Betül Kotil
Betül Kotil

Atölye Söyleşileri: Betül Kotil

28 Mayıs 2025

Atölye Söyleşileri serisinin altıncı konuğu heykel ve yerleştirme sanatçısı Betül Kotil.

Betül Kotil, pamuk ipliği ve hayvan yünü malzemelerini tutkalla işleyerek mermer benzeri, sağlam bir forma dönüştürdüğü heykel ve yerleştirmeleriyle dikkat çeker. Heykelin alışılmış sert, ağır, erkek egemen kodlarına karşılık; pamuk ipliğinin ince kırılgan; hayvan yününün ise duygusal geçirgenliği özelliği sayesinde katmanlı, dönüşebilen, hafif yapısıyla biçim ve malzeme üzerinden anlam kurulan heykeller üretir.

Kotil, malzeme tercihi ve formları aracılığıyla izleyiciye görünmeyen üzerinden ruhsal bir veya daha fazla katman yaratır. Son dönem işlerinde gördüğümüz koyun yünü, doğanın ve “o” canlının hafızasını malzemede taşır. Betül Kotil’in formlarında estetik, bir doğal oluş haliyle yansıtılır.

Betül Kotil, Atölye
Betül Kotil, Atölye

Heykelin bilindik kodlarını sorgulayan işler yapıyorum. Hafızayla, sessizlikle ve görünmeyenle çalışıyorum.

İnce ve kırılgan olarak görülen pamuk ipliklerini tutkalla bir araya getirerek dayanıklı ve mermer benzeri bir yapıya dönüştürüyorum. Bu dönüşüm, hem malzeme hem de anlam açısından güçlü bir tezat. Dayanıksızın dayanıklılığa dönüşmesi, yalnızca fiziksel değil, ruhsal bir yolculuğu da yansıtıyor. Meditatif bir ritüel haline gelen bu yaratım süreci, tekrarla güç bulan, derin hissiyat uyandıran raslantısal formlar oluşturur. Her bir form, dokunarak hissedilir ve duyulara hitap eder.

2022’nin ortalarında İstanbul’a geldim ve halen bu atölyedeyim. Bu mekânla yollarımız bir gereklilik anında, yeni bir şehirde yer edinme çabasıyken, sonra içten içe beni şekillendiren bir mekândan öteye, alana dönüştü.

Atölye benim için görünmeyeni duyabildiğim tek yer. Kendi iç sesimle aramdaki yansıma.

Uyumayı bilmeyen bir hayvan, tutkal kokusu, dengesiz yükselip alçalan bir ses.

Hafıza taşıyıcısı gibi, bir portal diyebiliriz. Bazen hiçbir şey yapmadan da var olabildiğin yer.

Betül Kotil, Atölye
Betül Kotil, Atölye

Kapıyı açıyorum, “buradasın ve devam ediyorsun” diyorum.

Evet, gizlidir. Bir showroom değil. Bir nevi iç dünyanın açığa çıktığı üretim alanı. Kimle vakit geçireceğimi seçebilirim. Seçemediğimde içten gerilirim. Atölyeye gelen biri gerçekten görmeye geldiyse, her şey yolunda. Ama görmeyi bilmeyen için o alan kapanır.

Anselm Kiefer. Malzemenin belleğini taşıyan, katmanlarıyla konuşan bir sanatçı. Bu atölyenin duvarlarında ondan izler görmek güzel olurdu. İçerde adımladığını hayal ediyorum şuan. Of

Sabah hemen müzik ve kahve ile başlarım. Ben gündüzcüyüm. Ama gece çalışmasında ihtiyaç duyarım. Önce sakince otururum işlere bakarım. Bir an var o an yerini bulmadan üretmeye başlamam. O gün neye ihtiyaç duyduğumu anlamaya çalışırım. Sonra aynı anda bir çok esere başladığım için ilk kurumuş olanla ilgilenirim. Bazen saatlerce sadece iplik ayırırım, gün ilerledikçe iplik dağılır, ben toplanırım. Akşam işler sessizleşir, ben de öyle.

Nil Has

1988, İstanbul doğumlu. Sanat ve Kültür Yönetimi mezunu. Editör ve sanat yazarı.

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. Şahane bi sohbet okudum. ‘Gün ilerledikçe ipler dağılır, ben toparlanırım’ sevgili Betül, iyi ki varsın.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

İÇ REKLAM

Güncellemeleri almak için kaydolun

Biz de spamlerden sizin kadar nefret ediyoruz.

İÇ REKLAM

Ahmet Umur Deniz, Yüreğime basarak geçer Aydın illerinden Karaburun mağlupları, 2024, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 190x300cm
Önceki

Brieflyart’ta Yeni Sergi: Ahmet Umur Deniz, Sınır-Sız

Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati, Galeri 77
Sonraki

Galeri 77’de Yeni Sergi: Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati

Kaçırmayın!

Hacer Kılcıoğlu

Hacer Kılcıoğlu’nun Kaleminden Geçmişe Doğru Yolculuk

Hacer Kılcıoğlu‘nun sıcak duygular ve çarpıcı ayrıntılarıyla dolu yeni romanı
Defne Alok

Portfolyo: Defne Alok

Lise eğitimini Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nde tamamlayan Defne