Şevki Silan, fotoğraf çekmenin yaşam tarzını değiştirdiğine, olaylara farklı bakış açısı kattığına inanan bir fotoğraf tutkunu. Şevki Silan’ın fotoğraf yolculuğuna dair merak ettiklerimizi “SANAT OKUR” adına sordum ve harika bilgiler aldım. Keyifli okumalar dilerim.
Kısaca sizi tanıtmak isterim, kimdir Şevki Silan?
1963 yılında İstanbul’da doğdum. 1980–2017 yılları arasında finans sektöründe yönetici olarak çalıştım.
2008-2015 yılları arasında çalıştığım bankanın Fotoğrafçılık Kulübünün başkanlığını yaptım. İfsak üyesi ve Fotoğrafmetre kurucu üyesi olup; şu an Fotoğrafmetre Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapmaktayım.
Fotoğrafmetre Derneği’nde ve özel seanslarda bire bir olarak fotoğrafçılık konusundaki bilgi birikimlerimi (temel ve ileri düzey fotoğrafçılık eğitimlerinin yanı sıra gece/az ışık, ileri pozlandırma, manzara, gezi ve belgesel) eğitmen olarak paylaşıyorum.
Fotoğraf eğitiminin yanı sıra bir bankanın ve bir fotoğraf kulübünün fotoğraf danışmanlığını (eğitim, gezi ve proje) yapmaktayım.
Ayrıca İstanbul içi ve İstanbul dışı özel fotoğraf gezileri düzenlemekteyim.
Yurtiçinde çok sayıda karma fotoğraf sergisinde yer aldım, yurtiçi/yurtdışı fotoğraf yarışmalarında da ödüllerim mevcuttur.
Fotoğrafa ilginiz ne zaman başladı? Sizi fotoğraf çekmeye iten şey neydi?
2008 yılında çalıştığım bankada kurulan fotoğrafçılık kulübü ile fotoğrafa başladım. Emekli olunca bir hobim olsun diye başladım ama bir anda fotoğraf çekme hobisi bende büyük bir tutkuya dönüştü. Öyle ki, neredeyse 5-6 yılda sığdırılabilecek tüm bilgi birikimini (eğitim ve gezi) ben 2 yıla sığdırdım.
Sabit Kalfagil, Nusret Nurdan Eren, Ali İhsan Gökçen, Oktay Çolak, Osman Ürper, Mustafa Bilge Satgın, Özcan Yurdalan gibi Türkiye’nin duayen fotoğrafçılarından hem eğitimler aldım hem de birlikte fotoğraf çekimlerinde bulundum.
İlk çektiğiniz fotoğrafı hatırlıyor musunuz?
Temel eğitim gezisinde Sirkeci garı fotoğrafları.
İlk fotoğraf makinenizi ve lensinizi hatırlıyor musunuz?
Tabi ki, Canon 450D ve 17-85 mm Canon lens.
Bizim için fotoğraf bir sanat dalı, her söyleşimde bu soruyu sormaya gayret gösteriyorum ve fotoğrafçılar tarafından bu soruya verilen cevaplar benim için çok önemli. Sizce fotoğraf bir sanat dalı mıdır, neden?
Evet, ben de fotoğrafı, resim, heykel, karikatür, sinema, müzik, edebiyat, tiyatro, dans gibi güzel sanatların bir dalı olarak görüyorum. Sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün farklı teknikler ile dışavurumu olarak ifade edildiğine göre fotoğraf da sanatın içinde yer almalı.
Bu şu demek, fotoğrafçı gördüğüne ilave bir şeyler katmalı; bu ışık olur, kompozisyon kuralları olur…
Ülkemizde fotoğrafçılık nerede? Eksiklerimiz neler?
Ülkemizde çok iyi fotoğrafçılar var. Ancak bence yetersiz, çok daha fazla olmalı diye düşünüyorum. Ülke olarak en büyük eksiğimiz yeteri kadar bildiğimizi düşünmemiz.
Fotoğrafçılık ülkemizde bir meslek dalı mı? Para kazanılıyor mu bu işten?
Fotoğrafın bu bölümüne çok fazla girmedim. Ticari anlamda değil de sanatsal anlamda fotoğraf ile iç içe oldum. Uzaktan baktığımda evet bir meslek dalı olarak gözüküyor. Özellikle son yıllarda düğün ve doğum fotoğrafçılığı revaçta gözüküyor ve bu işlerden para kazanılıyor. Bir süre sonra olmayabilir. Ülkemizin ekonomik koşullarına göre de değişkenlik gösterecektir.
Bence ekipman fiyatları çok pahalı, en ucuzu bile çok pahalı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Fotoğraf ekipmanları bizim ülkemizde pahalı. Son yıllarda kurun artması bunun en büyük sebebi. Yoksa birim olarak baktığımızda 1USD = 1 TL olarak düşünürsek ortalama bir fotoğraf makinası lensi ile birlikte 1500-2000 civarında olur.
Sizi etkileyen en beğendiğiniz fotoğrafçılardan bir iki isim vermenizi istesem aklınıza ilk gelenler kimler olur?
Sabit Kalfagil, İzzet Keribar, Susan Sontag ve Steve McCurry.
Instagram fotoğrafçılığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce de Instagram, fotoğrafçılığı “kaba tabirle” ayağa mı düşürdü?
