtan yapıtları bir araya getiriyor. Sergi 12 Mayıs 2024 tarihine dek ziyaret edilebilecek.
Bir şehrin sadece simge hâline gelmiş yapılarıyla ya da meydanlarıyla açıklanamayacağını, bunların dışında kalan yerlerin de oraya dâhil olduğunu anlatan ilk sergi “Şehir Nerede”nin ardından gelen ikinci sergi “Görünmeyen Kent”, bir kentin simgesel yapılarının ve meydanlarının inşasında, unuttuğumuz “görünmeyen”in rolüne odaklanıyor. Kentin aslında ne hayal edip idealleştirdiğimiz ne de aklımızda kalan birkaç simge ile tanımladığımız bir yer olmadığına dikkat çekiyor.
Kentlinin kendi zihninde ve özel mekânında gerçekleştirdiği üretimin ne kadar gözden uzak kalırsa kalsın, kente dâhil olduğunu ve önünde sonunda onun karakterine yansıyacağını hatırlatıyor. Gizli kalmış üretime zaman zaman tanık olmanın ve kenti tanımlarken onları da işin içine katmanın, orası hakkındaki algıları ya da yargıları değiştireceğini vurguluyor.
“Orada olup bitenlerin, geleceğe ait niyetlerin pek çoğu gözlerden uzak gerçekleşiyor, oranın yaşamını hayal edemeyeceğimiz ölçüde çeşitlendiriyor ve böylece yapmaya çalıştığımız her kent tanımını boşa düşürüyor. Kentte öyle özel mekânlar vardır ki oraya girildiğinde, hemen kapının dışındaki sokak ile hiç ilgisi olmayan görüntülerle ve şaşırtıcı yaşam biçimleri ile karşılaşılabilir. Bu yüzden kentin geleceğine dair düzenlemeler ya da planlar da çoğunlukla gerçek dışı kalır. Ayrıca her bir kentlinin zihninde kurgulardan o kent, yine gerçek dışı kalmaya mahkûm olur.” Emre Zeytinoğlu’nun sergi metninden alıntı
Küratör: Emre Zeytinoğlu
Sergide yer alan sanatçılar: Sinan Logie, Mehmet Ali Boran, Derya Ülker, Kerem Ozan Bayraktar, Volkan Kızıltunç, Çağla Meknuze, Nuri Kuzucan