Institut français Türkiye, Latif Yılmaz’ın “Hypnos Yaprakları” başlıklı kişisel sergisini Burçak Fakıoğlu Yakıcı küratörlüğünde Ankaralı sanatseverler ile buluşturuyor.
Latif Yılmaz’ın ilk kişisel sergisi, Fransız edebiyatından, özellikle Marcel Proust ve René Char’ın eserlerinden ilhamına odaklanıyor. Bellek kavramı, bireyin geçmişle olan bağı ve bu bağın nasıl yeniden canlandırılabileceği üzerine yazıp-çizen Yılmaz, çalışmalarında bu sorgulama ile silinen geçmişin arayışına düşüyor. Hypnos Yaprakları başlığındaki ilk kişisel sergisiyle sanatçı, kaligrafi, yağlı boya ve suluboya fırçalarıyla yaptığı desenlerin yanı sıra çeşitli tekniklerle yaşamındaki kayıp zamanın izini sürüyor.
25 Eylül saat 19.30’da “Hypnos Yaprakları” sergisi çerçevesinde René Char şiirleri, sanat ve şiirin kesişimi, 19 ve 20. yy Fransız şiiri üzerine Latif Yılmaz ile akademisyen ve eğitmen Doç. Dr. Nizamettin Kasap‘ın konuşmaları Burçak Fakıoğlu Yakıcı‘nın moderatörlüğünde gerçekleşiyor.
Sergi, 25 Eylül – 20 Ekim 2024 tarihleri arasında Institut français Ankara’da ziyarete açık olacak.
Sergi metninden:
“Serginin başlığı, Char’ın düzyazı ve aforizmalar barındıran eseri Hypnos Yaprakları’na gönderme yapar. Bu eserde Char’ın iç ve dış dünyası arasında bir köprü kurduğu notları Yılmaz’a ilham verir.
Latif Yılmaz, Proust ve Char’ın yanı sıra kütüphanesini dolduran birçok başka Fransız yazardan da etkilenmiştir. Sergi başlığının Char’a gönderme yapması, Yılmaz’ın sadece bu yazarı okumasından kaynaklanmaz. Bu seçim serginin aynı zamanda şairin keşfettiği fikirlerle Yılmaz’ın lirik ve derin üslubu arasında uyumlu bir seçki oluşturmasından kaynaklanmaktadır. 1943 ve 1944 yılları arasında yazılmış olan Hypnos Yaprakları, günlük anı yakalamayı ve ona derin bir düşünsel boyut kazandırmayı amaçlayan şiirsel bir tanıklık olarak ortaya çıkar. Sürrealist harekete katılan René Char, bilinci özgürleştirerek dilin, sanatın ve şiirin serbest bırakılmasına yol açan bir başkaldırı şiirine kendini adamıştır.
Latif Yılmaz, fırça vuruşlarıyla Char’ın şiirlerindeki lirik ve melodik anlatıyı arar. Şiirlerdeki direniş temasını, sanatçının dirençle ortaya çıkardığı özgürleşme halinin çalışmalarındaki yansımasıyla izleriz. Sanatçının, çizgilerle derinleştirdiği ve geometrik desenlerle özgürleştirmek istediği kendi iç dünyasıdır.”