Pusula
Pusula

Pusula ile Grubun Müzikal Kariyeri Üzerine Söyleşi

7 Aralık 2022

Son dönem çalışmalarıyla dikkat çeken bir grup Pusula…
Biz de grup elemanlarını ve müziklerini daha yakından tanımak isteği ile bir araya geldik.

İyi okumalar dileriz.

“Müzik hiçbir zaman aynı kalmıyor.”

Mustafa Ülke

“Bizi muhtemelen bir arada tutan şey İstanbul’da olmamamız olabilir.”

Yunus Emre Tokmak

Sohbetimize katılan grup üyelerini kısaca tanıyabilir miyiz?

Mustafa Ülke: Herkese merhaba, ismim Mustafa Ülke. Grupta bas gitar çalıyorum.

Yunus Emre Tokmak: Selamlar. Yunus Emre Tokmak. Gitar ve vokaldeyim.

2017’de yayımlanan 4 şarkılık “Gel” EP öncesine; grubun biraz tarihine gidelim. Ne zaman kuruldunuz, kadrolarınız?

Mustafa: Grubu 2008 yılında Özgür ben Mehmet Ali kurduk. O tarihte bizimle birlikte olan Poyraz şu an kendisi anason grubunun tur menajeri olur. Tabir caiz yerindeyse sahnede kurulduk diyebilirim. Çünkü o tarihlerde Poyraz ve Mehmet Ali birlikte sahne almaktaydı biz onların sahne aldığı mekâna Özgür’le beraber gittik bas gitar & davul, ilk yarı Poyraz Mehmet Ali sahnedeydi ikinci yarı hep birlikte sahnedeydik çok da keyifli oldu o günden sonra birlikte müzik yapmaya karar verdik. Bu birlikteliğimiz 2008 yılından bugüne devam etmekte daha sonraki süreçte 2010 yılında Poyraz’ın ayrılması ile gruba Yunus Emre ve Selim dahil oldu. 12 yıldır da bu kadro ile yolumuza devam ediyoruz.

Yunus: Ben ekibe sonradan dahil oldum. Zoraki de olsa evde takılan birisini resmen sahneye atmış oldular 🙂

Ve 2017’den günümüze Bir EP, dört single ve bir tane de Akustik single ile müzikseverlere ulaştınız. 2017’den günümüze sizce grupta neler değişti?

Mustafa: Normalde bu soruya vereceğim cevap çok şey değişti yani müzik hiçbir zaman aynı kalmıyor Kendi içinde dinamikleri var ve biz elimizden geldiği kadar sound arayışına devam ediyoruz, çünkü her dönemin dediğim gibi kendi dinamikleri var ve biz de bunu ayak uydurmaya çalışıyoruz. Ayrıca her şarkı bize bir şey öğretiyor, bizim yaptığımız şarkılarda şunu görebilirsiniz her zaman bir önceki işe bir göz kırparız hatta bir sonrakine de. Özgün olması ya da bize özgü olmasına dikkat ederiz çünkü birbirine benzer iş çok fazla şu an piyasada biz aradan bu manada bize has bize özgü bir şeylerle çıkmayı daha çok istiyoruz ve buna da çok dikkat ediyoruz.

Yunus: Üretmenin zehrini bir kere aldıktan sonra aynı insan olarak kalabilmeniz mümkün değil. Artık yeni bir yola girmiş oluyorsunuz. Ayrıca zamanın acımasızlığının üzerimizdeki etkisi de kaçınılmaz. Onun haricinde şarkı yazma şeklimiz, düzenleme şeklimiz değişti insan olarak değiştik. Bir değişim süreci toplu olarak yaşanıyorsa hissedilmiyor ama ekipteki hiç kimsenin aynı adam olmadığına eminim.

Bağlantılı olarak 2017’de dinleyene “Merhaba” dediğiniz zamanla şimdiki zaman arasında şartlar nasıl değişiklik gösterdi?

