17. İstanbul Bienali kapsamında Collect Gallery‘nin Juma ve Tophane’deki mekânlarına yayılan, Gönül Nuhoğlu‘nun Beetopia Chapter II sergisi, arılar ve ekosistem üzerinden iktidar meselelerini, iklim krizini gösterirken geleceği tahayyül etmemiz için yeni bir düşünme alanı açıyor.
Gönül Nuhoğlu‘nun Beetopia Chapter II sergisinde disiplinlerarası ifade şekli bir noktada çeşitliliğin de altını çiziyor ve yaşarken evrimleşmemiz, farklılıklarımızla bir arada olma hallerimiz ve hep birlikte bir şeyler ifade edebildiğimizi akıllara getiriyor. Sürdürülebilir ve iyi bir dünya için olması gerekenlere işaret edercesine…
Serginin çarpıcı ve hatırlatıcı olması dışında biraz ürkütücü, biraz olasılıklarla düşündürtücü ve bir o kadar da harekete geçirici tarafları olduğunu hissetmemek elde değil. Sistemi getirdiği eleştirilerde sanatı bir araç olarak kullanan ve bunu güncel sanat malzemeleriyle sunarak ziyaretçisinin ilgisini çeken Gönül Nuhoğlu, arılar üzerinden herkese gelecek için mesajlar veriyor. (Ancak her zaman ki gibi alabilene… )
23 Kasım‘a kadar Collect Gallery‘de devam edecek olan Beetopia Chapter II sergisi için merak ettiğimiz sorularımızı Gönül Nuhoğlu yanıtladı.
Sergi haberi için tıklayınız.
İtalya’da sergilenen Beetopia Chapter projesinin devamı olan Beetopia Chapter II ziyaretçilerine ne anlatıyor? Sergiyi bugün ve gelecek üzerinden ele alırsak nasıl bir okuma yapabiliriz?
Beetopia devam eden bir proje, üçüncüsü 2023 mayıs ayında Nişantaşı’nda bir galeride olacak. Beetopia, ekolojik sorunlardan yola çıkarak sistem eleştirisi yapan ve daha iyi bir geleceğe dair öneriler sunmayı amaçlayan bir sergidir.
Fotoğraf sizden görmeye alışık olmadığımız bir teknik ve bu sergide “Symbiotic” adlı fotoğraf serisini gördüm. Tophane’deki mekânın ikinci katında, duvarı boydan boya kaplayan, yapay zeka kullanarak ürettiğiniz, “Symbiotic” adlı fotoğraf serisinden, serinin üretim ve ortaya çıkışından bahseder misiniz?
Benim tüm üretimlerim geniş bir malzeme çeşidi içerir. İş sürecinde malzeme seçerken ifade etmek istediğim konuya vurgu yapan malzeme çeşidini seçmeye çalışırım. Symbotic adlı işimde de yapay zekayı ve onun üzerine uyguladığım encaustic metodunu seçmiş olmam tesadüfi ya da estetik temelli değildi. Symbiotik ya da ortak yaşarlık, akıl alacak hızda gelişen teknolojiyi temsilen yapay zekayı doğayı temsilen de encaustic metodunu, tamamen doğal balmumunu birlikte kullandım. Midjourney adlı uygulamaya sergi için yazdığım metinden ya da bu metine uygun kelime ve cümleler verdim ve sergide gördüğünüz görsellere ulaştım. Sağlıklı ekosistemlere sahip olabilmek için teknolojinin sisteme yönelik değil sürdürülebilirlik odaklı geliştirilmesi gerekmektedir.
“Beetopia” adlı eserde ana kraliçe kaslı ve güçlü bir imajla yaratılmış. Ertafında insanlar ona itaat eder halde bir düzen içinde yer alıyorlar. Ana kraliçe yoksa sistem de yok üretim de… Bu eserde üretim işlerini ana kraliçe etrafında insanların yaptığını düşünüyoruz. Tam de sanayi devrimiyle otomatikleşmeye başladığımız ve gelişen teknolojinin itaatkarları olduğumuz, erkek egemenliği altındaki hayatlarımıza da işaret ediyor gibi. George Orwell’ın 1984’üne çağırışım yapar cinsten. Eser geleceğe dair de olasılık önermesinde de bulunuyor. Ürkütücü ve düşünce sınırlarını zorlayan bir iş izliyoruz. Diğer işlerden farklı olarak ilgimi çeken “Beetopia” adlı bu eserin sizde yarattığı hisleri merak ediyorum…
Beetopia adlı işimde, uzay üssünü andırır mekân yeni bir düzen, yeni bir başlangıca işaret ediyor. Beetopia düşüm tamamen demokratik olduğu halde bu işte, yönetici Beequeen’i tebasını başıyla ve eliyle selamlar şekilde ve oransal olarak çok büyük yapmak istedim çünkü beequeen burada bir miktar ekosistemle eşleşiyor. Oransal olarak da özellikle küçük boyutlu çalıştığım insan figürleri, doğa karşısında aciz bir halde eko sisteme hizmet etmek için kendilerine sıra gelmesini bekliyorlar… ben o işe baktığımda ucu doğaya dayalı yeni, umut verici yeni bir sistemin başlangıcını görüyorum.
Beetopia Chapter II farklı disiplinlerin bir araya geldiği bir sergi. Bu çeşitlilik serginin dert edindiği konular gibi çeşitli ve üzerine düşündüğümüz şeyler. Konusu bakımından da geleceğe şüpheci yaklaşmaya ve çözüm arayışlarına yönlendiriyor. Bu açıdan sanatın dikkat çekici, algı yönetici ve harekete geçirici yönünü düşündüğünüzde sürdürülebilir bir evren yaratabilmemizin sizdeki karşılığı nedir?
Sergi metnini başına eklediğim Jean Jacques Regiber’in Kapitalizm, gezegenin hayatta kalmasıyla bağdaşmaz, alıntısından yola çıkarak yeteri kadar üretmek ve az tüketmek…
Beetopia Chapter sergilerinde “Egosuz bir dünya mümkün mü?” sorusunu soruyorsunuz. Sergiyi gezerken akıllarda; dişilerin yönetimde olduğu, egosuz, barışçıl bir dünyaya yeni düşünce kapıları açıyorsunuz. Sizce bu ne kadar mümkün?
Keşke olabilse… Ben de metnimi egosuz bir dünya düşüdür diye bitiriyorum zaten…
Bal toplayıcısı kıyafetleri içinde her an savaşmaya/bal toplamaya hazır vaziyette duran “Beesoldiers” adlı yerleştirmede izlediğimiz askerler -pek doğru bir benzetme olmasa da- uzay savaşçılarını andırıyorlar. Buradan değiller. Kolonileri için savaşmaya ayarlanmış, ana kraliçeyi koruyan ve ona biat eden, toplum düzeninde ana kraliçe için çalışan askerler. Askerlerin niyetlerinden ve gelecek için düşünüzdeki yerlerinden bahseder misiniz? Bize ne söylemek istiyorlar?
Beesoldiers adlı yerleştirmeyi Terracota Çin askerlerinden referans alarak gerçekleştirdim.
Terracotta Savaşçıları, Çin’in UNESCO Dünya mirası listesinde yer alan topraktan yapılmış heykel savaşçıları olarak biliniyor. Eski Türk geleneklerine benzer bir şekilde Çin Hükümdarı hayatını kaybettiğinde askerleriyle birlikte defnedilirdi. Bu gelenek Hun İmparatoru Attila için de uygulanmış bir ritüeldir. Buna göre imparator doğal ölüm ya da savaş gibi nedenlerle hayatını kaybettikten sonra ordusundaki askerler ve hatta bu ordudaki atlarla birlikte defnedilir.
Duvarda oynayan video da (The Last Dynasty) bir arının 8 saat süren ölüm videosu.
Küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişimi ve bilinçsiz zirai ilaç kullanımı nedeniyle yaşanan arı ölümlerine bunun sonuçlarına dikkat çekmek istedim.
[…] sanatçılarından Gönül Nuhoğlu, Serpil Çetinkaya, Numan […]
[…] Ozan Bayraktar (Sanatçı)Tuçe Erel (Bağımsız küratör – yazar)Aslı Seven (Küratör)Gönül Nuhoğlu (Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Yöneticisi)Derya Bigalı (Akbank Sanat […]