Venedik Sanat Bienali Türkiye Pavyonu Açıldı!

Venedik Bienali 2024 Türkiye Pavyonu Sergisi, credit RM photo studio
Venedik Bienali 2024 Türkiye Pavyonu Sergisi, credit RM photo studio

Dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi, önizleme günlerinin ardından 20 Nisan Cumartesi günü kapılarını açıyor. 24 Kasım 2024’e kadar gezilebilecek Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özel yeni yerleştirmesi Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli’ne ev sahipliği yapıyor.

50 yılı aşkın süredir güncel sosyopolitik ve kültürel meseleleri odağına alan Gülsün Karamustafa, dünyanın farklı coğrafyalarındaki yıkıcı savaşlar, depremler ve çevre felaketleri karşısında, içinde bulunduğumuz suskunluk ve çözümsüzlük hâlinin insanlarda yarattığı boşluk, oyukluk ve kırıklık hissini bir enstalasyonla mekâna taşıyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Türkiye Pavyonu, T.C. Dışişleri Bakanlığı himayesinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Türk Hava Yolları ana sponsorluğu ve havayolu partnerliğinde, SAHA Derneği’nin prodüksiyon ve yayın desteğiyle gerçekleştiriliyor.

Türkiye Pavyonu’nun Açılışı 18 Nisan Perşembe Günü Yapıldı

Venedik Bienali’nin ana sergi mekânlarından Arsenale’de yer alan Türkiye Pavyonu’nun açılışı 18 Nisan Perşembe günü, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirildi. Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’ndeki Türkiye Pavyonu, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın evsahipliğinde yapılan açılışa T.C. Roma Büyükelçisi Ömer Gücük, T.C. Roma Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşaviri Haluk Söner, T.C. Milano Başkonsolosu Mehmet Özöktem ve T.C. Venedik Fahri Başkonsolosu Filippo Olivetti katıldı. Açılışa ayrıca, Türkiye Pavyonu’nun kalıcı bir mekânda yer almasına katkı sağlayan ve bu yılki sergiye katkıda bulunan destekçilerin yanı sıra İKSV’nin Lale Kart üyeleriyle uluslararası basın, sanat ve akademi dünyasından da yoğun bir katılım oldu.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sergiyle ilgili olarak “Dünyanın dört bir yanından sanatçıların bir araya geldiği, farklı kültürlerin ve sanat akımlarının buluştuğu bienal; sanatın evrensel dilini konuşmak, kültürel etkileşimi ve anlayışı derinleştirmek için önemli bir fırsattır. Türkiye olarak, sanatın bu güçlü platformunda yer almak ve kültürel mirasımızı uluslararası alanda tanıtmak bizler için büyük önem taşımaktadır. Bizler sanatçılarımızın eserlerini sergilemek, Türk sanatını uluslararası alanda tanıtmak ve sanatçılarımıza destek olmak adına gerçek bir çaba gösteriyoruz. Ülkemiz için sanat etkinliğinin yanı sıra kültürel diplomasi ve uluslararası ilişkilerin bir aracı olan Venedik Bienali’nin kültür ve sanatımızı dünyaya tanıtmak, uluslararası işbirliğini güçlendirmek için önemli bir adım olacağını düşünüyorum.” dedi.

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da “Bu yıl, Türkiye Pavyonu’nda sanatçı Gülsün Karamustafa’nın mekâna özgü yeni bir yerleştirmesini sunuyoruz. Karamustafa, uzaktan bakıldığında son derece güzel görünen, ancak çok geçmeden kırık ve içi boş nesnelerden oluşan yapısını gözler önüne seren parçalarla oluşturduğu bu çarpıcı enstalasyonla günümüz dünyasına dair algısını etkileyici bir şekilde aktarıyor. Bu eser bizlere sanatın eşsiz gücünü bir kez daha hatırlatıyor. Sanat, dünyanın özünde ısrarla sabit kalan, varoluşun karmaşası içinde bile sarsılmayan bir güzelliği uyandırma ve ortaya çıkarma, umudumuzu yeşertme ve yarınlara inancımızı sağlamlaştırma konusunda derin bir beceriye sahip. İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak, yarım asrı aşkın bir süredir sanatın bu dönüştürücü gücünü beslemeye ve büyütmeye kendimizi adadık; bundan sonra da sadece sanatın ortaya çıkarabileceği bu güzelliği beslemeye devam edeceğiz,” diyerek başta T.C. Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ana sponsor Türk Hava Yolları olmak üzere sergiye destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür etti.

Gülsün Karamustafa ise Türkiye Pavyonu’nda yer alan eseriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bugün Sale d’Armi’de yerini almış olan projemin ilk düşünceleri yıkımlar, acılar, kayıplar ve insan ilişkilerindeki kof değerler arasında derinden hissettiğim boşluk, oyukluk ve kırıklık duygusunu mekânda var etmek arzusundan kaynaklandı. İşin temelindeki unsurlar, üç semavi dini temsil eden avizeler, kendi başına ayakta duramayan sütun kalıpları, bunları destekleyen demir strüktür ve son olarak raylar üzerindeki konteynerler İstanbul, Venedik ve Çin’in Zengzhou kentinden bir araya geldiler. Neredeyse sekiz aydır tarihi ticaret yolları üzerinde iz sürdüğümüzü gördüm böylece.”

Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli

Gülsün Karamustafa’nın, Türkiye Pavyonu’na özel ürettiği Oyuk ve Kırık Dökük: Bir Dünya Hâli adlı eserinde, farklı malzemelerin kullanıldığı, heykelleri andıran çalışmalara, bir film ve bir ses kompozisyonu eşlik ediyor.

Karamustafa’nın, boyutlarını İstanbul’daki tarihi Hipodrom’a benzettiği sergi mekânına girildiğinde, ziyaretçileri, Venedik’in ünlü Murano camlarından yapılmış, tavandan asılı duran üç etkileyici avize karşılıyor. Avizelerin her biri Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam olmak üzere birer tek tanrılı inancı temsil ediyor. Dikenli telle sarılan bu ışıklı sembolik objeler, dinler arasındaki tarihi gerilimleri ve çekişmeleri simgeliyor.

Pavyonda ayrıca farklı yüksekliklerde içi boş, plastik sütun kalıpları yer alıyor. Ancak destekler yardımıyla ayakta durabilen bu kalıplar, geleneksel olarak zafer ve dayanıklılığı çağrıştıran sütunlarla tezat oluşturarak serginin ele aldığı boşluk ve kırıklık duygularını somutlaştırıyor. Mekânda ayrıca, atık Murano camı parçalarıyla yüklü vagonlar bulunuyor.

Pavyonda Gülsün Karamustafa’nın sanat pratiğinde önemli bir yer tutan bir de film yer alıyor. Dünya çapında göç, savaş ve gösterileri konu alan siyah beyaz propaganda görüntülerini içeren filmde Karamustafa, görüntüleri yeniden kurgulayarak, insanlık durumuna yeni bir bakış açısı getiriyor. Sergiye eşlik eden bir ses kompozisyonu da ziyaretçilerin deneyimini derinleştiriyor.

Projenin grafik tasarımını Esen Karol, editörlüğünü Melis Cankara üstlenirken, Yelta Köm sergi tasarım danışmanlığı, Erinç Tepetaş aydınlatma tasarım danışmanlığı ve Furkan Keçeli ses tasarımı danışmanlığı ile katkı sağlıyor.

Uluslararası Basında Türkiye Pavyonu’na Büyük İlgi

Venedik Bienali’ne dair uluslararası basında yer alan haberlerde Türkiye Pavyonu görülmesi gereken sergiler arasında yer alıyor.

Wallpaper, yayımladığı “Venice Art Biennale 2024: a guide to what to see in and around the city” başlıklı haberde Türkiye Pavyonu’nu görülmesi gereken sergiler arasında gösterdi. Art News, Venedik Bienali 60. Uluslararası Sanat Sergisi’ne dair yayımladığı kılavuzda Türkiye Pavyonu’na yer ayırdı.
İngiltere merkezli sanat platformu Artlyst, Venedik Bienali ve bienale paralel sergileri derlediği rehberde ve Hong Kong merkezli sanat dergisi Art Asia Pasific de bienalde öne çıkan sergileri derlediği yazıda Türkiye Pavyonu’na yer verdi. Türkiye Pavyonu ayrıca tasarım ve sanat yayını Designboom’un Venedik Bienali’nde görülmesi gereken sergileri bir araya getirdiği rehberinde ve Frieze editörlerinin 2024’te merak ettikleri sanat etkinliklerini listeledikleri haberde de yer aldı.

Sergiyi tamamlayan iki ciltli kitap yayımlandı

Sanatçının Venedik Bienali katılımıyla bütünleşen ve Karamustafa’nın 60’lardan günümüze uzanan külliyatına yeni perspektifler kazandıran yayın, Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı. Biri Venedik projesine, diğeri sanatçının önceki üretimlerine odaklanan iki ayrı kitap, aralarında katlanmış bir afiş ve tüm bu parçaları bir arada tutan bir banttan oluşan dört parçalı yayının editörlüğünü Melis Cankara, grafik tasarımını Esen Karol üstlendi.

Gülsün Karamustafa’nın yanı sıra kitaba Ezgi Alkan, Ersin Altın, Sevince Bayrak, Melis Cankara, Hasan Cem Çal, Alev Erkmen, Furkan Keçeli, Gökhan Kodalak, Aren Kurtgözü, Emre Özgüder, Waseem Ahmad Siddiqui, İpek Yürekli metinleriyle katkıda bulundu.

Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki edisyonu bulunan kitabın Türkçesi İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, İngilizcesi İKSV ve Mousse Publishing ortaklığında yayımlandı.

Kitap, Minoa Pera ve Minoa Akaretler’den alınabiliyor. Kitabın İngilizce edisyonuna, La Biennale kitapçılarından, Mousse web sitesinden ve Mousse dağıtımcılarından ulaşılabiliyor.

Kitabın tasarımcısı Esen Karol’un sanatçının Cihangir’deki atölyesinde gerçekleştirdiği söyleşinin podcast kaydına linkten erişilebiliyor.

Türkiye'nin En Büyük Sanat Haber Portalı, Güncel Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Röportajlar