Ece Bayram, ‘30’, 2022, Ceramic tiles, wood panel, grout, tile adhesive, chrome toilet paper holder crystal-embellished thong with a broken clasp, 90 x 30 x 30 cm
Ece Bayram, ‘30’, 2022, Ceramic tiles, wood panel, grout, tile adhesive, chrome toilet paper holder crystal-embellished thong with a broken clasp, 90 x 30 x 30 cm

Ece Bayram’ın ‘TK1663: Over The Salt Seas’ Sergisi

3 Ekim 2024

Versus Art Project, Ece Bayram’ın ‘TK1663: Over The Salt Seas’ başlıklı ilk kişisel sergisine 4 Ekim – 9 Kasım 2024 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Ece Bayram’ın ilk kişisel sergisi ‘TK1663: Over The Salt Seas’ sanatçının son üç senelik üretimini bir araya getiriyor.

Ece Bayram’ın ‘TK1663: Tuz Denizlerinin Ötesinden’ adlı kişisel sergisi İstanbul’da bir galeri mekânını mesken tutmuş olsa da, sanatçının çalışmaları birden fazla şehrin merceğinden okunduğunda daha anlamlı hale gelir. Bayram için mekân olgusu bir tefekkür, yeniden düşünme ve bir saplantı deneyimidir. Farklı mekânlar arasında hareket ederken, nesneler aracılığıyla mekânla olan ilişkisini inceler ve yerleşmiş kavramları köklerinden koparılmış, parçalanmış terimlerle yeniden düzenler.

Bu üç yıllık çalışma serüveni, epoksi reçine, alüminyum, seramik fayanslar ve mobilya gibi çeşitli materyaller ile inşa edilmiş heykeller çevresinde vücut bulur. Hareketlilik ve durgunluk arasında konumlanan bu heykeller, beklenmedik bir eylem anında yakalanmışlardır. Nesneler adeta kendileri için bir performans sergiliyor gibidir; sandalyeler işlevlerini yitirir, halılar oluklanır, fayanslar ise yükselerek kendilerine hizmet eden kaidelere dönüşür. Bu bağlamda; heykelleri, terk ettiğimiz yerlerin filizlenişi artık yaşamadığımız şehirlerin akıntıları olarak görebiliriz. Şehri burada, rüya gibi bir tuhaflık ve derinlik içinde — derinden bağlandığımız anıların günlük yaşamın mevcut gerçekliklerinden daha yoğun ve canlı hale geldiğini zaman — görürüz.

Bu sergide gördüğümüz şeyler, libidinal akıntılarla dolup taşan hayati kalıntılar ve ölümsüz nesnelerdir. Kullanım amaçlarından sıyrılmış bu nesneler, izleyicide bir huzursuzluk duygusu yaratır; ancak sergi boyunca tekrar eden şekiller ve motiflerle – oluklu formlar, sandalye sırtlıkları, kazınmış metinler – karşılaşırız. Bu unsurlar, izleyiciyi yönlendiren işaretlerdir. Eserlerin belirli yönleri, bir yerleşimin aşamalarını, evin sürekli olarak yeniden kurulmak zorunda olduğu bir durumda evin müzakere edilmesini ele alır. Bayram’ın simyasal düzenlemeleri, işlevi ya da tüketimi reddeden bir biçimde mekânı çağrıştıran totemik yapıtlara dönüşür.

Sergi, sanatçının İstanbul ile Hamburg arasındaki hareketi etrafında döner; iki şehirde üretilen işleri kapsar ve Londra’daki bir büyünün tesiri altındadır. Yokluk ve mesafe, aynı zamanda erotik bir gerilim yaratır; belirli anlarda metinler eserlere spektral imalarla dahil olur: “Yumuşak sakalı. Göğüs kılları. Sırtındaki nabzı.” Bu ifadeler, soğuk ve geçirimsiz bir yüzeyde yer alan nazik izlerdir. Bunların spekülatif özlemler mi, yoksa geçmişin anlık geri dönüşleri mi olduğunu anlamak imkansızdır. – .Boynundaki dövmeleri, altın zinciri Kıyafetler de fetişistik bir nitelik kazanır; mermer bir kaide üzerinde, yıpranmış ama temiz, giyilemez ancak yükseltilmiş bir deri topuklu bot, belirli bir anda donup kalmış, yoğun bir deneyimi temsil eder. Kristal işlemeli bir tanga ile gece kulübü banyosu sahnesi; Sert bir yüzey üzerinde akan narin kumaş, bastırılmış bir arzunun mekânı olarak okunabilir, tahayyül edilen fakat şimdide gerçekleştirilemeyen, hafızada silinmez bir şekilde tutulan bir anı olarak yorumlanabilir.

Bayram’ın da ifade ettiği gibi, “bu heykeller, içinde arzunun itme çekmesinin, maddeselliklerin yarattığı gerginliğin, gerçek ve kurmaca imgelerin oynadığı ucu açık kurgusal alanlar yaratır.” Böylece bu işler, geçiciliğin, bağlılığın ve ayrılığın kolektif akıntılarına temas eder.Eğer biyografik işaretler mekâna kazınmışsa, değişen mekânlar çağında anılar, kaçırılan şeyler, önceki yaşam dünyalarından taşınan hareketli fragmanlarla çağrılmalıdır. Bu sergideki nesneler, açıklanmamış anekdotlarla doludur; her giysi ve ev eşyası, psişik bir hazinede yerini alır.

Bayram’ın ellerinde, bu nesnelerin sınırları aşma kapasitesi coşkulu bir biçimde ortaya çıkar.

Sanat Okur

Türkiye'nin En Büyük Kültür Sanat Haber Portalı, Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Söyleşiler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali 2024 Logo
Önceki

Antalya Altın Portakal Film Festivali 5 Ekim’de Başlıyor!

Gurur Birsin
Sonraki

Gurur Birsin’in “Çocukluğun Arka Bahçesi” Başlıklı Sergisi KAIROS’ta!

Kaçırmayın!

Başak Cansu Güvenkaya

Portfolyo: Başak Cansu Güvenkaya

Başak Cansu Güvenkaya (d. 1991, İstanbul) lisans eğitimini 2016’da Mimar
Yağmur Yılan

Portfolyo: Yağmur Yılan

Yağmur Yılan, 2012 yılında Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim