Olta Dayanışma önemli müzik projelerinden olunca bu haftayı da yine Olta’ya ayırdık ve
bir kez daha Olta albümlerinde yer alan müzisyenlerle sohbet ettik. Metin Önderoğlu, Veys Çolak, Övünç Aslan ve Sercan İke ile hem Olta Dayanışma deneyimlerini hem kendi müzik kariyerlerini konuştuk. Beğeniyle okuyacağınızı umut ediyorum.
Sizleri tanıyabilir miyiz?
Metin Önderoğlu – Ben Metin Önderoğlu, 2004 yılından beridir müzik hayatım aralıksız devam ediyor.
İlk yıllarda gitarist ve vokal olarak sahne almaya başladım. İlerleyen yıllarda üzerinde uzun yıllar çalıştığım One Man Band projesini hayata geçirdim. 13 enstrümanı aynı anda çalıp 9 farklı dilde şarkılar söylediğim bir konsept bu.
Son yıllarda ise kendi bestelerimi de kaydedip bağımsız bir müzisyen olarak dinleyiciye sunmaya çalışıyorum.
Övünç Aslan – Merhaba, ben Övünç. İzmir’de doğdum ve orada büyüdüm. Müzik ile uğraşıyorum ve Su Ürünleri Mühendisiyim.
Sercan İke – 2008 yılının sonuna doğru Ankara’da “Son Uçurtma” isimli alternatif rock grubumuzu kurduk. 2016’da Eskisi Gibi isimli albümümüzü yaptık. 2019’da ise ilk solo projem Bir Sabah’ı yayınladım. Ardından hem grupla hem de bireysel olarak yaptığım şarkıları ayırdım çünkü grupta besteci ve gitarist olarak yer alırken, solo projelerde, yazdığım şarkıları kendim seslendirmeye başladım.
Veys Çolak – Selam, ben Veys Çolak, müzisyenim : )
Olta’dan nasıl ve ne zaman haberiniz oldu? Kiminle bağlantıya geçtiniz, projeye dahil olmaya nasıl karar verdiniz?
Veys Çolak – Peyk ile bu fikir üstüne sürekli düşünürken nasıl yaparız ederiz diye konuştuk ve gönüllü bir ekip kurarak başlamaya karar verdik. Daha çok dijital dağıtım platformları ve Spotify, iTunes gibi mecralar konusunda destek veriyorum. Yükleme işlemlerini yapıyorum. Herkes gibi gönüllü olarak destek veriyorum.
Övünç Aslan – Pandeminin ortalarında Peyk grubunun solisti İrfan Alış “Olta Dayanışma” ile ilgili bir çağrı yaptı. Zaten o sıralar internet üzerinden bize eğitim veriyordu. Bende şarkı vererek katkıda bulunmak istedim.
Sercan İke – Bir “Peyk” dinleyicisi olarak aslında ilk albümden sosyal medya aracılığıyla haberdar oldum. Ardından müzisyen arkadaşım Oğulcan Sönmez dördüncü albüme birlikte şarkı verelim belki kabul edilir dedi.
Şarkılarımızı hazırlayıp Olta’ya ulaştık ve olumlu geri dönüşten sonra da ben “Kalbimi Biliyorum” isimli şarkımla, Oğulcan da “Şarkılarda Saklarım” isimli şarkısıyla yer aldık. Hatta o dönem ikimizin şarkısı da Spotify listelerine girdi bu da şarkılarımızın daha fazla insana ulaşmasını sağladı.
Metin Önderoğlu – Olta’nın fikirsel olarak ilk ortaya çıkış anlarının tanığıyım diyebilirim. Pandemi döneminin ilk zamanlarında Peyk’ten İrfan Alış’la kendisinin şarkı yazma atölyesinde tanıştık.
Bu atölyede Peyk’le birlikte “O” isimli ortak bir şarkı yaptık. O sıralarda İrfan Alış böyle bir şey yapsak nasıl olur diye düşünüyordu, konuşuyorduk. Şarkının yayınlanmasına kısa bir süre kala İrfan Alış beni aradı ve bu projeden bahsetti, “Bu şarkıyla başlayalım bu dayanışmaya” dedi ve tabi bende büyük bir mutlulukla kabul ettim. Zaten onlar baba, onlar varken bize söz düşmez. : )
Peykle bir şarkıda imzanız var. Nasıl gelişti, Olta’da yer almanız, Peykle yaptığınız ortak şarkının önünü açtı diyebilir miyiz? Devamı gelecek mi?
