Palet Kültür Sanat ve Eğitim Derneği tarafından organize edilen İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali çocuklar ve gençler için görsel sanatlar, müzik, sahne sanatları ve performansları bir araya getiriyor. Bu yıl 6. kez düzenlenecek olan festivalin öznesi olan çocuklar ve gençler kendi üretimleri olan sanat dallarında yetişkinler gibi ilgi görüyor ve gelecek için sanatlarını yapacak motivasyonu sağlıyorlar. Çeşitli sanat etkinliklerine de ulaşacak olan çocuklar festival kapsamında sanatla yakın temas kurabilecekler.
6. kez gerçekleşecek olan İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali, 20 Nisan-20 Mayıs 2022 tarihleri arasında MKM Beşiktaş Çağdaş, Kadıköy Beşiktaş İskele Meydanları, Şehir Hatları Vapurlarında dopdolu içeriklerle sanatsever çocuk ve gençleri bekliyor.
İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali kapsamında kendi üretimlerini sergileme imkanı bulan sanatçı çocuklar ve gençler ile sanat meraklısı çocuklar ve gençler bir araya geliyor. Çocukları ve gençleri sanat altında buluşturan festival direktörü Gazi Selçuk, İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali üzerine merak ettiğim soruları yanıtladı.
http://www.cocukgenclikbienal.org/
İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin düzenleniş amacından, hedeflerinden ve kitlesinden bahseder misiniz?
Bienal “Yaratıcı yeni kuşakların oluşması için uygun iklim yaratıyoruz” mottosuyla, çocuk ve gençlerin yaratıcı potansiyelini destekleyerek, sanatsal projeler üretmeleri, üretilen projeleri kamusal mekanlarda yetişkin dünyası ile buluşturan uluslararası bir sanat ve eğitim organizasyonudur.
Bienal, plastik sanatlar disiplinleri olan resim, heykel, seramik, fotoğraf, film, video art ve yeni medya çalışmalarının güncel uygulama ve düzenlemeleriyle; sanatçı sunumu, performans, video gösterimi, atölye çalışmaları, panel, söyleşi, edebiyat buluşmaları ve konser başlıklarında ki yüzlerce etkinliği kapsıyor.
Bunların yanında öğretmen eğitimleri, atölyeler, söyleşiler ve diğer etkinliklerle sanat eğitiminin kalitesinin artırılması; kültürler arası etkin bir iletişim platformu yaratılarak, ortak bir dilde buluşulması; genç sanatçıların ve kültür endüstrisinin önemli aktörlerinin yetiştirilmesine katkıda bulunulması; uzun vadede kültür sanat üretici ve takipçilerinin yaratılması Bienal’in hedefleri arasında yer alıyor.
Festival farklı noktalardan çocuk ve genç sanatseverleri ağırlayacak. Festival alanlarından ziyaretçileri nelerin beklediğinden bahseder misiniz?
Bienal, 20 Nisan’da MKM Beşiktaş Çağdaş’ta düzenleyeceğimiz açılışla başlayacak ve 22 Mayıs’a kadar devam edecek. Bienalin ana mekanı olan MKM Beşiktaş Çağdaş’ta, sergi atölye ve söyleşi etkinlikleri olacak, Şehir Hatları Vapurlarında iki kıta arasında, yolculuk sırasında akustik performanslar yapacağız. Kadıköy ve Beşiktaş İskele meydanlarında kuracağımız iki sahnede ise dans ve konserlere ev sahipliği yapacağız.
Bu yıl Bienal izleyicileri için konser ve performanslarını dışında Bienal ana mekanında izleyicilerle buluşacak yoğun bir Bienal program hazırladık. Bu yılki programı kapsamında aralarında Devrim Erbil, İsmail Acar, Güven Kıraç, Tülin Onat, Cem Özer, Süleyman Saim Tekcan, Emrah Ablak, Rajendra Kapse, Ketaki Pimpalkhare, Pelin Batu, Gür Akad, Naci Görür’ün olduğu çok sayıda alanında uzman sanatçı, akademisyen ve eğitimciyle, farklı tür ve içeriğe sahip 100’e yakın atölye, söyleşi ve etkinlik gerçekleştirilecek. Bu programa konserleri de eklediğimiz zaman 170 gibi bir etkinlikle İstanbulluları karşılıyoruz.
İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin bu seneki konsepti “Buluşma Noktası”. Bu ismi nasıl belirlediniz? Ziyaretçilere ne ifade ediyor?
Aslında 2020 yılında yapacağımız bienal için, hayatımız insanlığa, etkileyen küresel sorunlara dikkati çekmek için bu konsepti belirlemiştik. Ancak 2020 Bienalini de ertelememize neden olan, tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs pandemisi bir araya gelmemizi de engelledi. Covid-19 nedeniyle uzunca bir süre evlerimizden dışarı çıkamadık, derslerimizi uzaktan takip etmeye, hayatımızı eşi benzeri görülmemiş bir şekilde yeniden şekillendiren bu süreci deneyimliyorduk.
Bu noktada “Buluşma Noktası” temasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Çocuklar ve gençler bu yeni yaşam formunda karşılaştıkları, yaşadıkları, karşı karşıya kaldıkları problemlere nasıl tepki veriyor? Neler düşünüyor ve hissediyorlar? Yaşadıklarıyla, bu sorunların hangi noktalarında buluşup çoğalıyor ve çoğaltıyorlar? İşte “Buluşma Noktasında” bizi birbirimize benzer veya farklı yapan özelliklerimizi buluşup konuşabilir, tartışabilir ve bunu farklı biçimlerle ifade edebilir miyiz sorusuna yanıt aramalarını istedik.
