Üç yıllık aradan sonra Şeyda Aydın’ın beşinci romanı Gelecekteki Geçmiş, Liman Yayınevi’nden çıktı ve kitap raflarında yerini aldı. Peki ama daha ilk bölümü ile tedirgin eden bu yeni kitap ne sunuyor bizlere? Şeyda Aydın eserlerinde yer alan aynı distopya evreninde, Antero ülkesinin henüz parçalara ayrılmayıp Valmundur adıyla anılmadığı zamanlarda geçiyor bu hikâye. Posthümanizm, nanoteknolojik hücre yenilenme, klonlama, beyin transfer, biyomekanik ve yapay zekâlı sistemler ile ilgi çekerken aynı zamanda feminist bir siberpunk distopya örneği olan romanın konusu ise şöyle: “Patriyarkal bir tarikatın hükümranlığında siberpunk bir gelecek tasviri… Neonların ve hologramların gölgesindeki kaotik ve bir o kadar distopik bir ülkede, suç ve eşitsizliğin karşısında duran insanüstü bir anti-kahraman: Mila Niskala. Kelle avcılarından oluşan Niskala Loncası’nın liderliğini çekip idealleri uğrunda savaşırken, hiç ummadığı bir iş teklifi alınca bir yandan geçmişiyle yüzleşecek, öte yandan geleceği değişecektir. İlk gerçek aşka rastladığı dönemde, ölmüş annesini posthüman olarak hayata döndürmek için tekinsiz bir nanoteknolojik buluşun peşine de düşecektir. Şeyda Aydın’ın kendine has üslubuyla can bulan ve beşinci romanı olan Gelecekteki Geçmiş, anlatıcı konumundaki Mila Niskala’nın katmanlı benliği ve sıra dışı zihni sayesinde, siberpunk kültürünü feministçe yansıtan farklı bir bilim-kurgu serisinin başlangıcıdır.”
Üç farklı kimlikle karşımıza çıkan anti-kahraman; Parçalanmış Yansımalar’ın Mila’sı, Kadınların Öldüğü Yer’in Elisa’sı, Veera’nın Seyahatnamesi’nin Ella’sı, Yeni bir Kitap Serisinde Gelecekteki Geçmişini Anlatıyor ve Hikâye Evreni Genişliyor!
Şeyda Aydın son romanı hakkında konuşmayıp üç kitaplık yeni serinin gizemini bozmak istemediğini söylüyor ama Gelecekteki Geçmiş ile Veera’nın Seyahatnamesi arasındaki bağlantıyı şu sözlerle açıklıyor: “Bu hikâyenin finali öyle bir noktaya vardı ki, dallanan bir evren yaratarak yeni bir roman serisi oluşturdu. Nitekim Elisa/Mila/Ella diyerek üç kimliğe ayırdığım zaman yolcusu anti-kahramanın, 16.Bölüm sonunda Veera ile göl kıyısında baş başa kaldığı sırada, gelecekte yaşadıklarını –en gerçek haliyle ilk kez– anlatmaya başladığı noktada ortaya çıktı Gelecekteki Geçmiş romanı. Çünkü aslında Elisa/Mila/Ella, gerek kendi gerekse annesi ile ilgili çoğu gerçeği Veera’dan gizlemiş ve üstelik doğruları anlatmamıştır. Sırları çoktur ve diğer evrende olanlar, daha önce anlattıklarından farklıdır. Oysa asıl hikâyenin ilk kısmını, göl kıyısındayken iç dökerek Veera’ya –ve siz değerli okurlara– anlatmakta. Ve bu ilk kısım, Gelecekteki Geçmiş romanında.”
