Mine Sanat Galerisi DENEYSEL, 7 Mart – 6 Nisan 2024 tarihleri arasında, Fransız sanatçı Hugo Charpentier’in “ARCHE” adlı sergisini izleyici ile buluşturuyor.
« Arche » Başlangıca uzanan bir köprü
Ortalığa baktım, ortalık korkunçtu,
Hemen gemiye bindim, kapattım kapıyı
Sabahleyin gün ışıyınca baktım
Göğe bir bulut ağdı ortasında Adad gürleyip duruyordu
Önünde de Sullatla Hanis düzlerden doruklardan aşan tanrı sözcüleri
Nergal göğün bütün tıkaçlarını kırdı
Ninurta bütün sarnıçları taşırdı
Anunnakiler cehennem tanrıları meşaleler sallayarak,
Öz alevleriyle tutuşturdular bütün ülkeyi
Adad öldürücü sessizliğini yaydı göğe boydan boya,
Karanlığa gömerek ışıklı her şeyi
Testi gibi kırıldı yeryüzünün temelleri
Fırtına bütün gün esti kudurmuştan beter, ortalığı kasıp kavurarak
Anonim, Gılgamış Destanı 11. Tablet, Çeviren: Sait Maden
Ziusudra’dan Atra-Hasis’e, Uta-Napisti’den Gılgamış’a, Yaradılış kitabından, Promete’nin oğlu Deucalion’a ve Nuh’un gemisine kadar süre gelen, yüzyıllardır farklı medeniyetleri ve coğrafyaları içine alan, sona ve başlangıca doğru yolculuğa uzanan Tufan «Déluge» hikayelerine köprü görevini eserleriyle üstlenen Hugo Charpentier, bize düşsel imgelerle sunmaktadır. İçinde yüzdüğümüz gerçek dışı figürlerle, birçok farklı dünyalar arasında geçişi sağlarken, kurtarılamamış, unutulmuş ve kimi zaman da cezalandırılmış türlerle bizi buluşturuyor. Bu karşılaşma bizi insanlık tarihini yeniden düşünmeye iterken, tanrıların yarattığı katastroflardan soyu tükenerek yok olanları mı yoksa yeryüzünde kalıp bu hikâyeyi yayanları mı cezalandırmayı amaçlamışlar diye düşündürüyor.
Arche, ἀρχή etimolojik olarak Yunancada «başlangıç», «ilk», «ilk neden olarak» karşımıza çıkarken, yine antik Yunan felsefesinde dünyanın kökeni, temeli, başlangıcı veya her şeyin «İlk İlkesi» anlamına gelen bir kavramdır. Thales’in Her şeyin arkhe’si su’dur düşüncesi kuşkusuz sadece ilk kaynak olarak değil aynı zamanda değişimlerin temelinde yatan bir ilke olarak algılanması sanatçının üretiminde kurduğu mitolojik diyaloğu gözler önüne sermektedir.
İzleyiciye karmaşık bir doku içinde birbirine bağlanan, kaynaşan, çarpıştıran motif ve figürlerde varoluş çığlıklarına şahit olurken, yeniden yeryüzüne çıkmanın verdiği esrarengiz keyfi bizlere sunuyor. Sanatçı, çağdaş dünyamızın korkuları etrafında tuhaf bir şekilde tanıdık distopyalar hayal ediyor ve çiziyor. Hugo Charpentier’nin büyülü dünyasına Mine Sanat Galerisi Deneysel mekanında sizlerle buluşuyor.
Selen Su Durmuş – Mine Sanat Galerisi – Mart 2024
Hugo Charpentier “ARCHE” sergisi açılış kokteyli 7 Mart 2024, Perşembe Günü, Saat 16:00 – 19:00 saatleri arasında Mine Sanat Galerisi DENEYSEL mekanında yapılacaktır. Tüm sanatseverler davetlidir.
Hugo Charpentier
1990 yılında dünyaya gelen Hugo Charpentier, Lyon’daki Émile Cohl Okulu’ndan teknik çizim model tasarımcısı ve yayıncılık diplomasıyla mezun oldu. Şu anda Lyon’da yaşayıp çalışmaktadır. Birçok sanat üniversitesinde teknik ve teorik dersler vermektedir. Özellikle anatomi üzerine uzmanlaşmış olup aynı zamanda oyun karakterleri dizaynı yapmakta ve bu konuda eğitimler vermektedir. Çalışmaları, üretkenliğini çeşitli teknik denemeler (çizim, resim, heykeller, mimari referanslar, dijital sanat) ve çizgi roman tarzında deneyler (özgün ciltlerin yaratılması, içerik ile sayfa düzeni arasındaki ilişkilerin araştırılması, “zarif cesetler” çalışmaları vb.) arasında ortak bir teknik arayışıyla birleştiren bir sürece sahiptir.
Çizgi roman yazarı ve çizeri olarak, serigrafi, grafik tasarım ve yayıncılık üzerine çalışan Mauvaise Foi sanat kolektifinin kurucu üyelerinden biridir. En dikkate değer düzenli çalışmalarından biri, 2013 yılında Prodij ödülü ile ödüllendirilen ve 2016 yılında Angouleme Festivali’nde Alternatif Çizgi Roman Fauve ödülünü kazanan Laurence 666 eseridir.
