Galerist’in temsil ettiği Türkiye’nin önemli sanatçılarından Semiha Berksoy’un kapsamlı retrospektif sergisi Semiha Berksoy: Singing in Full Colour adıyla 6 Aralık 2024 ile 11 Mayıs 2025 tarihleri arasından Berlin’deki Hamburger Bahnhof – Nationalgalerie der Gegenwart’da sanat izleyicisiyle buluşacak.
Küratörlüğünü müzenin direktörleri Sam Bardaouil ve Till Fellrath‘ın üstlendiği, yardımcı küratörlüğünü ise Emily Finkelstein ve Agnes Rameder‘in gerçekleştirdiği sergiye, Silvana Editoriale Milano tarafından yayımlanacak Hamburger Bahnhof katalog serisine dahil bir yayın eşlik edecek.
Türkiye kültür sanat tarihine damgasını vurmuş bir sanatçı ve primadonna olan Semiha Berksoy’un retrospektifi, 2026 yılında ise İstanbul Modern’de sergilenecek.
Primodanna Semiha Berksoy’un sanat pratiğini mercek altına alıyor
Dünyanın önde gelen müzelerinden Hamburger Bahnhof – Nationalgalerie der Gegenwart, Türk ressam ve opera sanatçısı Semiha Berksoy’un (1910-2004) Almanya’daki ilk geniş kapsamlı retrospektifine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 6 Aralık’ta ziyarete açılacak sergi, sanatçının 60 yılı aşkın, çok yönlü ve katmanlı sanat pratiğini mercek altına alıyor. Semiha Berksoy: Singing in Full Colour, sanatçının 1930’lardan itibaren görsel sanatlar ve sahne sanatları dünyasında çığır açan kariyerini bütüncül bir bakış açısıyla sunuyor. Seçilen 100’e yakın eserin yanı sıra arşiv belgeleri, film klipleri ve ses kayıtları, Berksoy’un opera performansları ile resimleri arasındaki bağlantıları ortaya koyuyor. Sergi, Berksoy’un annesi Fatma Saime’ye duyduğu derin bağlılık, Berlin yılları ve yaşamı boyunca sanat tutkusunu besleyen kültürel ve ideolojik figürler etrafında şekillenirken, sanatçının resme olan benzersiz, spontane ve cesur yaklaşımı ön planda tutuluyor.
Sanata çok yönlü yaklaşımıyla gerçek bir öncü olan Berksoy, Türkiye’nin ilk sesli filmi İstanbul Sokaklarında ve ilk Türk operası Özsoy operasında sahne almış; yurtiçi ve yurtdışında sayısız önemli temsilde rol almıştır. 1936 yılında Atatürk tarafından opera eğitimi için Berlin Yüksek Müzik Akademisi’ne gönderilen Berksoy, 1939’da Richard Strauss’un 75. doğum günü kutlamalarında büyük övgülerle sahnelenen Ariadne auf Naxos’ta Ariadne rolüyle büyük beğeni toplar. Berlin Yüksek Müzik Akademisi’ni birincilikle bitirerek ‘Birinci Sınıf Opera Sanatçısı’, ‘Başartist (Primadonna)’ ve ‘Devlet Sanatçısı’ unvanlarına layık görülür. Aynı yıl, II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ülkesine döner ve Türk Devlet Opera ve Balesi’nin kurulması ile Ankara Devlet Konservatuvarı’nın açılmasına, Alman yönetmen Carl Ebert ile birlikte katkıda bulunur. Berksoy’un Berlin ile bağlantıları ilerleyen yıllarda da devam eder; 1969’da Berlin’de Haus am Lützowplatz’ta bir kişisel sergi açar ve eserleri, Recent Art from İstanbul (Haus der Kulturen der Welt, 1998) ve İstanbul Next Wave (Martin-Gropius-Bau, 2010) gibi sergilerde yer alır. Bu süreçte Berksoy, Berlin’in kültürel hafızasında daha fazla yer edinir.