Metin Önderoğlu – Aslında şöyle oldu Peyk’le ilk şarkımızı zaten Olta için yaptık. Sonrasında benim kendi şarkılarımın kayıtları için çok değerli katkıları oldu Peyk’in. Bir şarkı daha yapalım diye konuşmamıştık ama ben yaptığım her kaydı İrfan Alış’a dinletiyordum. O da “Kocaman Sıfır” ı çok sevince beraber yaptık. İlerisi için de şu an net bir şey yok ama yine Peyk’i heyecanlandıracak bi çalışma yapabilirsem belki yine beraber bir şarkı yaparız ve bunu gerçekten çok isterim.
Bugüne kadar hangi şarkılarınızla ve hangi Olta albümlerde yer aldınız?
Sercan İke – İlk olarak Olta’nın dördüncü albümünde “Kalbimi Biliyorum” isimli şarkımla yer aldım. Ardından grubum Son Uçurtma’yla “Olta Hafıza” albümünde “Kurtar Beni” isimli şarkımızla yer aldık. Daha sonra Olta’nın türkü albümü olan “Beliz” albümünde Orhan Utku Özdemir arkadaşımın yorumladığı “Yenice Yolları” isimli türküye perdesiz gitarla eşlik ettim. Son olarak yayınlanan Olta’nın akustik albümünde “Bitmiyor Seni Düşlemek” isimli şarkıyla yer aldım.
Metin Önderoğlu – Ben aynı zamanda Olta’nın prodüktörlerinden biriyim. Fırsat ve zaman buldukça gelen her şarkıda katkıda bulunmaya çalışıyorum
Peyk’le birlikte yaptığımız “O” şarkısı dışında müzisyen olarak da destek olmaya çalıştım.
Deniz Perhan ve Övünç Aslan’ın “Güzel Günlere” şarkısına davul çaldım, Murat Karaçay’ın Özlem şarkısına gitar ve davul çaldım.
Hemen hemen her albümde stüdyomda yapılmış bir kayıt yer aldı.
Övünç Aslan – Oltanın 3.albümünde “Karar” isimli ve 6.albümde “güzel günlere” isimli 2 tane şarkı verdim.
Veys Çolak – ‘Ömür Boyu Yalnız’ ve ‘Uzaktayım Canlı Akustik’ ile katıldım.
Bireysel şarkıları bilinen ve sevilen bir müzisyenin böyle bir projede yer alması çok anlamlı. Sizden sonra zaten Kalben, Teoman, Feridun Düzağaç gibi isimleri de görmeye başladık Olta Dayanışma’da. İsim yapan müzisyenlerin katılım ve desteğinin önemini öğrenebilir miyiz?
Veys Çolak – Herkes tarafından bilinen müzisyenlerin Olta’ya şarkı vermesi çok daha insanın duyması ve dinlemesi açısından önemli. Bu algoritmalardan sıyrılıp dinleyiciye ulaşmak en zor şey. Popüler olup da destek olan müzisyen dostlar arttıkça daha da fazla dinlenmeye ulaşabilir ve daha çok müzisyene yardım edebiliriz. Hatta belki Olta ileride bağımsız müzisyenlere destek için festivaller düzenler.
Gelecekte de Olta’da sizi dinleyecek miyiz?
Metin Önderoğlu – Bir reggea şarkı yaptım, mix aşamasında, şarkı bittiğinde Olta’nın olacak.
Övünç Aslan – Gelecek albümlerde içime sinen güzel bir şarkım olursa onu olta ailesiyle tabii ki paylaşmak isterim.
Veys Çolak – Elbette, Olta yaşasın, birçok müzisyene destek olmaya devam etsin diye yine şarkılarımla katılırım.
Sercan İke – Olta, Türkiye’nin son yıllarda sadece sanatta değil, siyasette de bulunduğu ortamın içinde içinde en cesur ve en önemli işlerden birini yapıyor. Buna dahil olmak sadece bir şarkıyla dahil olmaktan daha fazlası o sebeple her koşulda desteklemeye devam edeceğim.
Sizin Olta dışında yer aldığınız Ankara’da Hava Kapalı projesi de benzer niyetleri taşıyan bir albümdü değil mi? Bu çalışmaya da değinir misiniz, başkentli müzisyenlerin ortak buluşmasını?
