“Soğuk Uyku” Albümüne İmza Atan Fatih Çölgeçen ile Söyleşi

Fatih Çölgeçen
Fatih Çölgeçen

Fatih Çölgeçen, uzun süredir yakınım hissettiğim dost müzisyen arkadaşlarımdan. Şarkılarını nasıl bir özenle dinleyene ulaştırdığının yakın şahidi olarak, tanıdığımdan bu yana bir albümü olması hedefine de nasıl sabır ve istikrarla yolculuk ettiğini iyi biliyorum.

“Müziğim, hüzünlü ama güçlü kalmaya gayret eden bir çaresizliğin vücut bulmuş hali gibi.”

Fatih Çölgeçen

Her bir şarkısı bir hissi uyandıracak ve bütünde ise “dinlediğim bir albümdü” duygusu yaratacak çok proje yok artık yazık ki; o yüzden yeni bir albüm dinlemeyi özleyenleri Fatih’in “Soğuk Uyku” albümü ile baş başa bırakırken, söyleşimizi keyifle okumanızı dileriz.

Müziğe ilk başladığın zamanlarda karşılaştığın zorluklarla şimdiki zorluklar aynı mı? Nasıl bir değişiklik gösterdi; peki bu zorluklar arttı mı azaldı mı?

Karşılaştığım zorluklar bana yetersiz olduğum noktaları birer birer gösteriyordu. Üzülüp, öfkelenmek yerine içine düştüğüm durumları anlamaya çalışıyordum. Yolu nasıl yürümem gerektiğini öğrendikçe bazı şeyler daha az yorucu olmaya başladı. Yetenekli olmanın yeterli olmadığını şarkıcı olmak istediğim ilk zamanlarda fark etmiştim. Beni en çok yoran aslında maddi imkansızlıklar olmuştu. İçimde sesler birikiyordu ama bunları gerçekliğe taşıyamıyordum. Geçmişe nazaran artık daha rahat, daha iyi olanaklarla müziğimi üretebiliyorum. Bunda üzerimde büyük emeği olan dostum Şenol Coşkun’un etkisi oldukça fazla ve önemli benim için.

Müziğini nasıl tanımlarsın?

Hüzünlü ama güçlü kalmaya gayret eden bir çaresizliğin vücut bulmuş hali gibi.

Şarkılarını hazırlarken ilham kaynakların var mı? Neler seni yazmaya ve beste yapmaya teşvik eder?

Bir sanatçının sadece sezgileriyle, özüyle ortaya bir şeyler çıkarabilmesi çok mümkün bir şeydir elbette ama hem hayatı hem de sanatın diğer disiplinlerini iyi içselleştirmesi onu muhakkak zenginleştirecektir. Beslendiğim şarkılar, filmler ve kitaplar var. Bu direkt şunu dinlemem lazım ya da bunu tüketmeliyim şeklinde olan bir şey değil. İzleriz, okuruz veyahut dinleriz ve o tükettiğimiz tüm detaylar içimizde bir gün başkaca olayları, durumları ortaya çıkartmamız için yardımcı olur. Bahsettiğim tüm bu aşamalar doğru bir ruh hali ile bir araya geldiğinde beste yapmamı sağlıyor.

Müzik kariyerinde hedeflediğin başarılar neler ve bu hedeflere ulaşmak için hangi adımları atıyorsun demeyeceğim çünkü yakından özenine şahidim. Benim sorum bu özenin ve emeğin karşılığını buluyor mu; nedenlerini biraz konuşalım mı?

Şu aşamada sanırım bulmuyor. Müzik yapabildiğime şükrediyorum. Şarkılarımı paylaşamasaydım delirirdim sanırım. Emeklerimin karşılığını hemen alamayacağımı biliyorum. Bu yola ilk çıktığımda bazı şeylerin önüme hızlıca çıkmayacağını gayet iyi biliyordum. Nedenlerine gelirsek endüstriyel işler yapmıyorum. Ana akımın ihtiyacı olan bir profile sahip değilim. Açıkçası pek umurumda da değil. Beni yakından tanıyan birisin, hiçbir zaman ortalıkta zıplayan biri olmadım. Tek hayalim müzik yapmaktı ve onu da ne mutlu bana ki gerçekleştirdim. Şimdilik bana yetiyor.

Zordur seçmek ama bugüne kadar üretirken seni en etkileyen şarkın hangisiydi, hikayesini öğrenebilir miyiz?

Soğuk Uyku… Çok aşıktım, atlatamıyordum. Hem kendimi hem onu affetmem gerekiyordu. Geleceğime odaklanamayacak kadar çok seviyordum. Soğuk Uyku bir tür hesaplaşma ve veda şarkısıydı.

Kısa bir süre önce albüm çıkardın: “Soğuk Uyku”. Albümün 90’lar kaliteli popun günümüze uygulanmış haliyle oluşmuş alternatif müzik türünde dersem bana katılır mısın?

Katılırım. Çünkü 90’lar pop müziği hepimiz için halen büyük bir hazineden farksız. Çok dinlerim, beslenmeye çalışırım. O dönemde yazılan şarkılar, yapılan aranjeler olağanüstü derecede iyiydi. Bugün o seviyede kalıcı işler yapılamıyor. Şu an çok iyi müzisyenler var tabii orası inkâr edilemez ama insanların aradığı, duymak istedikleri hikayeler ve hakikatler şu anki şarkılarda ve sözlerde neredeyse yok denecek kadar az.

Albümden bahsetmişken ilk defa bu söyleşimizle haberi olmuş olan müzikseverler olabilir, biraz daha bilgi vermen mümkün mü, kaç şarkıdan oluşuyor, kimler emek verdi bu albüme, gibi gibi…

Albüm on şarkıdan oluşuyor. Prodüktör ve aranjörlüğünü Şenol Coşkun üstlendi. Sözlerin tamamını ben yazdım. Kendi bestelerimin yanı sıra müzisyen dostlarımla birlikte ürettiğimiz eserler de albümde yer aldı. Vokal kayıtlarını Çağıl Nuhut eşliğinde aldık. Emre Yılmaz, Çağatay Vural, Öner Karaçuha ve Oğuzcan Bilgin gibi müzisyen dostlar sazlarıyla eşlik ettiler. Albüm kapak fotoğrafı ise Ece Nur Saygın’a, tasarımı ise Can Beğen’e ait. Tabii arka planda manevi desteleri ile albümün oluşmasına katkıda bulunanlar da oldu. Laleper Aytey, sen😊 sevgili Beyzacım😊, Özgün Atay ve adını sayamadığım çokça dost…

Albüm çıkarılan dönemler biter mi sence? Nasıl yorumluyorsun son gelişmeleri; yakın zamanda albüm yayımlamış bir müzisyen olarak fikirlerini öğrenebilir miyim?

Mümkün değil. Hikâye anlatıcılığının ölmesi lazım bir kere. Ana akımın, Spotify gibi mecraların bize dayattığı single furyası er ya da geç bitecek. Bu sistem bir kere sanatçıyı yoruyor, tüketiyor, gerçekliğinden ve yaratıcılığından uzaklaştırıyor. Adeta bir makinaymış gibi muamelede bulunuyor. En bariz örneği Spotify New Friday listesi feci derecede kalitesizleşmiş durumda. Listede yer alan şarkılar korkunç kötü. Neye göre, kime göre oluşturulduğunu zaten birçoğumuz biliyor.

Söyleşimize katıldığın için çok teşekkür ederim Fatihcim, senin eklemek istediğin bir şey var mıdır?

Ben teşekkür ederim Beyzacım😊 seninle sohbet etmek her zamanki gibi şahane😊

Beyza Cumbul, On Air Music Co.'da projelendirmeci, müzik ve yaşam yazarı, röportajcı.