Gerçekten “her şey tanıdık, her şey yabancı” Mı?

Yelta Köm “her şey tanıdık, her şey yabancı” Sergisi Üzerine

Yelta Köm’ün “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisinde bende kalanlar…

her şey tanıdık, her şey yabancı derken tam olarak ne demek istendiğini düşünün… Cümlenin sonuna -mı da ekleyebilirsiniz. Yaşadığımızı bu zamanda ne yaşıyorsak, ne söylüyorsak, ne duyuyorsak kısaca her şey çok tanıdık her şey çok yabancı. Tanıdık olduğu kadar yabancı. Bunu bizler yapıyoruz. Normalleştirmeye çabuk alıştığımız, hatamızı hemen kabul edebildiğimiz gibi bizim değilmişcesine yabancı durduğumuz her konuyu, olayı ya görmezden geliyor, ya da tercihlerimizin sonucu olarak yaşamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bazen de yaşadıklarımızı kehanetlere bağlıyor, bizim dışımızda oluşan olaylar diye işin içinden çıkmaya çalışıyoruz. Olmadı en yakın çevremizden olasılıkları masaya yatırmasını ve çözmesini bekliyoruz.

Yelta Köm, "her şey tanıdık, her şey yabancı" sergisi, 2023, Versus Art Project
Yelta Köm, “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisi, 2023, Versus Art Project. credit: Barış Özçetin

Hangi evrende olduğunu bilmediğin, zamanın farkına varamadığın, gördüklerinin gerçek mi değil mi ayırt edemediğin, bir nevi boşlukta sallandığın yerdesin. Her şeye bilinç dışı dahil olduğun bir evren burası…

Yelta Köm içinde olduklarımıza, yaşadığımız, karşılaştığımız, gördüğümüz ama fark etmediğimiz şeylere karşılık evreni yeniden kurguladığı yeni kişisel bir sergi ile karşımıza çıktı. Serginin adına da “her şey tanıdık, her şey yabancı” dedi. Sergisi, Yelta Köm’ün dünyaya dair yeni önermelerde bulunduğu, olasılıkları tartışabileceğimiz, evreni yeniden kurguladığı bir sergi olarak Versus Art Project‘te Ulya Soley‘in küratörlüğünde ziyarete açıldı.

Gezerken serginin isminde de okunduğu gibi her şey tanıdık, her şey yabancı. Kusurlarımızdan dönüşecek yeni bir dünya. Tam da bu noktada aklıma Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya adlı romanı geldi. Hem bizden, hem de bizden değil… Dürüst olmak şart ise hepsi bizden, hepsi tanıdık. Eskilerin ayak izlerine bugün arkeoloji ile ulaşıyor, sanat tarihi ile aydınlatıyorsak gelecekte bugünden bıraktığımız her iz o zamanın dönemlerini etkileyecek izler olacak.

Yelta Köm, 'kazara gerçek', 2023, Mat Fiber Baskı, 100 x 135 cm
Yelta Köm, ‘kazara gerçek’, 2023, Mat Fiber Baskı, 100 x 135 cm

Benim için “her şey tanıdık, her şey yabancı” ifadesi çok tehlikeli. Söylemden çok hissettirdiklerine odaklanırsak, bildiklerimize yabancılaştığımızı çağrıştırıyor. Aile ilişkileri, merak duygusu, iletişim kurmak, kayıplar vs. devrelerin yanmasına dair pek çok kusuru hatırlatıyor. Olmaması gereken fakat olanlar. Duyguların yerini emoji alması, tek tuşla Dünya’nın başka yerine ürün kargo etmek, en zorlu sorulara yapay zeka araçlarının saniyeler içinde cevap verebilmesi, adını bile duymadığımız dilleri kendi dilimize çevirebilmek vb.

Yelta Köm, "her şey tanıdık, her şey yabancı" sergisi, 2023, Versus Art Project
Yelta Köm, “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisi, 2023, Versus Art Project. credit: Barış Özçetin

Dijital çağın içinde olmak ve buradan beslenmek üzerine düşündüğümde, sanırım her şeyin tanıdık, her şeyin yabancı olması en kapsamlı bu şekilde ortaya konabilirdi gibime geliyor. Teknoloji çağının sunduğu çeşitlilik gibi… algoritmanın önermeleri, doğadaki canlı Gül’ün emojiye dönüşerek yeni ifade biçimi olması, şiirlerin yapay zeka programlar aracılığıyla yazılması, daha sistematik gözetleniyor olmak, söz söyleme sanatı yerine görselliğin öne çıkması… bir yandan merak uyandırıcı, bir yandan da ürpertici olarak geleceğe tahayyülün sınırlarını zorluyor. Bu ihtimaller güçlü kurgusal gerçekler dizisi şeklinde kafamda dolanıyor. Bilim kurgunun içinde yaşıyormuş gibi. Fakat değil. Her ne kadar teknolojiyi bilinçli taraftan kullanmaya çalışsak da ilerideki olasılıkları düşününce ve “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisinde de görüldüğü gibi; teknolojinin eko sisteme, insan gücüne etkisini, insanı nasıl da hapsettiğini görmezden gelemeyiz. Bugün kullandığımız cep telefonları Köm’ün de gösterdiği gibi bir toprak parçası arasında kalmış, buluntu, antikaya dönüşecek. Veya bir kütle içinde doğaya karışamayan kablolar, plastikler…

Köm’ün kurgusal arkeolojik alan olarak tasarladığı, farklı malzemeleri bir araya getirdiği -fotoğraf, video, yerleştirme, heykel ve metin- “her şey tanıdık, her şey yabancı” sergisinde şimdilik bu dünyaya ait olmayan ve gelecekte bizleri nelerin beklediği, sanatçının şimdiden geleceği nasıl tahayyül ettiğini izliyoruz.

Sergi dijital bir Gül çiçeği üzerinden duyguları hissetmekten öteye geçip, doğanın içinden ve duygularımızı yansıtabildiğimiz bir araç olan Gül’ün dijitalde yeni bir ifade aracına dönüşmesi, imgelerle yeni mesajlar içeriyor. Bu şimdiki zamanın yeni dili.

Sergiye, sanatçının hazırladığı, kıyamet hikâyeleri ve imajları içeren, 8 kısa pasajdan oluşan bir kitap da eşlik ediyor.

“her şey tanıdık, her şey yabancı” 30 Nisan’a kadar Versus Art Project’te ziyaret edilebilir.

1988 doğumlu, Sanat ve Kültür Yönetimi mezunu, sanat ve kültür meraklısı.