Elif Yakarçelik ile Müziği ve Yapımcı-Prodüktörlüğü Üzerine Söyleşi

Elif Yakarçelik
Elif Yakarçelik

Elif Yakarçelik, kendisini caz tınılı, duyguyu dinleyene geçiren şarkı yorumuyla tanıyıp – sevip, zaman sonra sosyal medyada birbirimizle takipleşmeye başladığımızda ise yapımcı-prodüktör yönünü de görüp; itiraf edeyim hem çok şaşırdığım hem bunca yoğun programında kendi sanatına da vakit ayırabildiği için takdir ettiğim özel bir isim. Şarkılarını, yapımlarını konuştuğumuz söyleşimizi keyifle okumanızı dilerim.

“En büyük lüksüm sessizlik, o olmadan olmuyor.”
Elif Yakarçelik

Kariyerinizde kamera arkası daha önce başladı değil mi? Müzik çalışmalarınızı yayımlamaya nasıl karar vermiştiniz?

Kariyerime kamera arkasıyla başladım evet ancak doğduğum ev bir müzisyenin evi olunca aslında müzik en asıl mesleğim gibi oldu diyebiliriz. Annem Tülin Yakarçelik önemli ses sanatçılarından biridir, o nedenle evde piyano, plak ya da canlı müzik hiç eksik olmazdı ben de mecburen öğrendim bir şeyler 🙂 Daha önce rock gruplarıyla Beyoğlu’nun çeşitli mekanlarında sahneye çıktım uzunca bir süre, kendi tarzımı yakalamam uzun sürdü diyebilirim. O nedenle biraz geç oldu albüm süreci.

Müzik çalışmalarınızın öncesi illa ki vardır ama ben sizi 2017 yılında yayımladığınız “Geçici” albümü ile tanımış ve sevdiğim şarkıların sizin tarzınıza evrilmiş hallerine bayılmıştım. Ki hala başucu albümlerinden birisidir “Geçici”, keza “Yalnız Uyuma” albümünüz de öyle. O günden bugüne diskografinize 2 albüm, 2 single eklediniz. Bu geçen süreyi sizden dinleyebilir miyiz? Değerlendirme ve yaşadıklarınız olarak neler söylemek istersiniz?

Çok teşekkür ederim, bir de Berkay Tulumbacı ile düet şarkımız var aslında, adı ‘Yarım Kalsın’ onu da dinleyin seveceğinizi düşünüyorum 🙂 Bana kalsa her yıl bir albüm yaparım ama malum uzun sürüyor bu işler… Şarkı seçiliyor, stüdyoya giriyorum tam aranje ile uğraşırken başka bir şarkıya tutuluyorum, o nedenle zaman alabiliyor.

Ben söyleşimin giriş bölümünde caz tınılı dedim ama, bununla da sınırlandırmak ne derece doğru, siz müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Caz tınılı olan şarkılar var, yukarıda da belirttiğim gibi biraz dönemsel olarak yeni bir şarkıdan etkilenebiliyorum, biraz da eski rock şarkıcısı olmamdan kaynaklı o alt yapıyı yumuşatarak kendimi yeniliyorum diyelim yani çok da tanımı yok gibi aslında.

Soruma ek olarak; müziğiniz aslında benim için standart müzikal tarzların isimlendirmesi dışında özel de bir şeyi barındırıyor: “Yaşanmışlık” içeriyor şarkı yorumunuz. Yani şöyle açıklayayım; ben sizi dinlerken şarkı söyleyen birini değil, şarkıda anlatılanı yaşamış birini dinliyor gibi hissediyorum. Bize de yaşatıyorsunuz tabii o şarkı süresince…
Bu etkileyici “yaşanmışlık” hissinin bilinçli bir şekilde oluştuğunu düşünerek, şarkı seçim süreciniz hakkında daha detaylı bilgi alabilir miyim? Şarkılarınızı seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyor ve nasıl bir yöntem izliyorsunuz?