Yunus: Memlekette müzik yapmaya çalışmak zaten delilik idi. 2017 yılındaki Gel EPsi de o deliliğin ürünü aslında. Hani Sait Faik’in “yazmasaydım deli olacaktım” dediği cinsten. O dönem o iş çıkmamış olsa idi elbiseleri çıkarıp sokakta koşabilirdim. Muğla’da olmak ve birçok manada her şeyden uzak olma durumu yapılacak işin zorluğunu da bir yandan katlamakta idi. Gerçi durum hala çok değişmiş sayılmaz. Zaman içerisinde bir ekip oluşturabilmeyi başardık müzik üretmek haricindeki işleri ile alakalı. Biraz yol almış olmak sevindirici

Müziğinizi hangi janra yakın değerlendiriyorsunuz? Rock tınıları ağırlıkta olsa da biraz alt müzik türlerini de barındırıyor gibisiniz. Mesela Rüya’da elektronik müziğe de göz kırpmışsınız.

Mustafa: Aslında şöyle içinde rock tınıları barındıran, elektronik müziğe göz kırpan, içinde klasik pop ritimleri de bulunduran. İşler yapmaya çalışıyoruz. Ancak sound arayışı hiç bitmiyor bitmeyecekte. Ama rock forever tarafımız belli olsun da.

Yunus: Sahnede çalarken rock ağırlık bir sound var. Prodüksiyon aşamasında akla gelebilecek her janrdan esintiler bulmak mümkün. Bir yemek yaparken bile belli kurular çerçevesinde istediğiniz her türlü malzemeyi birbiri ile buluşturabilirsiniz. Müzik yapmak da biraz buna benziyor.

Toplumsal konulara da duyarlı olduğunuzu takip ediyoruz. Kadın cinayetlerine dikkat çeken bir klip yapmıştınız değil mi; “Son Şarkım” için. Sonra göçmen konusuna değindiğiniz “Yaşanmamış Hayatlar” var. Sizce farkındalık çalışmaları gereken ilgi ve desteği buluyor mu?

Mustafa: Ben öncelikle bu güzel soru için teşekkür ederim evet yani şarkılarımızda kliplerimizde bence toplumumuzun en büyük yaraları olan kadın cinayetleri hele ki son yıllarda yaşadığımız göçmen sorunu bunlar çok önemli sorunlarımız. Biz de kendi üslubumuzla bunlara bir cevap vermek istedik bir farkındalık yaratmak istedik ama maalesef toplum yeterli desteği aldığını düşünmüyorum ki bugün bir kadını sokak ortasında öldürüyorlar ya adam yanından geçip gidiyor hiçbir şey yapmıyor ya da 50 tane göçmeni bir arada görüyor ne yapacakları nereye gidecekleri belli hiçbir şekilde müdahalede bulunmuyor insanlar o yüzden şarkılarımızın gerekli desteği görmemesi de normal ama bizde hayal kırıklığı yaratmıyor aksine bizi daha da yüksek ses çıkarmamıza motive ediyor. Biz toplumsal olaylarda ses olmaya daha çok ses çıkarmaya hatta sesimiz duyulana kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz.

Sahne çalışmalarınız devam ediyor değil mi? Muğla ve çevresinde mi sahne alıyorsunuz, başka illerde de programlarınız oluyor mu?

Mustafa: Sahnelerimiz tüm hızıyla devam ediyor şu an Bodrum’da Bodrum’un en kıdemli sahnelerinden Veli Barda her cumartesi sahne almaktayız, diğer şehirlere ve konserlere de gitmekteyiz. Bursa, İstanbul, İzmir yakın zamanda konser verdiğimiz şehirler. Fırsat buldukça gitmeye devam edeceğiz.

Hemen bağlantılı olarak: Muğlalı müzik grubu Pusula açısından, tüm sektörün İstanbul’da dönüyor olduğu hissine kapılıyor musunuz? Orada olsaydınız her şey sizce aynı mı olurdu, farklı olur muydu iyi – kötü anlamda ne düşünüyorsunuz?

