Aslı Samat (Fotoğraf : Barış Acarlı)

Genç ve başarılı oyuncu Aslı Samat ile söyleşi

17 Kasım 2019

Türkan Şoray’la yer aldığı ”Uzaklarda Arama” filminde Konsomatris rolüyle ekranlara giriş yapan ve şu an Hercai dizisinde Melike Aştutan rolüne can veren, ismini tecrübeli isimlerin yanında andığımız azimli ve başarılı oyuncu Aslı Samat ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide oyunculuk hayatını, mesleğinde ki değerleri ve iki dostunu ele aldık. Keyifli okumalar dileriz…

Aslı Samat (Fotoğraf : Barış Acarlı)
Aslı Samat (Fotoğraf: Barış Acarlı)

1- Seni tanımayanlar için kısa ve öz olarak Aslı’dan bahseder misin?

İnsanın kendisinden kısa ve öz bahsetmesi ne zormuş 🙂 Bu kadar da kendini anlatmayı seven bir toplumda büyümüşken… Tamam, deneyeceğim. Aslı ben, 28 yaşındayım, Drama ve Oyunculuk Bölümü mezunuyum. Sürekli büyüyen, olgulaşan ama ruhunun özünü koruyan biriyim. Nabza göre şerbet insanıyım. Evet, tam tanımım bu. Yani bana kötü davranan insana sırf ortam bozulmasın diye gülümseyecek bir yapım hiç olmadı. İyinin de kat be katını hep karşımdakine vermeye çalışırım.

2- Oyunculuk ne zaman hayatına dahil oldu ve bu mesleği seçme nedenin nedir?

Oyunculuk yedi yaşında hayatıma dahil oldu. 21 senedir bir şekilde mesleğin içindeyim. Bu mesleği seçme nedenimi bu yaşlarda daha yeni anlıyorum. Onay bekleyerek büyümüş çocuklarız biz. En çok beğeni, en çok onay da sanırım bu meslekte var. Artık oraları geçtim, onaylanma ihtiyacım kalmadı ama seyirci sevdi mi tam seviyor. Bu sevgi de bana kendimi tam hissettiriyor.

3- Oyunculukta hayatımın dönüm noktası dediğin bir olay ya da gelişme oldu mu?

O kadar çok dönüm noktalarım oldu ki… Ben şansımın yanı sıra aklımı kullandım bu süreçte. Doğru insanlarla, beni ileri götürebilecek işlerde yer almaya özen gösterdim. Bu anlamda tiyatro ve ekran diye ikiye ayırabiliriz. Tiyatroda dönüm noktam Moda Sahnesi’nde Kemal Aydoğan’ın yönetmenliğinde oynadığım ”Torun İstiyorum” oyunu oldu. Yaptığım işin ne kadar kıymetli olduğunu onunla çalışırken gerçekten hissettim. Ekranda ise ”Uzaklarda Arama” benim ileri adım atmamı sağlayan en kıymetli işimken şu an yayınlanan Hercai dizisi dünyaya kendimi tanıtmam anlamında da dönüm noktam oldu.

Aslı Samat (Fotoğraf: Barış Acarlı)
Aslı Samat (Fotoğraf: Barış Acarlı)

4- Tiyatro ile başladığın oyunculukta kamera karşısında olmakla sahne de olmak arasında ki farkı kendi adına nasıl tanımlarsın? İki ayrı disiplin sana neler hissettiriyor?

Aslında her ikisinde de işimi yapıyorum; oynadığım karakterleri ayırmadan çalışıyorum, hissediyorum. İki disiplinin de avantajları farklı; tiyatroda iki ay boyunca prova yapıyoruz. Karakteri geçmişine kadar derinlemesine inceleme şansımız oluyor. İkinci avantajı ise seyirciden an be an reaksiyon alıyoruz ve bu bir oyuncuyu çok yükselten bir şey. Ekranın avantajı çok pratik olmayı gerektiriyor. Bazen çekimden kısa bir süre önce senaryoyu görme şansımız oluyor. Bu tarz durumlarda sette hemen o sahneyi çözümleyip karakterine uyumlu bir şekilde oynamak insanı pratikleştiriyor. Seyirci açısından avantajı ise daha büyük kitlelere ulaşmamızı sağlıyor. İki ayrı disiplini de çok seviyorum ve hemen uyumlanabiliyorum.