Ekosistemler, doğal kaynaklar hızla tüketilirken topraklar, su kaynakları ve atmosferimiz de hızla kirlenmeye devam ediyor. Peki yaşama gözümüzü açtığımız yer olan Dünyanın hayatımızdaki rolünü değiştirebilir miyiz? Bir yandan açlık ile mücadele eden insanlığın diğer yandan beslenme dengesizliğini doğuran sebepleriyle karşılaştığımızda ne yapacağız? Önceliğimiz: İklim mi? Karbon ayak izi mi? Obezite mi? Açlık mı? Pandemi mi? Hangisinde buluşacağız? Günümüzün çılgın tüketim toplumu dijital ağlarda pek çok ortak noktada buluşmasına rağmen, reel dünyada bir türlü bir araya gelemiyor. Sanki derin bir uyku halindeyiz. Sanal bir uyku derinliğindemiyiz. İşte bu bienalde çocukların, kendilerini ve çevrelerini hangi konu başlığı altında ifade ettiklerini, bu sorulara nasıl algılayıp, sanatsal projeler dönüştürdüklerini görme imkanı yakalayacaklar.
Bu sene Bienalin küratörü akademisyeni sanat tarihçisi Fırat Arapoğlu oldu. Bu bienalde ilk kez bir çocuk küratör uygulamasına başladık. 5. sınıfta öğrenim gören Sinan Ersen küratör olarak konumlandırdık.
Bienalin bu seneki katılımcıları kimlerden oluşuyor? Ziyaretçileri ne tür işler bekliyor?
Bu sene, İngiltere, Hindistan, İran, Almanya, Avusturya gibi ülkelerden Türkiye’nin, 35 ilden 438 kurum ve okuldan 5 bin 391 çocuk ve gencin çalışmalarına, projelerine ve sahne performanslarına ev sahipliği yapıyoruz. 4 -18 yaş aralığında yer alan çocuk ve gençlerin ürettiği resim heykel ve videolarla birlikte çok fazla enstalasyon izleyiciyi bekliyor.
Bu sene Bienal’in sürprizleri arasında ise 13 yaşındayken Almanya’da Mozart ödülünü alan ilk yabancı olan Ali İnsan bulunuyor. 2006 doğumlu Ali İnsan, bienal kapsamında Kadıköy meydanında halka açık konser verecek. Ali İnsan, Almanya Kültür Bakanlığınca her yıl düzenlenen Jugend Muzisiert yarışmasında 2019 yılında birincilik elde etti. Aynı yıl içinde Mozart’ın Voi che sapete eserini başarılı şekilde seslendirdiği için Wolfgang Amadeus Mozart ödülünü almaya hak kazanan ilk yabancı oldu.
120’ye yakın atölye, söyleşi ve etkinlikten bahsediyorsunuz. Festivalde neler olacak?
Bienalde Sergi ve konserlerin dışında bir ay süren bienel sırasında oluşturduğumuz Bienal Programı kapsamında; Devlet Sanatçısı Devrim Erbil, Ülkemizin yetiştirdiği Dünyaca ünlü sanatçı ressam İsmail Acar, ressam oyuncu Güven Kıraç, Akademisyen ressam Tülün Onat, Süleyman Saim Tekcan, Oyuncu Cem Özer, Bilim insan akademisyen Naci Görür, Sanatçı eğitimci Rajendra Kapse, Yazar Tarihçi Pelin Batu, Müzisyen Gür Akad, Karikatürist Emrah Ablak, Memo Tembelçizer gibi daha pek çok alanında uzman sanatçı, akademisyen ve eğitimci ile farklı tür ve içeriğe sahip atölye, söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriyoruz.
Ayrıca TEGV, AÇEV, Borusan Contemporary, Pera Müzesi, Nesin Vakfı, Hayata Renk Ver Derneği, İFSAK, İran Milletler Bebek Müzesi, İran Oyuncak Müzesi, İran Kültür ve Bebek Müzesi Dönüşüm Derneği, KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı), İstanbu Vakfı gibi ulusal ve uluslararası 48 Sivil Toplum Kurumu ile farklı içeriklerde sahip etkinlikler İstanbulluları bekliyor.
Çocuk ve gençlerin video sanatı, NFT’ye olan ilgisini nasıl görüyorsunuz? Yeni düzende sanatın evrildiği dijitalleşmeyi nasıl değerlendirirsiniz? Bunun İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienaline yansımaları neler oldu?
Her bienalde yaklaşık 25-45 arası proje video projesi olarak geliyor. Bu bienalde 25 bağımsız video ve 6 adette enstalasyon bağlantılı video çalışması var. NFT ve daha kapsamlı projelerin öncüleri niteliğinde çalışmalar bienelde görebileceksiniz. Bu konuda küçük küçük adımlar atılmaya başlandı. Bienale gelen projeler arasında teknoloji altyapısı olan, arttırılmış gerçeklik, QR kodlu çalışmalar bulunuyor. Hatta TÜBİTAK ödüllü Yunus Emre Efal adında bir katılımcımız; plastik atıklar ve canlılar üzerindeki etkilerini anlatan, tasarım teknoloji, video ve estetiği birleştirdiği çok katmanlı bir proje geliştirdi.