Algoritmalar yoluyla geometrik formları düzenlemeye dair bir sistem kuran ilginç sanatçı Vera Molnár’ın hikayesini dinlemek üzere Pera Müzesi’nin özel davetine katıldık.
“Düzeni seviyorum ama ona katlanamıyorum…”
Vera Molnár

Çağdaş sanatın önemli figürlerinden biri olan Molnár, günümüzde dijital sanatın öncülerinden kabul ediliyor. İşlerini yakından inceledikçe sanatın evrimleşmesine ışık tutmuş olabileceğini düşündürüyor insana. Sanat anlayışı serilerle oluşuyor. Kendisi gibi ressam ve bilim adamı olan eşi ile oluşturduğu “Molnár Sistemi” ile algoritma düzensizliğini kullanarak çizimler yapmış.
Pera Müzesi’nde 23 Şubat’a kadar sürecek olan “Hesaplar ve Tesadüfler” sergisinde, sanatçının yaşam boyunca çalıştığı işleri, çağdaşları olan Dóra Maurer ve Gizella Rákóczy ile birlikte sergilenirken, “Vera Molnár’ın İzinde” sergisi sanatçının işlerinden ilham alan 16 sanatçıyı da birlikte ağırlıyor. Algoritma sanatını kullanarak eserler sunan sanatçılar arasında Refik Anadol, Arno Beck, Peter Beyls gibi pek çok sanatçı var.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 2024 Macar – Türk Kültür Yılı kapsamında bu keyifli ve düşündürücü iki süreli sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor.
Vera Molnár, bilgisayarla yaptığı deneylerle dijital sanat ve algoritma sanatına katkılar sunarken aynı zamanda sanatın sınırlarını da genişletiyor. Peki bu sergide neler var?
Fibonacci dizisi, spiral döngüler, algoritma sanatı, matematiksel sistem dizilimleri, renklerin matematikle ve sayılarla uyumlu dizilişi, Volnart sanatının yapı taşları. Pera Müzesi’ndeki sergilerde tüm bu gelişimi ve matematiksel dehayı seyredebilme imkânımız var.

Bu sergi her katta ve her bölümde zihin oyunlarına inmenizi istiyor adeta. Sanatın ve yaşamın tarih sahnesinde gezinip tekrar düşündürüyor bizlere evrenin sayısal köşe taşlarını.
Bu sergide geçmişten geleceğe ithaflar var. Vera Molnár’ın çağdaşlarına göndermesi ve günümüz sanatçılarının Vera’ya olan hayranlığının ifadesi serginin içinde yer bulmuş. Vera Molnár’ın günlüklerinden işlenmiş dijital veriler Refik Anadol’un sanatıyla buluşmuş.
Pera Müzesi’ni, “Kaplumbağa Terbiyecisi”nin ev sahibi olmasından ötürü zaten çok severim. İletişim ve sanat ekibi de her işi kusursuz bir itinayla sunmayı başarıyor her defasında. Bu kez de öyle olmuş. Var da var. Sanat, matematik, hesaplar, tesadüfler, renkler, düzen- düzensizlik, kültür, sanatın tarihi, sanatın tasarıma aralanan ince kapısı, sayısız farkındalık…
Kaçırılmaması gereken, farkındalığı yüksek bir sergi.