5- Türkiye’nin en çok sevilen Yeşilçam kadın oyuncularından Türkan Şoray ile kamera karşısına geçtin, Selçuk Yöntem, Hülya Gülşen, Nazan Kesal gibi isimlerle de sahne paylaştın. Oyunculuk serüvenine başladığın zamanlarda desteklerini arkana aldığın isim(ler) oldu mu? Çünkü bana göre bir işe nasıl başlarsan öyle gider.

Tam da şanslı olduğum kısım burasıydı. Ben hep çok önemli isimlerle çalıştım. Tiyatro, sinema, dizi, reklam, kısa film, klip hepsini deneyimledim. Mesela tiyatroda yönetmen yardımcılığı yaparken ustam Yıldız Kenter’di. Alanında en iyi isimlerle çalıştım. Çok başarılı ve tecrübeli oyunculardan bu yolda öğrenme şansım oldu. Kariyerimin başında beni teşvik edenler, duruşlarıyla örnek olanlar ve destekleyenler Yıldıray Şahinler, Engin Hepileri, Bülent Şakrak ve Demet Evgar’dır. Asla unutmam, vefa önemlidir.

6- 5 yıllık plan yaptığını varsayarsak 5 yıl sonunda tiyatro da nerede olabilirsin?

Bu sektörde o beş yıllık planların gerçekçi olduğuna inanmıyorum. Çünkü sevilen bir dizide oynamış olmak tiyatro kariyerinizde de çok şey değiştiriyor. Beş yıl sonra kendimi gördüğüm yere bir sene sonra gelmem de çok mümkün şu anki şartlarda. Nedir diyorsan benim için Moda Sahnesi çok kıymetlidir. Kemal Aydoğan’ın da Shakespeare yorumları çok meşhurdur. Dolayısıyla isteklerimden biri onunla tekrar böyle bir prova süreci yaşamak. Ayrıca kaliteli, yine kendi alanında çok başarılı yönetmen, koreograflarla çalışabileceğim bir müzikalin içinde görüyorum kendimi.

7- Oyunculuk dışında, oyuncu koçluğu, yazarlık gibi ilgilendiğin bir iş kolu daha var mı?

Açıkçası ilgim yok. Geçmişte aynı anda oyunculuk, koordinatörlük, nefes koçluğu yapıp hepsine yetiştiğim ve başarılı olduğum oldu. Fakat yeni Aslı farkında ki sadece oyunculuk odaklı ilerlemek istiyor.

8- Bir oyuncu olarak oyun günü ya da set günü kalktığında motive olmak ve günü enerjik geçirmek için neler yaparsın?

Bir set günü motive etmek kendini daha kolay. Güzel bir kahvaltı, keyifli müzikler, vaktim varsa bir saat pilates belki köpeklerimle bir saat yürüyüş… Tiyatroda ise zaten sahneye oyundan üç buçuk saat önce gidip ekibinle beraber beden, ses ısıtmak başlı başına bir motivasyon!

9- Sahne ya da set öncesi role nasıl hazırlanıyorsun? Ritüellerin var mı?

Set öncesi bir ritüelim yok. Sahne öncesinde bazen ışıklara bakıyorum ve şükrediyorum. Çünkü aynı görseli asistanlık yaptığım zamanlardan, 12 sene önceden hatırlıyorum. Kenter Tiyatrosu’nun ışıklarına bakıp dua ederdim o sahneye çıkabilmek için. Şimdi ise o sahnelerdeyim 🙂

10- İki dostun var: Sid ve Şeftali. Hayatına nasıl dahil oldular? Kardeşler mi?

