Yeni nesil sanat ve tasarım platformu Mercado’nun hayata geçirdiği, iklim krizi karşısında kentsel tarım önerisini odağına alan “Original by Nature” sergisi, Egemen Kemal Vuruşan’ın ileri dönüşüm cam enstalasyonu ile Ecem Dilan Köse’nin dijital sanat eserlerini bir araya getiriyor. Ek Biç Ye İç sosyal girişim ekibinin de teknik destek verdiği “Original by Nature” sergisi günümüz iklim krizi, temiz gıda üzerinden kıtlık sorununa temas ediyor.
“Original by Nature” sergisi, iklim krizinden doğan gıda krizine karşı bugün ekolojik hayat için neler yapılabileceğine dair yeni bir bakış açısı kazanabildiğiniz, dijital sanat ile sürdürülebilirlik meselesinin aynı platformda nasıl bir araya geldiğini görüp deneyimleyebileceğiniz bir sergi.
“Original by Nature” sergisinin odağındaki kentsel tarımın sanatla ifade edilmesi, sanat üzerinden çabanın sürdürülebilir bir dünyaya işaret etmesi dikkat çekici. Hepimizin organik olana ulaşma arzusu, temiz gıda, yeşil ürün, sıfır atık, geri ve ileri dönüşüm, iklim, sıfır karbon ayak izi ile kurmaya çalıştığı ilişki üzerine “Original by Nature” sergisi hem basit hem de farklı açılardan düşünerek neler yapılabileceğini anlatan da bir proje olmuş. Yaratıcı zeka ile döngüsellik içinde birbirini besleyen sanat eserlerinin ortaya çıktığı “Original by Nature” sergisi 22 Mart’a kadar Akaretler’de görülebilir.
Bu söyleşide yeni nesil sanat ve tasarım platformu Mercado ile ilk sergisi “Original by Nature” ele alınıyor.
Buyurunuz…
Dijital sanat, ileri dönüşüm ve kentsel tarımın bir araya geldiği “Original by Nature” adlı serginizden bahseder misiniz?
Kurgusu Mercado’ya ait olan “Original By Nature” sergisi, iklim krizine dikkat çekerken bir yandan da karşı karşıya olduğumuz bu önemli problem karşısında çözüm önerileri sunmayı amaçlıyor. Yeni nesil bir sanat ve tasarım platformu olarak yaratıcı üretim yoluyla ilham olma misyonuyla yola çıktık. Her sabah olumsuz haberlerle uyanıyoruz ve dünyamız ne yazık ki her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bu kötü gidiş karşısında sanatın iyileştirici gücü olduğuna inanan bir ekibiz. Hayata geçirdiğimiz ilk sergi projemiz olan “Original by Nature”da da iklim krizi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gıda krizine karşı kentsel tarımı alternatif bir çözüm önerisi olarak göstermeyi ve ilham olmayı amaçladık. Bunun için de bir kentsel tarım uygulaması olan hidroponik sistemi yaşayan bir sanat eserine dönüştürdük. Bu anlamlı proje için çok değerli üç isimle bir araya geldik: Cam sanatçısı Egemen Kemal Vuruşan, dijital sanatçı Ecem Dilan Köse ve temiz gıda üzerine çalışan Ek Biç Ye İç sosyal girişimi.
Original by Nature sergisinin sanatçılarını tanıtır mısınız?
Egemen ve Ecem çok farklı disiplinden iki sanatçı ancak kafa yordukları meseleler ortak. Geleceğimiz, gıdamız, suyumuz, aldığımız nefes… Kullandıkları teknikler ve medyumları farklı olsa da aynı sorunlar üzerine düşünüp soru sordukları zaman birlikte ürettikleri iş tam anlamıyla bir bütün oluyor. Cam, şu an belki de geri dönüşüm dendiği zaman ilk akla gelen materyallerden birisi. Üstelik günümüzde plastikten cama dönüş gibi bir gerçek var. Ancak biz sergide bunu bir adım öteye taşıdık ve “upcylce” dediğimiz ileri dönüşüm tekniklerini kullandık. Egemen, kullanılmış şişeleri sıcak üfleme tekniğiyle ileri dönüştürerek bitkilerin yaşaması için gerekli olan cam üniteleri tasarladı. Sudan aldığı ilham yarattığı formlar, Ecem’in dijital eserleriyle benzer dili konuşuyor. Ecem’in dijital sanat eserinde suyun dönüşüm hikâyesini görüyoruz. Üstelik eserlerindeki pembe/mor ışık enstalasyondaki bitkilerin yaşaması için gerekli olan fotosentez ışığını temsil ediyor.
Original by Nature serginiz kapsamında Ek Biç Ye İç ekibi ile de iş birliği yaptığınızı biliyoruz. Merkezinde kentsel tarımın ve iklim krizinin olduğu bu çalışmanın detayları nelerdir?
Ek Biç Ye İç’in teknik desteği ile bitkilerin yaşadığı üniteler topraksız bir kentsel tarım uygulaması olan hidroponik sistemin çalışma prensibine göre tasarlandı ve birbirine bağlandı. Sistem bir pompaya bağlı ve su sürekli olarak devir daim hareketi gerçekleştiriyor. Böylelikle bitkiler sağlıklı bir şekilde yaşamına devam ediyor. Sergi süresince sanat eserindeki bu bitkiler büyüyecek ve sergi bitiminde hasat edilerek sofraya dönecek.
Okurlarımıza “Original by Nature” sergisini hayata geçiren Studio Mercado oluşumunu da tanıtmak isterim. Studio Mercado hangi fikirden doğdu? Çalışma alanlarından, üretimlerinden bahseder misiniz?
Mercado, başta yeni nesil tasarım ve sanat içeriklerini derlediğimiz bir platform olarak ortaya çıktı. Dijitalde web sitemiz ve podcast sohbetlerimizle başlayan maceramız daha sonra basılı edisyonlarımız ve fiziksel projelerimizle birlikte bugünkü haline geldi. Yeni nesil bir mecra dememizin en önemli sebebi gerek işlediğimiz temaların gerek bu temaları ele alış şeklimizin konvansiyonel medyanın ve sanat dünyasının alışık olduğu kalıpların dışında olması.
Studio Mercado yeni nesil sanatçılarla yeni diyaloglara açık bir oluşum. Kendini geliştiren ve çağa uyum sağlayabilen Mercado’da sürdürülebilirlik ve sanat adına yeni neler göreceğiz?
Hem yerel hem global çok farklı projelerimiz olacak. Basılı edisyonlarımız özel temalarla çıkmaya devam ederken global bir kitap hazırlığımız var. Bununla birlikte ilham verici birçok fiziksel etkinliğimizi yine bu sene içerisinde deneyimleyebileceksiniz.