Sercan İke – Ankara’da aslında çok çeşitli ve çok yetenekli müzisyenler bulunuyor. “Ankara’da Hava Kapalı” isimli albüm dediğiniz gibi Olta’ya benziyor çünkü dayanışma ve birlikte müzik üretme hissiyatıyla ortaya çıkan bir albüm oldu. Kısacası klişeleşmiş örneklerin dışında daha farklı bir müziğin ve anlatının peşinden koşmak isteyen insanların bir araya gelerek ortak dertleri anlatma kaygısı diyebiliriz.
Bu albümün de ikincisini yapma planlarımız hala mevcut.
Bireysel müzik kariyerinizde yakın gelecek planlarınız nelerdir?
Metin Önderoğlu – Mümkün olduğunca yeni şarkılar yazıp kayıtlarıyla ilgilenmeye çalışıyorum. Bütün çabam daha iyi şarkılar yazmak ve dinletmek için.
Sercan İke – İlerleyen dönemlerde “Son Uçurtma” isimli grubumuzla yine yayınlamayı hedeflediğimiz şarkıların yanı sıra kendi solo projelerimi de sürdürmeye devam edeceğim.
Övünç Aslan – Bireysel müzik kariyerimde yakın gelecekte İrfan Alış ile “gecenin teni” isimli bir şarkımız var ve Fransızca versiyonu da yapıldı sadece ses dengeleri düzeltme işi kaldı geriye. Onu yayınlayacağız ve bir tane daha gelecek aynı yıl bir aksilik olmazsa. Barış çapkın var ve onunla da düşünüyoruz bir şeyler yapmayı. Ama çok kolay olmuyor bir beste üretmek. Mesela gecenin teni 2 yıl oldu şarkıya başlayalı ve yakın zaman da bitti. O yüzden bireysel kariyerimin genel olarak yakın bir geleceği yok gibi az biraz uzaklarda görünüyor.
Veys Çolak – Son 4 senede 38 şarkı yayınladım. Çoğunlukla bağımsız ilerledim. Şarkı yazmaya, kaydetmeye ve yayınlamaya devam ediyorum. Elimden geldiğince daha çok konser vermeyi planlıyorum.
Solo projeleriniz yanında ortak çalışmalarda da sizi sıkça görüyoruz; Elçin Orçun, Melek Mosso, Melis Karaduman ve son şarkınızda yer alan Mert Canka ilk aklıma gelen isimler. Bağımız müzisyenler ana akımla karşılaştırıldığında birbirinden daha haberdar ve temas halinde diyebilir miyiz?
Veys Çolak – Evet zaman zaman müziğini ve dostluğunu sevdiğim arkadaşlarımla ortak şarkılar yapıyoruz ve çok güzel sonuçları oluyor. Bağımsız müzisyenler olabildiğince birbirini araştırıp dinliyor diyebilirim. En azından benim tanıştıklarımın çoğu böyle. Arada şirketler olmayınca özellikle düet çalışmaları bağımsız yayınlamak daha hızlı ve anlamlı oluyor.
Konu bağımsızlığa gelmişken bağımsız müzisyenliğin avantaj ve dezavantajlarına da biraz değinelim. Nelerdir sizce?
Sercan İke – Bağımsız müzisyen olmanın avantajları aslında bir sanat üretiminde sanatçının isteyebileceği en önemli şeyi size sunar. O da üreteceğiniz eserin sizin dışınızda ticari ya da piyasa kaygıları gütmeden ortaya çıkarmanıza kimsenin karışamayacağıdır. Çünkü günümüz popüler kültür ortamının içinde bir şarkının süresinden tutun da içinde yer alan enstrümanlara kadar müdahale edilebilir bu da sizin yaptığınız sanatı sanat olmaktan çıkarır.
Bağımsız müzisyenlerin kendilerini duyurabilecekleri alanların çok kısıtlı olması Türkiye gibi bir ülkede sadece bu işi yapmanızı engelleyen etmenler arasında çünkü Kesmeşeker’in de dediği gibi “Bu dünyada âşıklardan çok acıkanlar var”
Bağımsızların en önemli zorlandığı konulardan biri de PR sanırım. Ama mesela Metin Önderoğlu üretken ve ürettiklerini de bülten vb. ile sunmaya özenen, tüm bunlarla da gördüğüm kadarıyla bireysel ilgilenen bir müzisyenlerden. Hemen ekleyeyim; emeklerinizin hem müzik hem PR olarak karşılığını aldığınızı düşünüyor musunuz, nerelerde takılıyor bağımsız müzik sizce?
