Murat Morova’nın kişisel sergisi Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla, 1-30 Kasım 2024 tarihleri arasında Galeri Nev İstanbul’da gerçekleşiyor. Adını 20. yüzyılın önemli şairlerinden İranlı Füruğ Ferruhzad’ın dizelerinden alan sergi, Morova’nın geçmiş sergileri ve eserlerine göre daha şiirsel, dışavurumcu ve jestüel bir ifade yöntemini benimsiyor. Bu bağlamda eserler, sanatçının görsel ikonografisinden sembolleri yepyeni kurgular, dokular ve renklerle buluşturarak yaşadığımız coğrafyanın ortak değerlerine, sözlü geleneklerine ve anonimleşen görsel
referanslarına açılıyor.
Morova’nın eserleri, duygu dünyasına, insani değerlere, dünya düzenine, hayatın faniliğine ve ‘an’da olmanın önemine vurgu yaparken, yaşadığımız coğrafyanın sosyokültürel yapılanmasına ve belleğine de dikkat çekiyor. Sanatçı, serginin temasına paralel şekilde malzeme seçiminde de geçiciliği, şeffaflığı ve şiirselliği benimsiyor. Kavramsal ve teknik bir bütünlük içinde genellikle el yapımı kâğıtlar üzerine suluboya çalışan sanatçı, yapıldığı aşamada suyla yoğun bir ilişkisi olan, daha akışkan ve tesadüflere de olanak veren bir üretim süreci deneyimliyor. Son dönemlerde bazı bilim insanları tarafından ortaya atılan “Suyun belleği vardır” fikri, burada suyun yapısı ve anlamına dair referansları çoğaltarak bu molekülün gücünü tarih boyunca hem iyileştirici hem de yıkıcı, tahrip edici yönleriyle hatırlamamıza da aracı oluyor. İçinde bulunduğu anın duyarlılığını elinin şiddetine bırakıp deneyselliğe alan açan Morova, tıpkı suyun taşıdığı, yenilediği ve örttüğü her şey gibi, kendi sahneleri ve hikâyelerini de kimi zaman sular altında bırakıyor, tahrip ediyor veya o akışla geçmişten gelen figür ve sembollerin kompozisyonlarına serpişmesine olanak tanıyor.
Serginin bir diğer önemli noktası da sanatçının anlatısını bu kez bulunduğu coğrafyanın en nahif ve doğal kaynağından, Orta Asya ve Orta Doğu sözlü geleneklerinden ve anonimleşen görsel kültüründen hareketle kurgulaması. Arka planda bozlaklar, türküler ve ağıtlar gibi halk edebiyatı türleri ile Alevi-Bektaşi deyişlerinin Kafkasya’dan Ortadoğu’ya, İran’dan Balkanlar’a kadar uzanan etkileri yer alan eserler, merkezinde durduğumuz bu coğrafyanın çeşitli kaynaklarına hem dolaylı hem de görsel açıdan somut bir şekilde dokunuyor. Bu kapsamda sanatçı, cam altı resimler, duvar halıları, çiniler gibi anonim üretimlerin doku, renk ve etkilerini de benimseyerek bu kültürel hafızayı şiirsel bir duyarlılıkla ortaya koyup izleyicinin yorumuna açıyor. Metinler arasılık ve göstergeler arasılık ön plandayken, hat, ebru, çini, tezhip, kolaj gibi farklı sanatsal diller bir araya gelerek sanatçının ipuçlarını belirsiz kurgularla buluşturuyor. Bu jestüel, fragmenter hikâyelerin takibi, kimi zaman dini ritüelleri, ikonografi ve mitolojiyi parçalı anlatılarla buluşturan bir Parajanov sinemasında olduğu gibi izleyiciyi zorlayarak düşündürürken, kurgu içindeki espaslar uzun sekanslar yaratarak, derin düşünce ve tefekküre de izin veriyor.
Galeri Nev İstanbul, Salı-Cuma günleri arasında 11.00-18.30 saatlerinde, Cumartesi günleri 12.00- 18.30 saatlerinde ziyaret edilebilir.