Pandemi ve Müzik Platformunun Değişen Yüzü // Tolga Kayrak Yazdı…

Kasım ayının sonuna kadar büyük müzik festivallerinin nerdeyse çoğu iptal oldu. Broadway’de ve West End’de aralıksız sahnelen müzikaller , uzun bi süre seyirciyle buluşamayacak. Pek çok tiyatro veritabanını açtı, pek çok ünlü müzisyen ise ev konserleri ile seyirciyle buluşuyor.

Pandemi ve Müzik Platformunun Değişen Yüzü // Tolga Kayrak Yazdı...
Tolga Kayrak

Mega müzikallerin ünlü bestecisi Andrew Lloyd Webber ilerleyen yaşına rağmen piyanonun başına gelip ünlü müzikallerinden şarkılar çalıyor. Elton John, Chris Martin, John Legend, Miley Cyrus ve daha nice ünlü müzisyen sosyal medya hesaplarından evlerinde canlı yayında konserler veriyorlar. Sosyal medya kullanımının bir müzisyen için vazgeçilmez bir araç haline gelmesi bilinmeyen bir gerçek değil. Ancak karantina günlerinde ünlü sanatçılarda hissedilebilir şekilde bunun bir parçası haline geldi. Koronayla beraber müzik platformunun yüzü de değişti. İhtişamlı konser alanları, büyük amfiler, binlerce kişinin doldurduğu stadyum konserlerinin yerini daha sade görüntüler aldı. Ama müzik endüstrisi bu sadeliğe olan yönünü son on senedir zaten kurguluyordu. Hepimiz artık bir şarkının akustik halini merak eder olduk. Akustik mini ev konserlerinin geniş bir dinleyici kitlesi oluştu. Kitle olarak, karmaşıklaşan ve hızlanan dünyada müzik zevkleri gittikçe daha minimal bir eksene kayıyor. Epik kompozisyonlar yerine, armonilerde daha sade bir yapı hakim. Doğallık ve samimiyet ise müzik de insanların aradığı ve tercih ettiği bir şey günümüzde. Aslında bu hep öyleydi ama artık bunu ifade şeklimiz ve yerimiz de değişti denebilir. Artık ifade şeklimiz de daha kısa ve net, 90’lar dönemindeki şarkı sözleri ile şimdiki şarkı sözlerine bakarsanız bunu net gözlemlersiniz. Aynı şekilde uzun gitar sololarına ya da uzun parça girişlerine daha az tahammülümüz var. Yapılan araştırmalar da uzun parçaları daha az tercih ettiğimizi gösteriyor. Dijitalleşmenin de bu sabırsızlığımıza olan katkısı büyük tabi. Tabi bu dijitalleşme, müziği herkes için daha ulaşılabilir bir konuma da getirdi. Kayıt teknolojileri o kadar gelişti ki evde bir stüdyo kaydına yakın kalitede bir kayıt almak mümkün hale geldi. Tüm bunlarla beraber müziğin mekanı da genişledi, vapurda, metroda, sokakta her an karşımıza bir performans çıkabiliyor. Sokakta yürürken bi anda bir trompetçinin çaldığı melodi ya da bir gitaristin çalıp söylediği şarkı size eşlik edebiliyor. Şimdiler de ise dışarı çıkamıyoruz ama performanslar dijital ortamlarda devam ediyor. Pandemi süreci bitse de, bundan sonra müziğin dünyası da biraz değişime uğrayacak. Bunun için size üç sene önce aldığım telefon ve vr (Sanal gerçeklik) gözlüğüyle yaşadığım bir deneyimi anlatmak istiyorum. Çatı katındaki bir piyano konserini izlemiştim bu gözlükle ve açıkçası bundan büyülenmiştim. O kadar yakındaymış gibi izliyorsunuz ki , henüz yeni yeni hayatımıza giren bu teknoloji, bana müziğin gelecekteki platformu için de bir sinyal veriyordu. Bir yandan da Black Mirror’u izlerken ki o korkuyu da hissetmedim değil. Ama bu uzak bir gelecek gibi de gözükse, değişim başladı… Dijital sosyal platformlar hayatımızda artık daha büyük bir yere sahip ve bu artarak devam edecek. Büyük müzik şirketleri de artık bu durumun farkındalar ve yatırım olarak sermayelerinin büyük bir bölümünü televizyondan dijital platformlara aktarmaya başladılar. Bütün bunlar değişirken işin değişmeyen özü, yeniliklere, üretime hiç olmadığımız kadar ihtiyaç duymamız. Teknolojinin değişimi teknik açıdan bir kolaylık sunsa da, farklı bir çok alanda uzmanlığı da ihtiyaç haline getiriyor. Özellikle mix, master gibi konular artık daha geniş bir yelpazede ve özgünlüğü yaratan vazgeçilmez araçlar haline geldi. Müziğin sahnesi değişirken, kendisi de temelde yeni bir yüz bulma peşinde. Dijitalleşmeye karşı tavrım, daha gelenekçi de olsa , hepimizin evde kaldığı bu süreçte , umarım müzik üretimi fazlalaşır ve bize farklı pencereler sunar…

Peki bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

İstanbul Şişli doğumlu olan Tolga müzik ve sanata merakını ortaokul yıllarında keşfetti. Üniversite hayatı boyunca çeşitli konser ve müzikallerde görev alarak, bunların organizatörlüğünü de üstlendi. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal bölümünden mezun oldu. San Diego Üniversitesi orkestra şefi Daniel Durand ile uzun yıllar çalıştı. Tiyatro Yönetmenliği alanında yüksek lisans yaptı ve yurtdışı İngilizce oyunlar yönetti. Müzikal alanda araştırmalar yaptı. Çeşitli müzikallerde ve tiyatro oyunlarında rol aldı. Oyunculuk ve müzik atölyeleri düzenledi. 2014- 2017 arası PAM-Profilo Liselerarası Tiyatro Festivalinde jüri üyesi olarak görev yaptı. Gitar ve piyano çalmaktan büyük keyif alan Tolga, kısa film ve tiyatro oyunlarına müzik besteledi, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında Düşler Akademisi yararına olan konserlerde müzisyen ve konuk sanatçı olarak görev aldı. 2015’de London College of Music sınavlarına yardımcı eğitmen olarak katıldı. İngilizce ve Almanca metin çevirileri yaptı. Lufthansa havayolları şirketi bünyesinde drama ve müzik eğitimi verdi, şirket içi sistem değişikliklerinin müşterilere tanıtımı konusunda skeç yazdı ve şirket çalışanları için atölyeler düzenledi. İngilizce ve Almanca metin çevirileri yaptı. Müzik 2018’de Barcelona ve Girona bölgesinde konserler verdi. Four Seasons, Hilton otellerinin organizasyonlarında sahne aldı. Yine 2018 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda uzman eğitmen olarak öğretmenlere ses ve müzik alanında eğitim verdi. 2019’da İngiltere merkezli dünya turu yapan iki büyük yolcu gemisinde solist müzisyen olarak çalıştı. Yurtiçi yurtdışında festivallerde çeşitli özel tiyatrolarda, müzikal projelerde eğitmen ve müzisyen olarak çalışmaya devam etmektedir.