Ufuk Sağın 90’lar rock kalitesini günümüz müziği ile birleştiren, yolun çok başında olmasına rağmen güçlü İngilizce sözleri ve sesi ile dikkatleri çeken, gelecekte adını daha da duyulacağına inandığımız bir müzisyen. Kendisiyle müziği ve planları hakkında konuştuk; iyi okumalar dileriz.
“Ülkemizin dinleyicisi genel olarak kapalı bir kutunun içinde kalmış ve o kutunun dışında ne olduğunu hiç merak etmiyor.”
Ufuk Sağın
Sizi söyleşimizle tanıyacak okuyucularımız olacaktır. Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Tabi ki. İzmir’de doğup büyümüş 22 yaşında bir müzisyenim. Ege Üniversitesi’nde Almanca Mütercim – Tercümanlık okuyorum. Bir yandan da konserler, besteler, provalar, kayıtlar vs. ile uğraşıyorum.
Diskografinize baktığımızda İngilizce sözlü şarkılarda gördük sizi, Türkçe şarkı hiç yaptınız mı ya da böyle bir plan var mı gelecekte?
Henüz yayınlanmış Türkçe şarkım yok fakat kenarda bekleyen var. Onair Sahne müzisyenleri olarak Gülşah Elikbank’ın Aşıklar Gece Ölür romanına yaptığımız “Novel Soundtrack” albümündeki şarkım Türkçe olacak. O albümde bu yaz yayınlanmış olacak. Ondan sonraki projelerimde de Türkçe şarkılarım üzerinde yoğunlaşacağım. Kafamdaki projeler planıma göre giderse bol bol Türkçe şarkı da dinleyeceksiniz benden.
Aynı zamanda Almanca Tercümanlık bölümü öğrencisisiniz. Almanca şarkı da gelir mi sizden?
Şu an için öyle düşüncem yok. Zaman gösterir.
Türkiye’de yabancı sözlü rock şarkı yapmak kolay mı zor mu?
‘’Yapmak’’ kısmını kolay ya da zor olarak nitelendiremeyiz. Sonuçta söz yazmak içimden gelerek yaptığım bir iş olduğu için buna kolay ya da zor diyemiyorum. Fakat yapılan İngilizce sözlü müziği dinletmek anlamında soruyorsanız evet oldukça zor. Ülkemizin dinleyicisi genel olarak kapalı bir kutunun içinde kalmış ve o kutunun dışında ne olduğunu hiç merak etmiyor. Farklı bir şey yaptığınızda sürekli o kutunun içindeki insanlar tarafından eleştiriliyorsunuz. Benim durumumda ‘’İngilizce anlamıyoruz ki, bak falanca grup böyle yapıyor sen de öyle yap’’ gibi cümlelerle karşılaşıyoruz. Açıkçası kendi müziğimi insanlara asla zorla dinletmeye çalışmadım çünkü en başından beri hem rock hem de İngilizce sözlü olduğu için beklentilerim yüksek değildi. Beni seven, müziğimi seven insanlar kendileri bir şekilde dinliyor sağ olsunlar.
Bundan sonraki dönemde Türkçe yapmak isteme sebebim de kesinlikle bu değil. Yine kendi içimden o şekilde gelmesi ve dinleyip ilham aldığım kişilerin zamanla değişmesiyle ilgili.
Konudan konuya atlamış gibi oldum ama iyi açıkladım sanırım.
Son çalışmanıza kadar tekli çıkarmışsınız. Son çalışmanız “To Live Forever”da 3 şarkı yer almakta. Günümüz müzik dünyası koşullarında tekli, ep ya da albüm çıkarmak konularında yorumunuzu alabilir miyiz?
Single çıkarmak çoğu konuda EP ya da albüm çıkarmaktan daha kolay. Özellikle single tanıtımı yaparken tek bir şarkı olduğu için bütün yoğunluğu o şarkı üzerine verebiliyorsunuz. İnsanlar da artık bir albümü baştan sona dinlemiyor. EP ya da albümde de tanıtım yaparken bir şarkıyı öne çıkarmanız gerektiği durumlar oluyor. Bunu seçmek de oldukça zor. Fakat rock müzikte albüm yapmanın kültürel bir özellik olduğunu düşünüyorum. Aslında amacım EP değil albüm yapmaktı fakat özellikle şu an bulunduğumuz ekonomik krizde küçükten büyüğe doğru gitmek zorundayız. ‘’Albüm yapacağım’’ deyip tak diye çıkartmak mümkün olmuyor. Ama bunu kesin olarak söyleyebilirim ki albüm gelecek. Belki seneye belki 2 sene sonra. Zaman gösterecek.
Son zamanlarda Ankara müzik ortamları özlemle anılıyor, İstanbul zaten hep baş köşede, Adana müzik konusunda cevher kabul ediliyor. İzmir’de müzisyen olmak çok dile gelmiyor gibi. İzmir müzik ve müzisyen çevresi nasıldır özellikle rock camiası gözlemlerinizi öğrenebilir miyiz?
Gözlemlediğim kadarıyla belli gruplar, belli kitleler ve çokça yeni grup var. Bundan 10-15 yıl öncesine dayanan birkaç sağlam grup var İzmir’de. Kitleleri ve çaldıkları yerler sabit. Mekanlar da kitlesi olan bu eski grupları seviyor. Ama dediğim gibi çok fazla da bizim gibi genç gruplar var. Kitle oluşturmaya ve piyasada bir yere gelmeye çalışan bir sürü genç. Sıkıntı da şurada başlıyor. Mekan sahipleri bu genç grupları desteklemiyor. Yeni oluşmuş bir gruptan 40-50 kişi getirmesini istiyor. Getiremeyince de bir daha sahneye çıkarmıyor. Sözüm bütün mekanlara değil tabi ki. Fakat bahsettiğim tipteki işletmecilerin bu zihniyetten çıkmaları gerekiyor. Sen gruba düzenli program vereceksin ki kitlesini oluştursun. Tecrüben olmadan işe giremiyorsun, işe girmeden tecrübe kazanamıyorsun. Her şey maddiyata bağlanıyor. Her şeyin durmadan zamlandığı bu dönemde sadece müzisyenin aldığı ücret değişmiyor nedense. Bu durumlar diğer şehirlerde nasıl işliyor bilmiyorum ama bunları okuyan İzmir’li mekan sahipleri varsa bu konuları, özellikle yeni grupları desteklemeyi göz önüne almalarını isterim.
2022’nin 2. yarısı için plan ve projeleriniz var mıdır?
Üstteki soruda da bahsettiğim gibi OnAir Sahne ile olan “Novel Soundtrack” albümümüz bu yaz yayında olacak. Bu albümle alakalı başka projelerimiz de var. Onun dışında yıl bitmeden benden de mutlaka bir şeyler gelir. Kesin olarak şu olacak diyemem ama planlarım kesinlikle var. Önümüze de bir engel çıkmazsa zamanla haberi gelir zaten. : )
[…] Müzik alanında Türkçe ve İngilizce şarkılarıyla müzikseverlerle buluşan Ufuk Sağın, yeni şarkısı “Girdap”ı On Air Music Co. markasıyla […]