Bu sezonun en sevdiğim oyunlarından biri olan B Planı’nın Finito. Yallah. Kış Kış. L*ve You oyununu geçtiğimiz hafta Kumbaracı50 sahnesinde izleme fırsatını buldum. İlginç olan isminin hikayesini oyunun sahnelerinde anlayacaksınız. Hatta sonundaki F*ck You ibaresinin L*ve You olarak değişmesi -her ne kadar kabul edilemez bir neden olan sansür nedeniyle olmuş olsa da- aslında oyuna yakışmış olabileceğini de düşündüm izledikten sonra. Çünkü oyun aslında bir yandan da kapanan tüm kapılara rağmen aşkla ve umutla hayatı yeniden inşa etmekle ilgili.
Oyunun yapımcısı, Derem Çıray’la birlikte ortak yazarı ve yönetmeni yine çok sevdiğim bir isim olan Sami Berat Marçalı. Oyuncular Evrim Doğan, Erdi Güçlü, Görkem Kasal, Ali Rıza Kubilay ve Gülce Oral. Baş karakter Ekin’e hayat veren Evrim Doğan dışında diğer oyuncuların rolleri sürekli değişiyor. Örneğin Ali Rıza Kubilay’ı Ekin’in babası rolünde, komşusu, pasaport sırasında kuyrukta bekleyen İngiliz gibi rollerde de üstünde ördekli bornozu ve duş ahizesi ile küvet rolünde de izliyoruz. Evet, doğru duydunuz, küvet. Ve yeni boşanmış bir kadının kurmaya çalıştığı yeni hayatında o küvetin çok önemli bir rolü var. 😉 Ya da mesela Gülce Oral yeri geliyor Küçük Prens’e benzeyen barmaid, otobüsteki Suriyeli kadın, Londra’da Ekin’e evini açan arkadaş ve Ekin’in kedisi William rolünde karşımıza çıkabiliyor. Ama o nasıl bir kedi olmak! Bir insan ancak bu kadar kedi olabilir, o nasıl bir oyunculuk, izlerken mest oldum diyebilirim. Sahnede sadece bir kanepe olsa da dekor olarak çeşitli aksesuarlarla kostümler değişiyor, bir sürü farklı karakter ve ortam ortaya çıkıyor, oyunun dinamizmi bir an olsun azalmıyor.
Kısaca konuya da gelecek olursak, Ekin eşinden ve birlikte yaşadıkları Londra’daki evlerinden ayrılıp İstanbul’a sıfırdan yeni hayatını kurmaya gelmiştir. Tabi İstanbul’da her şey bıraktığından çok farklıdır. Daha havaalanından şehre inmek için bindiği otobüste başlar bu farklılıkları anlamaya. Mesela otobüste Türkçeyi anlayan insan bulamaz! Daha sonra ev ararken her şeyin o tarafta da ne kadar değiştiğini görür. Evlerini sadece yabancılara vermek isteyenler, penceresi olmayan evlere istenen fahiş kiralar. Bir şekilde bulduğu evine çiçek almak isterken ya da dışarıda bir kokteyl içerken cebindeki paranın ne kadar değersizleştiğini fark etmesi. Daha önce çevresini oluşturan eşinin dostunun bir şekilde yolunu bulup yurtdışında bir düzen kurmuş olması. İşi olan senaryo yazarlığına döndüğünde karşılaştığı sömürü ve haksızlıklar. Kısacası her anlamda bireysel olarak yaşadığı o aidiyet sorunu ve yabancılaşma ve toplumdaki olumsuz yöndeki sosyal ve ekonomik değişimler çok incelikli bir şekilde ve gerçekten hem güldürerek hem düşündürerek anlatılmış.
Her sahnesinde tanıdık bir şeyler bulacağınız, tam da yaşadığımız bu döneme ait meselelere dokunan, kendi sesini arayanların hikayesi diyebileceğimiz bu güzel oyunu lütfen kaçırmayın.
En Yakın Tarih:
01.02.2025 Cumartesi / 21:00
DasDas Sahne / İstanbul
Şimdiden iyi seyirler.