Bugünü Resmetmek Sergisi ( Fotoğraf: İmge Tan )
Bugünü Resmetmek Sergisi ( Fotoğraf: İmge Tan )

Bugünü Resmetmek Sergisi Üzerine

24 Haziran 2024

Beyoğlu’nda Galatasaray’daki Yapı Kredi Kültür binasında 11 Ağustos’a kadar devam edecek olan yaz sergisi Bugünü Resmetmek’i gezdim geçtiğimiz hafta. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık bünyesinde gerçekleşen sergi isminde “bugünü resmetmek” iki anlamıyla kullanıyor: İlk anlamında güncel resmin konularına getirilen yaklaşımlara ve resmetme biçimlerine; ikincisindeyse günümüzün toplumsal atmosferine ve bu koşulların çizdiği sosyopolitik tabloya vurgu yapılıyor. Resmin piyasa ya da popülizm odaklı olmadığı, eleştirel bir zemine oturduğu noktaları vurgulayan sergi, aynı zamanda hayal gücünü önceleyen bir mecra olduğunu hatırlatıyor.

Resimle düşünen ve tutkuyla resim yapan farklı kuşak ve eğilimlerden 28 sanatçının son beş yılda yaptığı çalışmalarının yer aldığı sergide çok etkileyici isimler ve işler var.

Şahsen ilk sıraya hayranı olduğum Taner Ceylan’ı koymak istiyorum. 90’lı yıllardan bu yana hiperrealist resimleriyle tanıdığımız sanatçının Kulüp isimli çalışması bizi dumanların arasından sızan ışık huzmeleriyle göz kamaştıran büyülü bir partinin içine çekiyor. Başrolde bakışların üstünde olmasından zevk aldığı çok belli olan bir zenne var. Osmanlı’dan erken Cumhuriyet’e geçiş dönemine dair ipuçları içeren resim örtülü olarak sömürgeciliğe ve toplumsal iki yüzlülüğe de işaret ediyor. Av ve avcı, arzulanan ve arzulayan ilişkisi, gören ve izlenen arasındaki gerginlik ustalıkla betimlenmiş.

Yine kişisel olarak hayranı olduğum genç sanatçılardan Rugül Serbest’in İkna isimli ‘resim içinde resim’ temalı, kendi yüzünü ve bedenini konu ettiği çalışmasından çok etkilendiğimi söylemeliyim. Sanatçının bakışları, bu eserde şövalede bekleyen, belki hiçbir zaman sergilenmeyecek olan Neyi Beklediğimi Unuttum adlı otoportresinin içinden dışarı doğru yöneliyor. Yabancılaşma hissi taşıyan portreleri izleyiciyi ve sanatçıyı, kendi durumuna mesafelendiği, bir anlamda gerçeklik duygusunu yitirdiği bir yere çağırıyor.

1993 yılından beri Berlin’de yaşayan Timur Çelik’in Aynı Gün, Başka bir Yer isimli farklı ebatlardaki yağlıboya çalışmalarını çok sevdim. 80’lerden bu yana kendi ifadesiyle ‘duygusal gerçekçi’ bir yaklaşımla medyadan seçtiği güncel haber görsellerini kendine özgü dışavurumcu resme dönüştüren sanatçının muhalif işlerini sosyal medya hesabından severek takip ediyordum. Burada karşılaşmak beni ayrıca mutlu etti.

Ahu Akgün’ün otobiyografik öğelerden yola çıkarak gerçekliğe işaret eden ve rüyayı andıran figüratif Düşen Pembe resimleri de yine favorilerim arasında. Sanatçının hata yapmak üzerine düşündüğü bir dönemde ortaya çıkan bu resimlerle güvenli alana sıkışmanın insanı zamanla deneyimden yoksun bırakan bir durum olduğu anlatılmış. Sanatçı düşme eylemini deneyimin kendisi olarak izleyiciye sunuyor.

