Simbart Projects 15 Mart – 20 Nisan tarihleri arasında LÜTFÜ, Özge Akdeniz, Ufuk Aydın ve Emre Tura’nın eserlerini bir araya getiren “Tekil İhtimaller” adlı grup sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergi, bilinçdışı ve sınırların oluşturduğu katmanların belirsiz olan tekillik halini görsel ifade biçimleri üzerinden değerlendiriyor. Bu olasılık katmanlarında kesişen eserler bireysel bilinç akışının durakladığı anların toplumsal bilinçle ilişki kurduğu öznel bir bakış açısında birleşiyor. Sergide, tekil olanı nesne bazında ele alan çalışmalarla beraber bireysellik kavramını bağlantılı formlar üzerinden yorumlayan eserler yer alıyor. Hafızanın farklı ifade biçimleri sınırları belirsiz olan temsillerde birleşiyor; doluluk ve boşluk arasında tanımlanmamış bir alan ihtimaline odaklanıyor.
LÜTFÜ çalışmalarında sınıf, nesne ve bellek kavramlarına yoğunlaşır. Günlük hayatta kullanılan nesnelere farklı bakış açılarıyla yaklaşıp, olduğundan daha geniş bir açıyla sunarak, seyirciye yeni alanlar açmayı hedefler. Sergideki çalışmaları günlük hayatta sık kullanılan ve çoğu zaman farkedilmeyen sarı mutfak bezi nesnesi üzerinden doluluk boşluk ilişkisini araştırır. Bu çalışmalar nesnenin hafızasına ve malzemenin işlevsel boyutunun ötesinde kullanım alanlarına dikkat çekmektedir. Pop bir imge olarak ele aldığı sarı mutfak bezi, zaman zaman hatalara yol açan, yüzeyde lekeler bırakan kimi zaman ise kişinin kendisini örterek bu hataları gizleyen bir yapıda izleyicinin karşına çıkar.
Özge Akdeniz çalışmalarında ele aldığı konuyu çözümlemek için zihnin anlam oluşturma süreciyle ilgilenip; algılamanın, tanımlamanın ve ilişkilenme biçimlerinin dönüşüm olanaklarını araştırmaktadır. İmgeyle kurduğu diyaloğa göre üretim mecrasını belirlemekle beraber, ağırlıklı olarak resim yapmaktadır. Üretim sürecine, kendi pratiğinin yanı sıra; sosyoloji, edebiyat ve sinema disiplinleri eşlik etmektedir. Sergide yer alan ‘Aksamalar’ adlı serisi, düzen içerisinde gerçekleşen aksama anlarına odaklanır. Tek başına gerçekleştiğinde önemsenmeyecek detaylar, peşi sıra meydana geldiğinde uyarıcı bir mesaj içerebilir. Çalışmalar, bu aksaklık anlarının düzene sızarak, kaçılan ya da unutulan bir problemi hatırlatan yönünü öne çıkarmaktadır.
Ufuk Aydın eserlerinde süreç kavramını ele almakta ve süreci düşünce aşamasından nihai sunum noktasına kadar, yaşamın o andaki formuna entegre etmeyi tercih etmektedir. Sanatçının çalışmaları, gündelik hayatta karşılaştığı nesnelerin barındırdığı imgeler üzerinden bir araya gelmektedir. Kimi zaman bir tüketim mamulü, kimi zaman bir kent mimarisinin bir parçasını farklı formlarda yansıtır. Sergide yer alan heykeller günümüz hayatında bireysellik ve topluluk kavramlarını ele almaktadır. Geometrik formlar, kent yaşamının günlük görsel imgelerinden olan binalar, gökdelenler, gökyüzünün boşluğunda yer kaplayıp aşina olduğumuz siluetlerden yola çıkar. Çalışmalarda birey ve topluluk ilişkisini, parça-bütün analojisi üzerinden; pas ve ham beton ile kent-doğa, strüktürel yapısı ile birey-toplum ilişkisinin yansımasını araştırmaktadır.
Emre Tura çalışmalarında insanı, onun büyük yalnızlığını yapılar arasındaki tek bir insanın organik yapısı ile dile getirir. Detaylardan arınmış mekanlar, zamansızlık ve sonsuzluk gibi kavramları çağrıştırır. Böylece daimi bir oluş halini göstermektedir. İzleyiciyi uzak bir evrene davet eder. En aza indirgenmiş biçimler , sıfır noktasından bakabilmeyi olanaklaştırır ve izleyicinin yeni anlamlar üretmesini sağlar.Biçimlerin geometrik acımasızlığına karşıt, resimlerdeki tek insanın organik yapısı, az olanın çok olana karşı gerilimini hissettirmektedir. Bir takım temsiller değil, bir his alanı oluşturma beklenmektedir.
Simbart Projects
Çukurcuma Caddesi, Çukurcuma Apartmanı 40/A
Beyoğlu, İstanbul