Nil Has
Bir süredir yakından takip ettiğim bir isimden ve son filminden size bahsetmek istiyorum. İsmi Alican Abacı. Daha önce de Akdeniz Fokları belgeseli için kendisiyle söyleşi yapmıştım.
Alican Abacı şimdilerde Londra’da yaşıyor. Pek de dönmeyecek gibi. Kendisi bağımsız yönetmen, yapımcı ve su altı filmleri çeken bir dalış sporcusu. Londra’da dalabilir mi bilmiyorum ama Aw Film Production şirketini de yanına alarak artık yurt dışında filmler çekmeye devam edecek.
Alican ile ilk haberleşmem girişte de bahsettiğim gibi Akdeniz Fokları belgeseliyle olmuştu. Ülkemizdeki çevre sorunlarını ele alan bir yönetmen. Örneğin Akdeniz Fokları belgeseli, Only One World Left su altı kısa belgesel filmi ve size burada bahsetmek istediğim son çekmiş olduğu uzun metraj belgeseli The Edge of the Cliff/Uçurumun Kıyısında. Uçurumun Kıyısında filmi geçtiğimiz haftalarda Altın Safran’da en iyi belgesel ödülünü kendisine kazandırdı.
Alican’la görüşerek ilk uzun metraj belgesel filmi, The Edge of the Cliff/Uçurumun Kıyısında’n size bahsedeceğimi söyledim. Bunun üzerine kendisi de festival serüvenine yurt dışında devam edecek ilk uzun metraj belgesel filmi hakkında sizlerle paylaşmam için şunları iletti:
“The Edge of the Cliff, şehirleşme ve modernleşmenin günümüzde geldiği akıl almaz gelişmelerin getirilerini ve götürülerini karşılaştırıyor. Çevreci bir belgesel. Doğadan uzaklaştıkça bağlarımızın zayıfladığını bu yüzden eko-turizmin önemini vurguluyor. 2015 yılında maden arama izni verilen dünyaca ünlü tırmanış bölgesi Geyikbayırı’nı yabancıların gözünden ele alıyor.
Bu ilk uzun metraj belgesel filmim 2016 yılında başladığım bir proje. Belgeselin çekimleri 2017’de Barcelona’ya taşınmam dolayısıyla bir sene ertelendi. Ancak 2020 Eylül ayında bitirdim. İlk yolladığım festival olan Türkiye’nin en eski ve alanında tek Uluslararası Belgesel Film Festivali “Altın Safran”da, 98 ülkeden 1431 film arasında, Serbest Kategoride En İyi Belgesel seçilerek festival serüvenine son derece hızlı başladı. Ardından Aralık’ta Brezilya’da, Amazonlar’da düzenlenen Festival de Cinema de Alter do Chao’da diğer kısa filmim Only One World Left ile birlikte gösterildi ve ilk yurt dışı premierini yaptı.
Belgesel filmim sinematik görüntülerden oluşuyor yani büyük film festivallerinde sırıtacağını düşünmüyorum. Ancak çevre temalı festivaller önceliğim. Vermek istediğim mesajın dünyanın dört bir yanından alınacağını düşünüyorum. Nitekim belgeselde Alman, Estonyalı, Thailandlı, İsviçreli ve dünyanın birçok yerinden karakterler bulunuyor. Yani Antalya’da geçen uluslararası özgünlükte bir film diyebilirim. Festival sürecinde de bu kapsamda dünyanın dört bir yanına göndereceğim ve umuyorum ki güzel haberlerle döneceğim.
Film İngilizce. Türkçe, İspanyolca, Rusça, Fransızca, Portekizce, Flemenkçe ve Almanca dillerine çevirttim, yurt dışı serüvenine hazır. Ayrıca en az 3 dile daha çevirilecek.”
Antalya’lı olan başarılı yönetmen Alican Abacı, Londra’ya yerleşmesi hakkında şunları ekledi: “Daha önce Avustralya, İtalya ve İspanya’da birer sene yaşadım. Dünya’nın çeşitli yerlerinde gezi ve iş için bulundum. 2021 yılı itibariyle artık Londra’ya yerleşme kararı aldım. Aw Film Production şirketimi artık Londra merkezli olarak yürütmeye başladım. Londra benim için dünyaya açılan bir kapı olacak. Yep yeni bir serüven. İşlerimi bunun bilinciyle yürütmeye devam edeceğim. Ayrıca seninle daha önce konuştuğumuz Akdeniz Foku su altı belgesel projesi çalışmaları devam ediyor. Pandemi beni çok zorlasa da benim için asla bir bahane değil. En geç 2022’de bir yandan The Edge of the Cliff festival serüvenine devam ederken yepyeni işlerle, uluslararası projelerle karşınıza geleceğimin sözünü buradan veriyim.”
Benim fikrim Alican’ı ve işlerini yakından takip etmek ve zamanı geldiğinde desteklemek. Çünkü dünyamız, çevremiz adına önemli işler yapacağı çok net ve festivallerden eli boş dönmeyeceğinin de sinyallerini veriyor.
Alican Abacı ile Akdeniz Fokları belgeseli üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi okumak isterseniz; link.
Akdeniz Fokları harikaydı.