Yaşanmışlık ne kadar güzel bir ifade, teşekkür ederim. Eğer bir cover olacaksa seçtiğim şarkı, o zaman şarkının mutlaka bir ya da iki kelimesine vurulmuşumdur. Yani bazı kelimelerin bendeki karşılığı çok hüzünlü oluyor, İki Yol, Melankoli ve Hep Böyle Kal gibi şarkılar mesela. Yeni bir şarkı ise mutlaka içinde (melodik yapısı dışında tabii) kalbime dokunan sözler vardır. Kafam Karışık beni çarpan şarkılardan biri mesela… Onları seviyorum.

İlk sorumda kamera arkası dediğim konuyu biraz daha açarak yeni sorumu yönelteyim. Güldür Güldür Show, Var Bunlar, Hava Muhalefeti, Dedemin Fişi, Anasının Oğlu, İnsanlar Alemi, 5’er Beşer, Benim Annem Bir Melek gibi Türk televizyon ve sinema tarihine unutulmayacak projelere imza atmış ve ekran önündekileri güldüren yapımlara yönelmiş birisi olarak, müzik kariyerinizdeki hüzünlü portreyi nasıl açıklarsınız? Hüzün ve komedi gibi farklı duygusal tonları başarıyla dengelemek sizin için nasıl bir deneyim?

Komedi gündüz, müzik gece benim için… Senaryo, çekim, montaj, toplantılar, idarecilik vs. çok yorucu işler elbette ama eve girip kapıyı kapattığımda gece, huzur, hüzün yani gerçek ben devreye giriyor.

Film ve dizi yapımcısı olarak çalışmanız, müzik kariyerinizi nasıl etkiliyor ve birbirine nasıl katkıda bulunuyor? Müziğin biraz geri planda kalması gibi bir durum söz konusu mu? Bu sorumla şarkılarınızı daha geniş zamanlarda yayımlamanız “genel bir tercih mi vakitsizlik kaynaklı mı?” bunu öğrenmek istiyorum aslında.

Bazı planlarımı bozuyor tabii iş hayatı, stüdyoda son derece hüzünlü bir şarkı söylemeye hazırlanırken hiç durmayan ısrarlı telefonu açıp, farklı bir konudaki krizi çözmek zorunda kaldığım çok oldu. Neyse ki bu durumu daha da hüzünlü hale getiriyor, kendime üzülüyorum, şarkıyı daha iyi hissediyorum. 🙂

Albümlerle başlayan müzik yolculuğunuz bu sene yayımladığınız iki şarkı ile single yayımları olarak devam ediyor. Bu arada yeni albüm müjdesini de aldım. “Kafam Karışık” ve “Buradayız Şimdi” de bu yeni albümün habercisi iki şarkı mı, yoksa albümünüzden bağımsız olarak mı yayımladınız?

Albüme girmiştik aslında ama süreç çok uzayınca iki şarkıyı yayınlamak istedim, şimdi iki şarkı daha çıkacak ve sonra albüm geliyor… Bu şarkıların hepsi albümde olacak.

Ne zaman bizimle olacak yeni albümünüz takvimi belli mi?

Sonbahar gibi düşünüyorum malum şarkılarım yaz şarkıları olamıyor benim, pek eğlenceli değiller 🙂

Bunca yoğun çalışmanız arasında kendinize vakit ayırabiliyor musunuz? Başka nelerle ilgilenmekten keyif alırsınız?

En büyük lüksüm sessizlik, o olmadan olmuyor. Çoğu zaman insan sesi duymak istemiyorum (müzik dışında) kendimi uzun süre Assos’un bir köyüne kapatıyorum, pek kimseyle görüşmeden film izliyorum ve o filmlerin hiçbiri komik değil üstelik. 🙂 Bir de hayvanları çok seviyorum onlarla vakit geçiriyorum.

Söyleşimize katıldığınız için çok teşekkür ederiz, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Beni dinlediğiniz, ilgi gösterdiğiniz ve en önemlisi anladığınız için teşekkür ederim…sevgilerimle


Elif Yakarçelik

Beyza Cumbul, On Air Music Co.'da projelendirmeci, müzik ve yaşam yazarı, röportajcı.