Rojbin Ekinci, kendi deyimiyle kuşak çatışmasını konu edinen bu resimde geleneksellik ve moderniteyi bakan ve bakılan ilişkisi üzerinden anlatıyor. Yaşadığı topluma dair gözlemlerini ve kadın bedeninin temsiliyetlerini mizahi ve alegorik bir dille betimliyor. Bir yandan da kültürel ve sınıfsal önyargıları sarsıyor burada. Resimde rengarenk kıyafetler içinde sergi gezen kadınlar, erkek ressamın gözünden resmedilen nü figürlerin aksine etkin bir roldeler.  Modern Sanat Müzesinde Bir Gün adlı bu çalışma, kadının kendi bedeni üzerinde bağımsız karar verme gücüne işaret ediyor.

Disiplin mekanizmaları ve tek tipleşmeyi inceleyen İhsan Oturmak’ın Gıda Etiği isimli yağlıboya tablosundaki zevksiz bir araya geliş, mide bulandırıcı durumların habercisi olabilir mi? Sofra kültürümüz bizler hakkında ne söyler? Bu resimde istiflenmiş, tatları birbirine uymayan tepeleme dolu tabaklar sofranın kendisini de adabını da bir çeşit doyumsuzluğun ve yetersizliğin sembolüne dönüştürüyor. Her şeyin ancak daha fazlasıyla mutlu olabileceklerine inandırılanlar bu masada resmi kıyafetlerle bakışları birbirine değmeden, yan yana huzursuzluk içinde oturuyorlar. Çok etkileyici bir anlatım.

Bugünü Resmetmek
Bugünü Resmetmek

Bunlar ve çok daha fazlası için 11 Ağustos’a kadar yolunuzu Beyoğlu’na düşürmeyi unutmayın. Gördüklerinize bayılacaksınız. Son olarak küratoryel metinden bir alıntıyla kapanışı yapayım:

“Kompozisyonlarında sözcükler, renkler ve malzemelerle etkileyici bir biçimde oynayan ABD’li ressam Dana Lok bir resme ilk bakılan anın kıymetli olduğunu dile getirir. Görsel bir deneyim olan bu an, belki de ilk bakışta aşkla karşılaştırılabilir. Resimle zaman geçirdikçe onu daha çok anlar, ona daha çok yaklaşır ya da ondan uzaklaşırız. “Bugünü Resmetmek” izleyicinin resimlere baktığı o ilk büyülü anın doyumunu hissettiği bir alan açmayı amaçlıyor. Resme kendini bırakmak isteyen herkesi bu gizemli kapıdan içeri adım atmaya davet ediyoruz. Hem kendi içlerine bakmak hem de dışarıya çıkmak isteyenler için…”

İyi seyirler.

İmge Tan

İmge Tan, ODTÜ İşletme mezunu olmasına rağmen ağırlıklı olarak yayıncılık sektöründe serbest çalışmıştır. Çeşitli yayınevlerine bağlı olarak çevirisini yaptığı yaklaşık 30 kitap bulunmaktadır. Yıllarca kültür-sanat etkinlikleri, kitaplar ve seyahatler ile ilgili yazılarını paylaştığı kendi bireysel blogu ve çeşitli sosyal medya platformları olmuştur. Son yıllarda ise bu tür paylaşımlarını sosyal medyada kendi hesabında paylaşmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Kaçırmayın!

Kritik Mesafe sergisi, 10__12 Gallery, 2023

“Kritik Mesafe” Sergisi Yenilenen Yüzüyle 10__12 Gallery’de

Vincent de Boer’in Türkiye’deki ilk sergisi “Kritik Mesafe”, yenilenen yüzüyle
Suzan Pektaş Gravity Of You series, Bitter Flow , 2018 Fine Art Print, 110x75 cm Edition of 5 1 AP

“Deniz çeker, dünya tutar” Sergisi Büyükdere35’de Açılıyor

Büyükdere35’in dört sanatçıyı bir araya getirdiği “Deniz çeker, dünya tutar”