Ayşen Yıldırım’ın eserlerinden oluşan ve küratörlüğünü gazeteci Emin Çapa’nın üstlendiği Boyunduruk sergisi 20 Ocak 2024-9 Şubat 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane’de ziyaretçileriyle buluşuyor.
Pandemi döneminde hikaye anlatımını tuvalden Ege’nin farklı köylerinden topladığı boyunduruklara aktaran Ayşen Yıldırım, Boyunduruk sergisi ile toplum ve bireyler üzerindeki güç dengelerini ve sosyal kontrol kavramını irdeliyor. Post-truth çağının ve gerçeklik algısının insanlık üzerinde yarattığı baskının bir sonucu olarak insanlık tarihine kısa bir bakış atan sanatçı Ayşen Yıldırım, boyunduruk kavramını malzemenin sembolize ettiği farklı anlamlar üzerinden ele alıyor. Sergide yer alan Eril, Çark, Barış, Tabiat Ana isimli eserlerde sembollere ağırlık veren sanatçı; Kapan, Güç, Baskı, Zorba, Pranga, Dişil adlı çalışmalarında ise ağırlıklı olarak ahşap ve demir malzemeleri kullanıyor.
İsyan ve kabul etme arasında bir denge
20 Ocak Cumartesi günü Müze Gazhane’de ziyarete açılan serginin küratörlüğünü üstlenen gazeteci Emin Çapa sergi ile ilgili görüşlerini paylaşırken ‘’Ayşen Yıldırım’ın sanatındaki olağanüstü dokunuş, boyundurukları sadece fiziksel bir nesne olmaktan çıkarıp, geçmişin unutulmuş parçalarını zamansız bir sanat eserine dönüştürerek, izleyicileri kavramsal bir derinliğe davet ediyor. Bu boyunduruklar, kullanım amacını kaybetmiş objeler olmalarına rağmen, sanatçının sihirli dokunuşuyla ölümsüzleşiyor. Sanatçının kaba ve hantal olarak nitelendirdiği boyunduruklar, plastik sanatla birleştiğinde, aslında karanlık olması beklenen bir konuyu derinden etkileyen bir tuhaflığa dönüştürüyor. Belki de bu, Yıldırım’ın boyunduruklara olan bakış açısının, isyan ve kabul etme arasında bir denge kurmasından kaynaklanıyor. Sergi, izleyicilere sıradan insanların boyunduruk altındaki direnişinin bir parçası olduklarını hatırlatırken, aynı zamanda olumlu bir perspektif sunuyor. Ayşen Yıldırım’ın eserleri, izleyicileri düşündürmeye ve sanatın gücü aracılığıyla insan deneyimini derinlemesine keşfetmeye davet ediyor.’’ dedi.