Digital ortamda çok ciddi bir kirlenme var ama olsun. Instagram fotoğrafçılığını önemsiyorum. Dünyanın her köşesinden fotoğraflar görüyorsunuz. Çekilen ve paylaşılan fotoğraflar kaliteli olmasa bile özellikle yer açısından bizleri çok fazla bilgi sahibi yapıyor. Bizler için bir rehber diyebiliriz.
En beğendiğiniz fotoğrafınız hangisi? Sizi etkileyen yanını anlatır mısınız?
İzmir Tire’de çektiğim bir portre fotoğrafı. Kişinin duyguları ve ifadesi beni çok etkilemişti.
En çok ne fotoğraflamayı seviyorsunuz, neden?
Doğa ile iç içe olmaktan çok büyük keyif alıyorum. Doğa, tarih, manzara, belgesel ve yaşam fotoğrafı çekmeyi seviyorum.
Hangi ekipmanları kullanıyorsunuz ve neden bu tercihleri yaptınız?
Canon 5D Mark IV, Canon 11-24mm f/4, Canon 24-70 f/2,8, Canon 70-200 f/2,8 ve Canon 100-400 mm. Kendime yakın hissettiğim için Canon oldu. Ancak objektifler önemli, genelde her markanın bu aralıklardaki objektif kalitesi gayet iyidir. Işığın kalitesini kaybetmeden sensöre ulaşması önemli.
Aynalı mı, aynasız mı? Neden?
İnsanlar genelde daha hafif oldukları için aynasız makinaları tercih etmeye başladılar, ancak kaliteli objektif almaya kalktığınızda aynalı makinaların objektifleri ile aralarında ağırlık olarak hiç bir fark yok. Sadece gövdede (body) 400-500 gr kadar bir hafifleme söz konusu. Pillerinin hızlı bitmesi, tepkime sürelerinin biraz daha yavaş olması ve vizörden bakınca digital görüntüyü görmek benim şimdilik aynalı makinada kalmamı sağlıyor.
Teknoloji çok hızlı ilerliyor ve mutlaka kısa bir zaman içinde aynalı makinalar yerini aynasız makinalara bırakacaktır.
Yeni başlayanlar için bir iki özel tavsiye alabilir miyiz?
Her şeyden önce fotoğrafın temel kurallarını öğrenmek için mutlaka fotoğrafçılık konusunda eğitim almalarını ve kullanacakları fotoğraf makinasını çok iyi tanımalarını tavsiye ediyorum.
Bol bol pratik yapmak öğrenme sürecini hızlandıracaktır. Bu yüzden ilk başta fotoğrafı bilen kişiler ile birlikte çekime çıkmalarını, iyi fotoğraf çekmeyi öğrenmek zaman alacağı için sabırlı olmayı ve bu süre içerisinde devamlı öğrenmekle beraber, deneme yanılma yoluyla da bol bol fotoğraf çekmelerini öneriyorum.
Çektikleri fotoğrafları mutlaka paylaşsınlar ve fotoğrafı bilen kişilere gösterip eleştirmelerini istesinler.
Başlangıçta ekipmana yatırım yapmamalarını, fotoğrafı öğrendikçe hangi konularda fotoğraf çekmeye meyilli olduklarına karar verdikten sonra kendilerine gerekli olan ekipmana yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. Çok iyi fotoğraf çekmek için en iyi fotoğraf makinası sahip olmak gerekmiyor.
Fotoğraf çekerken keyif almalarını ve duyguları ile fotoğraf çekmelerini tasviye ederim.
Alacakları fotoğraf makinası aynalı ya da aynasız fark etmez, kişilerin maddi imkanlarına göre değişecektir. Önemli olan makina ve eğitimini alıp fotoğrafın büyülü dünyasına girmeleridir.
Fotoğrafın, insanların bakış açısını ve yaşam tarzını fazlasıyla değiştirdiğine inanıyorum.
Sabit Kalfagil hocamızın bir sözünü ifade etmek istiyorum; “Fotoğraf dilini iyi bilen, sadece karşıda kompozisyon istediği hale gelince deklanşöre basar. Bu akıl yürüterek, ölçüp biçerek olmaz. Eğer vücudumuz fotoğraf refleksini edinmişse bu kolayca yapılır.”
Fotoğraflarınızda Lightroom, Photoshop gibi programlar kullanıyor musunuz?
Ben Photoshop kullanıyorum. Ama fotoğrafa yeni başlayanlara Lightroom öneriyorum.
Yeni döneme ait projeleriniz var mı? Neler planlıyorsunuz?
Fotoğraf derneği başkanlığım ve fotoğraf danışmanlıklarım devam ediyor. Özel olarak üzerinde çekim yaptığım ve devam eden bir fotoğraf projem var. Bu projem henüz bitmedi bir iki yıl daha devam edecek. Ayrıca dernek olarak da her sene farklı projeler yaparak üyelerimizin fotoğrafik bilgilerini yükseltmeye çalışıyoruz.
Fotoğraf eğitmenliğiniz nerede devam ediyor sizden ders almak isteyenler hangi yolları izlemeli?
Fotoğrafmetre Derneği dışında özel dersler veriyorum. Bana aşağıdaki bilgilerimden ulaşabilirler.
Size ulaşmak isteyenler için iletişim kanallarınızı paylaşır mısınız?
Mail adresim: silan.sevki@gmail.com
İnternet sayfası : www.sevkisilan.com
Instagram: sevkisilan
Bu samimi söyleşi için çok teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.