Nisbetiye On’un içinde yer alan Loft Art Project’te 18 bağımsız sanatçının yer aldığı “Özkan Arı Art Academy +18 Young” sergisi 30 Haziran’a kadar Pazartesi hariç her gün saat 11.00-19.00 arası gezilebilir.
Öncelikle kısaca Loft Art’tan söz edecek olursak, Loft Art, bağımsız sanatçılar için eserlerini sergileyebilecekleri sanat alanı yaratmak amacıyla faaliyete geçmiştir. Sanat piyasasında fırsat eşitliği yaratmayı hedefleyen Loft Art, bağımsız sanatçıların üretimlerini desteklemek ve sanat piyasasında onları görünür kılmak hedefindedir.
Çok etkileyici işlerin olduğu yaz sergisinden birkaç işi burada da paylaşmak istedim.
Bilgehan Bülbül – Boom: Heykel referanslı figürlere etnik desenler ve çizgi roman arka planlara eşlik ediyor. Bu heykel figürleri bizi, çağın, tüketim içinde boğulmaya mahkum ettiği, öznelliğin tahakkümündeki güzeli yeniden düşünmeye yönlendiriyor.
Seda Eryılmaz – Kamusal Burjuvalar: Sanatçı Lacar’ın söyleminden referansla, öznenin gücünün geçici olarak edindiği simgesel işaretlerden ileri geldiğini anlatıyor. Yargıç örneğindeki gibi… Cübbesini giyip iktidar sahibi olmadan önce sıkıcı, önemsiz ve iktidarsız bir hiçtir.
Burak Şimşek – Diğerlerinin Acısına Bakmak: İki beton duvar arasında sıkışmış, birbirinin içine geçmiş insan figürlerini görüyoruz. Her figür kendi iç dünyasında kaybolmuş gibi görünse de birbirlerine olan bağları hissediliyor. Bu çalışma insanın duygusal ve fiziksel sınırlarını aşma arzusunu ve birbirine olan dayanışmayı vurgularken politikanın etkileri altında şekillenen insanın zorlu yolculuğunu da tasvir ediyor.
Abdullah Akburak – Sanat=Para: Adı üstünde aslında : ) Sanatçı burada sanatın her dönem para için yapıldığını Jeff Koons’un meşhur işini kullanarak göstermiş.
İpek Kılıç – Zafer Ne Tanrıya Ne de Şeytana Aittir, Zafer Deliliğindir: Sanatçı çalışmalarının temasını ideal güzellik kavramının sadece kadına özgü değil, günümüzde erkeklerin kadınlardan daha fazla bir biçimde güzelliğe verdiği önem üzerine konumlandırıyor. Bu nedenle erkeği de seyirlik bir nesne haline getirmiş.
Hayrullah Şengül – Distopya: Ai Weiwei’nin ‘ her şey sanattır, her şey politikadır’ iddiasının Caravaggio’nun dini başyapıtı ile birleştirilmesi kutsal ile laik, tarihsel ile çağdaş arasındaki sınırları yıkar. Hiçbir şeyin kutsal olmadığı, her şeyin politik inceleme ve sömürüye konu olduğu distopik bir toplumda kutsalın erozyonu, tarihin çarpıtılması ve sanat ile politikanın tehlikeli kesişim üzerine düşündürür.
Fatma Gökçe – İktidar Serisi: Sanatçı iktidar kavramını beden imgesi ve cinsiyet bağlamında sorguluyor. Ataerkil bir toplumsallığın temel özelliği olarak kadın ve erkek birbirinin kutbu olarak nitelendiriliyor. Kadın, farklı farklı ideolojiler ve siyasi yaklaşımlar çerçevesinde geleneksel öğreti ile modern yaşamla birlikte yeniden inşaa edilen kadınlık imgeleri arasında sıkışıp hem bireysel hem de toplumsal bir kimlik arayışı içerisinde kalıyor.
Edanur Arslantay – Sanat Siyaset: Sanatçı bu serideki iki eseriyle insanlık tarihindeki güç dinamiklerini, mücadelelerini, evrensel çatışmalarını, güç ve çürümenin insan toplumları üzerindeki etkilerini, iktidar ve kültürel sömürüyü yeniden üretim aracılığı ile ifade ediyor. Sömürgecilik sadece toprak ele geçirme ve kaynak kontrolü değil, aynı zamanda kültürel asimilasyon, kimlik baskısı gibi insani boyutları içerir. Masanın üstündeki sarı bez güç dengesizliğine dayalı sömürgeci zihniyetin gerçekliğinin örtülmeye çalışıldığını; hamam böcekleri ve silah tutan figürler iktidarın ve gücün karanlık yönlerini ve toplumdaki çürümeyi temsil ediyor.
Hepsi ve çok daha fazlası için 30 Haziran’a kadar Loft Art’a uğramayı unutmayın.
İyi seyirler.
Loft Art
Nisbetiye, Aytar Cd. No:107, 34340 Beşiktaş/İstanbul