Mustafa: Elbette Muğla’da olmanın birtakım dezavantajları var ancak bazı avantajları da var onu da yansıyamayız. Ben de sizinle aynı fikirdeyim tüm sektörün İstanbul’da döndüğünü düşünüyorum. Bodrum’da olmamızın avantajı da Türkiye’nin her bölgesinden dinleyici ile buluşabiliyoruz. En çok hoşuma gidense İstanbul’da nerede sahne alıyorsunuz sorusu oluyor. Hayır biz buralıyız burada sahne alıyoruz arada İstanbul’a da geliyoruz cevabını duyunca insanların yüzlerinin aldığı ifade çok güzel oluyor. Bir nevi buralarda da bir şeyler yapılıyor buralardan da birileri çıkıyor fikri insanların kafasına giriyor. Bu da kendi içinde güzel.

Yunus: İstanbul ili memleketin finansal lokomotifi olduğu için her şey orada dönüyor. Bunu bir kere baştan kabul etmek gerek. Yaptığınız işi daha fazla insana ulaştırmak istiyorsanız İstanbul’da olmak artık bir zorunluluk hatta Ankara, İzmir, Eskişehir müzisyenleri bir noktadan sonra mecbur İstanbul’da yaşamak zorunda kalıyorlar. İstanbul’da olsaydık her şey çok çok farklı olabilirdi ama Pusula da bir arada bile olmayabilirdi. Nispeten daha küçük şehirlerde yaşadığınızda insan ilişkileri büyük şehirlerden çok farklı oluyor. Belki insanların samimiyet derecelerinden belki eyvallah etmemelerinden büyük şehirde ekip gerektiren işleri yürütmek çok daha zor. Bizi muhtemelen bir arada tutan şey İstanbul’da olmamamız olabilir.

Yine müzik dünyası genelinde sormak istiyoruz; sahnede güvenlik konusunda neler düşünüyorsunuz?

Mustafa: Son yaşananları düşündükten sonra can güvenliğimiz hakikaten yok, bazı durumlarla karşılaşmadık değil ancak hiçbiri münakaşadan öteye gitmemişti çünkü bar ortamlarında alkolden kaynaklı bazı gerginlikler olmuyor değil ama artık işin boyutu tahammülü sınırları o kadar geçti ki can almaya kadar gitti. O yüzden mekanların bir dizi önlem alması bizce şart oldu. Keşke böyle şeyler yaşamamış olsa ya da tekrar yaşanmayacağını garantisi olsa elbette kim ister güvenlikle sahneye çıkayım ya da sahnede bir güvenliğim olsun maalesef şartlar bizi buna sürükledi hepsinden önce eğitim şart.

Yunus: İnsanların iyi vakit geçirmek için geldikleri bir yerde bu tür olaylar ile karşılaşılması rahatsız edici. Sahne ile seyirci arasına bir şekilde bariyer koymak aradaki ilişkiyi zedeleyen bir durum. Bunun dengesini iyi ayarlamak gerekli.

Sohbetimize katıldığınız için teşekkür ederiz, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Mustafa: Çok keyifli bir sohbet oldu umarım okuyanlar da çok keyif alır ben de size çok teşekkür ederim. Bizi takip etsinler yeni çalışmalar yolda hepsi hazır zamanı geldikçe paylaşacağız o zamana kadar sevgiyle kalın.

Yunus: Bizleri bütün sosyal mecralarda @pusulamuzik adresiyle takip etmeyi unutmayın. En kısa sürede yeniden buluşacağız.

Sanat Okur

Türkiye'nin En Büyük Kültür Sanat Haber Portalı, Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Söyleşiler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Mehtap Demirci
Önceki

Portfolyo: Mehtap Demirci

Ümit Köreken
Sonraki

Bir Umut Filmi Üzerine Ümit Köreken ile Söyleşi // Nil Has

Kaçırmayın!

Gül Şener

Oyuncu, eğitmen Gül Şener ile harika bir söyleşi

Gül Şener, Boğaziçi Üniversitesi, ekonomi;İstanbul Bilgi Üniversitesi, ekonomi yüksek lisans
“Selçuk Yöntem ile Biraz Şiir Biraz Şarkı” sahnesi

Selçuk Yöntem ile Cazın Ritminde Şiirle Dolu Bir Yolculuk Başlıyor

Yapımcılığını Çolpan İlhan & Sadri Alışık Kültür Merkezi ve Piu