Sanatsal pratiği genel olarak güçlü bir tematik ve stilistik tutarlılık sunmasına rağmen, medyuma ve formata yaklaşımı deneyseldir. Hugo Charpentier, geçici olarak bir tema ile bir tekniğin birleşimine odaklanıp, ardından başka bir kombinasyonu keşfe çıkar. Bu sayede, anlatısal güç hatları aracılığıyla insan ve onun çevresi, ortamı veya varoluş biçimine ilişkin çeşitli görüşleri ifade etme yetkisine sahiptir.
2015 ve 2016 yılları arasında, Néo-Bloom serisinde, insanın çevresiyle ve diğerleriyle ilişkilerinin, şiddetinin ve saçmalığının, rüya gibi gerçeküstü bir denizaltı ortamında incelenmesi için siyah-beyaz bir karışık teknik olan siyah taş, mürekkep ve guaj kullanarak deneyimledi. Ancak günümüzde, daha canlı ve bazen aldatıcı bir şekilde sabit, çoğu zaman çizgi roman evrenine daha yakın, daha renkli bir uygulama olan renk pratiği yönünde ilerlemektedir. Sanatçının aynı zamanda gerçeküstü dünya üzerindeki çalışmaları, Otto Dix’in yaralı yüzleri veya Egon Schiele ve Gérard Gasquet’nin koyu ve ince renklerle işlenen kurgusal portre serisine de göndermede bulunmaktadır.
Son çalışmalarında, mitolojik unsurlardan yola çıkarak çağdaş bunalımlarla harmanlayan sanatçı, renkleri keskin ve kontrastlı kullanmaktadır. Renkler, canlı veya soluk olsalar da, hikaye kaynaklı anlatı daha çok ön plana çıkıyor. Çalışmalarda gözümüz özellikle özel veya rahatsız edici detayları incelemeden önce genel yapıyı algılıyor. Büyük odaklanmalı ve çoklu karakterli sahnelerde ise, detayların gizlendiği yanılsamalı mahremiyet illüzyonu karşımıza çıkıyor.
Selen Su Durmuş
1993 yılında doğan Selen Su Durmuş, 2013 yılında plastik sanatlardaki başarıları ve aldığı ödüller sayesinde görsel sanatlar bursu alarak okuduğu İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra Lyon, Fransa’ya sosyoloji lisansı yapmak için taşınmıştır. Lisans eğitimini gerçekleştirdiği Lyon Lumière II Üniversitesi’nde “Lyon’daki sanat galerileri ve sanat tüccarları” üzerine yazdığı sosyoloji yüksek lisans teziyle tamamlamıştır.
10 yılı aşkın süredir Lyon, Fransa’da yaşayan Selen Su, aynı üniversitede doktora tezini sanat sosyolojisi alanında, İstanbul’daki sanat ticareti üzerine yazmaktadır. Aynı zamanda 2019 yılından beri eğitim aldığı üniversitede sosyoloji, siyaset bilimi, iletişim, sahne sanatları gibi bölümlerde araştırma ve anket dersleri vermektedir. 2020 yılından beri École EAC Lyon – Marché de l’Art, Culture, Luxe, Uluslararası sanat ticareti Üniversitesi’nde yüksek lisans tez sorumlu hocası olarak görev yapmaktadır. İngilizce, Fransızca ve Türkçe olmak üzere birçok uluslararası konferansta konuşmacı olarak yer almıştır. Ayrıca Fransa’da ulusal sosyoloji konferansları düzenlemiştir aynı zamanda İngilizce ve Türkçe akademik makaleleri bulunmaktadır.
Sanatçı ve akademisyen bir ailede büyüyen Selen Su, küçük yaşlarından itibaren sanat dünyasının içinde yer almış ve aldığı eğitimi ile sanat dünyasındaki işleriyle bu etkileşimini güçlendirmiştir. Fransa’daki ikinci yılında, bir yıldır özlemini duyduğu sanat dünyasına, bu sefer Lyon’da bir sanat galerisinde stajyer olarak yeniden giriş yapmıştır. Yaptığı staj, sanat ticaretini farklı bir açıdan gözlemleme fırsatı sunmuş ve Selen Su’yu galericilik mesleğini sosyolojik açıdan incelemeye yönlendirmiştir. Yüksek lisans eğitimine başladığında, tezini Lyon’daki sanat ticareti üzerine yazmaya karar vermiş ve bu doğrultuda yine Lyon’da bir sanat galerisinde 6 ay sürecek olan gözlem stajına başlamıştır. Daha sonra bir sanat salonunda bir yıl boyunca çalıştıktan sonra, daha önce staj yaptığı galeriler için sergi yazıları yazmaya başlamıştır.
İlk küratoryal deneyimini 2023 Eylül’ünde Bienal Hors Normes Lyon- Art Brut Bienali’nin 10. edisyonunda gerçekleştirmiştir. Öncesinde 2023 Nisan ayında Musée d’Art Contemporain de Lyon’da MacSup etkinliği altında, sanatçı Hélène Hulak eşliğinde müzede deneysel günler; atölye çalışmaları, forumlar, katılımcı turlar düzenlemiştir. Son olarak 7 Mart’ta Türkiye’deki ilk sergisini, Mine Sanat Galerisi’nde açılacak olan “Arche” sergisinin küratörlüğünü üstlenmiştir. Sergi kapsamında Fransız sanatçı ve akademisyen Hugo Charpentier’in eserlerini sergileyecektir.
Mine Sanat Galerisi / DENEYSEL
Göztepe Mah. Bahariyeli Sok. Toprak Apt. No 37, Kadıköy / İstanbul