Metin Önderoğlu – Evet, şarkı yazmaktan basın ilişkilerine kadar, şarkının tüm serüvenine ben eşlik ediyorum. Bir yandan çok güzel bir yandan da oldukça yorucu ve zaman alan detaylar var. Bence tanıtım, dinleyiciye ulaşma yaşanılan en büyük zorluk. PR olarak karşılık almak başlangıçta çok zor ama üretmeye devam ettikçe geniş kitlelere yayın yapan organlarında bir şekilde dikkati çekilebiliyor. Her şeye rağmen bağımsız bir müzisyen olarak ilerlemek benim için önemli. Çünkü bu bireysel çabayla ulaşılan gerçek sayılar ve dinleyiciler çok değerli.
Övünç Aslan’a bir sorum olacak: Bir “Trombonist” olarak enstrümanist olmayı nasıl değerlendirirsiniz? Ülkemizde yazık ki müzik sadece solistlerden ibaretmiş algısı konusunda neler söyleyeceksiniz?
Övünç Aslan – Trombon çok güzel bir enstrümandır. Güzel olan her şeyin çok fazla emek istemesi gibi bir huyu var bu hayatta. Çok disiplin gerektiriyor. Kötü mal sahibine yakışır felsefesi ile yola çıkarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve yapmaya çalışacağım. Müzik sadece solistlerden ibaret değildir. Vokal, trombon, piyano, vurmalılar her şey müzik için bir araç. Algı dediğimiz şey manipülasyondur ve gerçekle hiçbir bağı yoktur. Hiçbir şeyi alçaltamaz ya da yüceltemez. Bir şey kötüyse kötüdür iyiyse iyidir.
İcracı kendine bir alan yaratmalı ve ister vokalli ister vokalistsiz o alanda kendini var etmelidir. Ama gönül ister ki müzik toplumun yaralarını sarsın ve toplumu ileriye taşısın. Müzisyenlerin böyle bir görevi vardır. Çünkü her şey gibi müzikte felsefesinden saptırılıp piyasa ve para endeksli yapıldığı müddetçe bu içinde bulunduğumuz toplumsal bulanıklık daha da artacak ve sınırı olmayan ve istenmeyecek toplumsal buhrana neden olacaktır.
Peki mühendis müzisyen olarak tercihte bulunmadan ikisine de devam ediyor musunuz yoksa tercihiniz müzikten yana ağır mı bastı?
Övünç Aslan – Mühendislik yapmıyorum. Müzikten geçimimi sağlıyorum. Trombon çaldığım için biraz daha görece şanslıyım. Az trombosit olması işleri biraz daha kolaylaştırıyor benim için.
Sohbetimizin sonuna doğru gündem dışı bir sorum var Veys Çolak’a… Berlin-İstanbul hattı nasıl? Benzer bir rotayı 2,5 senedir İstanbul-Köln hattında uygulayan biri olarak sizin düşüncelerinizi daha da merak ediyorum?
Veys Çolak – Berlin – Kadıköy hattında 6 yıldır gidip geliyorum ve bu müzikal yolculuk hem bana çok güzel dostluklar kazandırdı hem de bakış açımı değiştirdi, zenginleştirdi. 20 yıldır İstanbul’dayım. Bundan sonra daha çok Berlin’de olacağım gibi görünüyor. Olabildiğince farklı müzikal deneyimler yaşayıp hem konserlere hem yeni şarkılara devam etmek istiyorum. İki şehrin de çok güzel yanları var. Hepsinden beslemek gerek.
Sohbetimize katıldığınız için teşekkür ederiz, sizin eklemek istediğiniz bir konu var mıdır?
Sercan İke – Bu değerli sorular için çok teşekkür ediyorum.
Metin Önderoğlu – Olta’nın tanıtımı için desteğiniz çok önemli. Herkes temiz hislerle bir çaba içinde. Biz de size bu katkınız için teşekkür ederiz.
Övünç Aslan – Teşekkürler.
Veys Çolak – Ben teşekkür ederim. Umarım Olta’ya daha çok müzisyen katılır ve daha da büyür. Pandemi bitmiş olsa da biz birçok müzisyene hayat olmaya devam edebiliriz.
Olta Dayanışma
Olta, gelirlerinin bağımsız müzisyenler için kullanıldığı bir albüm serisidir.