Başak Cansu Güvenkaya (d. 1991, İstanbul) lisans eğitimini 2016’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel Bölümü’nü birincilikle tamamladım, 2013 yılında lisans eğitimi sırasında Weisensee Kunsthochschule Berlin’de eğitim aldım. Avrupa’da ve Türkiye’de birçok grup sergisine katıldım. 2019 yılında ise yüksek lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel Bölümü’nde tamamladım. Çalışmalarım; Türkiye, Avustralya, Almanya, İngiltere, Kanada, İtalya’da düzenlenen sergilerde yer aldı.
Günümüzde, doğup büyüdüğümüz yerde yaşamak ve oraya ait hissetmek zorunda değiliz. Bu nedenle ben de, kendimi ait hissedebileceğim, güven duyarak yaşayabileceğim bir yer arayışındayım; yaptığım yolculuklar ve yaşadığım tecrübeler beni, bir sanatçı olarak sürdürmeyi düşündüğüm varoluşuma tehdit oluşturan korku ve gelecek kaygısıyla yüzleştirdi. Korku ve gelecek kaygısı beni kaçış yolları aramaya itti. Bu yüzden kendi dünyamı kendim yaratmaya karar verdim.
Yalnızlık ve korku çağımız insanının özgürlük adına bireyselleştikçe içine düşmekten kaçamayacağı bir durumdur ve çalışmalarım bu durumla mücadele etmek için oyuncu, renkli bir yöntem sunar.
Heykellerim ve çizimlerim koruyucu birer figür veya tılsım gibi çalışır. Aslında ilk insanın ve yerli biçimde yaşayan toplumların inanç ve yaşayış biçimlerini sorgulayarak, heykelin ilk yapılma amacı olan koruyuculuk ve iyileştirme özelliğini konu edinir ve günümüzle bağlantısında yeniden yorumlama yolu açar.
İnsanları ve toplumu iyileştirici, koruyucu güçler çalışmalarımın içinde barınır. Çalışmalarım, çift yönlüdür; iyileştirir, korur ve saldırır. Bu karar, o heykeli ya da figürü aktive eden izleyicinin ihtiyacına göre belirlenir.
Yapmış olduğum heykellerin çoğu insanlarla interaktif bir biçimde iletişimdedir. Heykellerden bazıları kinetiktir. Kinetik olan heykellerin hareketli parçasını ileri geri oynatma, heykelin gözünü çevirme gibi işlemlerle heykel, izleyici tarafından aktive edilir. Bazı heykeller giyilebilir, izleyici bu heykelleri giydiğinde dönüşüme uğrar. Heykellerin bazıları da doğadan ve çevreden toplanmış veya geri kazanılmış malzemelerle yapılmıştır; bu heykeller başkalaşıma ve dönüşüme işaret eder.
Sivri formları ve birden fazla gözü, kuyruğu, ağzı olan canavar heykeller ve çizimler kötülükleri yutup yok eder. Yaptığım bazı heykellerin iki hatta üç kafası bulunmaktadır. Aslında bu durumun, izleyiciyi gerçeklikten uzaklaştırması amaçlanmaktadır. Heykellerimde ve çizimlerimde sembolik işaretler bulunur ve her birinin ayrı bir görevi vardır. Gözler; ortaya çıkan kötülükleri ve olumsuzlukları fark eder ve onlara odaklanır, keskin dişler ve ağız; bu kötülükleri yakalar, parçalar ve yutar, yılanlar ise; verilen mücadelede koruyucu figürde açılan yaraları iyileştirir. Bazı heykel ve resimlerde birden çok göz, ağız olması; heykelin veya çizimin koruyuculuk etkisini arttırır.
Sivri formlarında bulunan sıcak renkler figürlerin gücünü açığa çıkarır. Zehirli hayvanların genelde çok parlak renklere sahip olması veya tehlike anlarında parlak renklere bürünmesi gibi, benim heykellerimde de benzer bir savunma mekanizması bulunmaktadır. Tehlikeli olanı kendinden iter, korkutur ve uzaklaştırır. Ayrıca bu parlak renkler; izleyiciyi gerçek dünyadan kopararak, yaratmaya çalıştığım bu masalsı oyun alanına geçişini kolaylaştırır.
Bu oyun; bir şeylere karşı duran, korunaklı bir alandır. Heykellerim ve çizimlerimdeki karakterler, dünyanın kötülüklerini yutup yok eder; kötülüklerin, korkuların var olmadığı bir yer, korunaklı, kendine ait hayali bir dünya yaratır.
web: basakcansuguvenkaya
instagram: cansuguvenkaya