Şeftali ve Sid. Ah onlar… Kardeş değiller. Şeftali sokak köpeği kırması. Annesinin çirkin kızı diye kimse onu sahiplenmek istemeyince ben sahiplendim. Sid ise karlı bir gün Nişantaşı’nda bir dükkana sığınıyor. Dükkan sahibi Ceren Akdağ onu alıyor ve sahiplendirmek için ilanlar veriyor. Onu da öyle gördüm sahiplendim. Onlar benim hayatımın parçası. Satın alma sahiplen diyoruz ya gönlüm çok rahat söylüyorum. Çünkü iki sokak köpeği sahiplendim, ikisini başkalarına sahiplendirdim. Toplumumuzun ahlak anlayışına göre normalde böyle şeyler söylenmez. Ancak maalesef şu an özenmeyle oluyor bazı şeyler. O sebeple söylemekten, anlatmaktan gurur duyuyorum. Satın almayın sahiplenin evet, ancak kendinizi tartıp güvenmiyorsanız hiç o sorumluluğu almayın. Çünkü bir hayvana önce sahiplenilip sonra bırakmak da sahiplenilmemek kadar acı veriyor…

Aslı Samat, Sid, Şeftali (Fotoğraf : Barış Acarlı)

11- Hakkında bilmediğim şeyleri araştırmak için adını yazdığımda en çok kilonla yer alan başlıklar karşıma çıktı. Bir oyuncu olarak yaptığın işten daha çok kilonun konu haline gelmesi ne hissettiriyor? Bu arada seni takdir ettiğimi biliyorsun ve onca aynı başlık belki de takdiri hak ettiğin içindir.

Ben oyuncu olduğum için Aslı Samat olmadım. Aslı Samat olduğum için oyuncu oldum 🙂 Köpeklerimi sahipleniş şeklim, oynadığım karakterler, verdiğim kilolar hepsi benim. Kimseye vaadlerim yok. Olduğum halimle beni görmelerini seviyorum. Ben 173 kiloydum. Şu an 76 kiloyum. Bunu başardım. Tüp mide ameliyatı, estetikler, spor çeşitleri, sağlıklı hayat, terapiler… Sizde başarabilirsiniz. Bunları söylemekte, insanlara doğru örnek olmakta hiçbir sakınca görmüyorum.

12- Mesleğine dönecek olursam; oynamak istediğin özel durumu olan bir rol var mı? Ve oynamasam daha iyi olur dediğin bir rol?

Oynamasam iyi olur dediğim bir rol yok. Konsomatris rolüyle ekran serüvenim başladı ve pek çok farklı rol oynadım. Hepsinin de bana katkısı oldu. Oynamak istediğim rol ise gerçek bir kötü. Güzel, sevimli gözüken bir kadın da kötü olabiliyor ya… Klişeleri aştığımız her rol ağzımı sulandırıyor.

13- Sahneyi paylaşmak istediğin özel isimler var mı? Ya da oyununu ben yönetmen istiyorum dediğin isim(ler)?

Sahneyi paylaşmak istediğim isim… Bilmem. Ben eğlenceli insanları severim. Belli biri var diyemem. Ama özellikle tiyatroda keyifli, eğlenceli çalışma arkadaşlarıyla yer almak istiyorum.

14- Son olarak yakın gelecekte yeni projeler var mı?

Şu an devam eden dizim Hercai var, tiyatroda “Benim Adım Feuerbach” oyunumuz devam ediyor. Ben Midyat – İstanbul arasında mekik dokurken bazen turneler için farklı şehirlerde de oluyorum. Sanırım bu keyifli sürece yakın zamanda kalben inandığım bir markayla reklam filmi de dahil olabilir.

Seni tanımayan ya da mesleki röportajına denk gelmemiş okuyucular için çok verimli olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim Aslı.

Önceki

Basit İki Kelime Değil, Dikkate Alınması Gereken İki Kavram; DİSTOPYA ve ÜTOPYA

Sonraki

‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ Londra’da / Umut Ulaş Er ile söyleşi

Kaçırmayın!

Doç. Dr. Selçuk Artut

Selçuk Artut’la Teknoloji Sanatı ve Yaratıcı Etkileri Üzerine

Çalışma alanlarında ses teknolojileri, yaratıcı kodlama, insan-teknoloji ilişkisi ve teknolojik
Halil Altındere, Siha Halı 1, 2023, 190 x 280cm

Halil Altındere “A Brief History of My Last Three Years” Sergisi

Pilot Galeri, 23 Kasım 2023 – 13 Ocak 2024 tarihleri